İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davada tutuklu yargılanan dönemin Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı eski Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız ek savunma yaptı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numara olduğu 270 sanıklı davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmaya bazı sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Soruşturma aşamasında "Kuzgun" kod adıyla gizli tanık olarak ifade veren ancak 9 Mart'taki duruşmada kimliğini deşifre ederek beyanda bulunan tutuklu sanık Yıldız, yaptığı ek savunmada, daha önceki savunmalarının geçerli olduğunu belirterek, "itirafçı" hükümlerinin uygulanmasını istediğini mahkeme heyetine iletti.
FETÖ'nün dindar ve muhafazakar subayları kullanarak darbe amaçladığını, bu teşebbüsten haberi olduğunu dile getiren Yıldız, 15 Temmuz'da darbe girişiminin başarılı olup olmayacağının netleşmediği zamanda teslim olduğunu, bildiklerini emniyet mensuplarına ve cumhuriyet savcılarına anlattığını ifade etti.
"Ölmeden öldür talimatı"
FETÖ tarafından kullanıldığını belirten Yıldız, şunları dile getirdi:"Darbe teşebbüsünün arkasında Fetullah Gülen ve Adil Öksüz'ün olduğunu ilk ortaya çıkaran benim ifademdir. 15 Temmuz gecesi Türkiye'de olan biten olayları gördüğümde, askeri kalkışma başarısız olmadan teslim olmaya karar verdim. Polisle çatışmadım, tek mermi atmadım. Emrim altındaki personelimin burnu bile kanamadı. Kalkışmayı sonlandırdım. Tabletime gelen mesajlarda birliğimin dışarı çıkartılması ve 'Ölmeden öldür.' talimatları verilmesine rağmen birliğimi dışarı çıkartmadım. Birliklerim dışarı çıksaydı çok kan dökülürdü."
Var olmaya çalışan milletin amiral yaptığı Anadolu çocuğu olarak sözlerinin arkasında durduğunu ve bu yönde ifade verdiğini anlatan Yıldız, tahliye talebinde bulundu.
Sanık Erdal Gün'ün savunması
Tutuklu sanıklardan dönemin İzmir Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü eski Binbaşı Erdal Gün, darbe teşebbüsünde komutanlıkta etkin rol aldığı, İl Jandarma Komutanı Albay Hasan Koçyiğit'i derdest etme görevinin kendisine verildiği, Koçyiğit'in aldığı sıkı tedbirler yüzünden darbeye karşı komutanının emirlerini yerine getiriyormuş görüntüsü vererek kendisini saklamaya çalıştığı suçlamalarına ilişkin savunma yaptı.
Darbe girişiminin planlandığı Ankara'daki villa toplantılarına katıldığı yönündeki iddiaları reddeden Gün, belirtilen tarihlerde ailesiyle İzmir'de bulunduğunu, darbe girişiminden haberinin olmadığını, askeri kalkışmaya destek verecek eylemde bulunmadığını iddia etti.
Soruşturma aşamasında "Şapka" kod adıyla gizli tanık olarak ifade veren tutuklu sanık eski Albay Hakan Bıyık'ın doğru söylemediğini, 14 Temmuz'da Bıyık'la yaptığı 30-40 dakikalık görüşmede FETÖ ve darbe teşebbüsüyle ilgili hiçbir şey konuşmadığını ve Albay Koçyiğit'in derdest edilmesine ilişkin herhangi bir görevin tebliğ edilmediğini savunan Gün, 15 Temmuz saat 22.30 sıralarında jandarmada çalışan sivil memurun, kendisinin de yer aldığı WhatsApp grubundan eski Boğaziçi Köprüsü'ndeki askeri hareketliliğe ilişkin haberleri paylaşması, eşinin bununla ilgili televizyon haberlerinden bahsetmesi ve cep telefonuna gelen şube müdürleri ile kısım amirlerinin göreve çağrılması yönündeki mesajların ardından işin ciddiyetine vardığını, hızlıca İzmir Jandarma Komutanlığına gittiğini kaydetti.
Albay Koçyiğit'in elindeki "Harekat Yıldırım" mesajını kendisine vermesiyle, içeriği okuduktan sonra darbe teşebbüsünden haberinin olduğunu ve tereddüt etmeden Koçyiğit'in emrine girdiğini öne süren Gün, daha sonra Bornova 2. Jandarma ve Komando Tugay Komutanlığından 4 kişinin Korgeneral Ata Kalkan'ın derdest edilmesi olayıyla ilgilendiğini, 16 Temmuz'un akşamına kadar da görevinin başında olduğunu savundu.
"İndirilen program arasında ByLock da olabilir"
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek FETÖ mensubu olmadığını ve terör örgütünün kriptolu haberleşme programı "ByLock"u telefonuna yüklemediğini iddia eden Gün, bununla ilgili tespite ilişkin, "Böyle bir programı kullanmış olduğumu hatırlamıyorum. Kullansaydım hatırlardım. Daha önce görev yaptığım Bitlis'te WhatsApp programını kullanıyorduk. Bunun güvenliğinden şüphe ettiğimizden daha güvenli program arayışına girdik. Teknik işlerden anlayan biri aracılığıyla, 2014'ün sonlarına doğru gizliliği olan bazı programları Google Play'den inceledik. O dönemde Google Play'den indirilen program arasında ByLock da olabilir. Eğer o programlardan biriyse, yaklaşık 10 gün sonra bunları silmiştik." ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün çıkarları doğrultusunda ByLock kullanmadığını iddia eden Gün, gerçeğin ortaya çıkacağından emin olduğunu söyledi.