Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye olduğu için 6 yıl 3 ay hapse mahkum edilen sanık Atilla Metin hakkındaki davanın gerekçeli kararında, örgütün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredilen, finans kaynağı Bank Asya'yı kurtarmak ve bankaya el konulması halinde "mağdur edebiyatı" yapmak için üniversite öğrencileriyle ev hanımları adına 18 bin yeni hesap açtırdığı belirtildi.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapse çarptırılan Metin hakkında kurulan hükmün gerekçeli kararı hazırlandı.
FETÖ/PDY hakkında ayrıntılı bilgiler verilen gerekçeli kararda, örgütün yıllarca devlet kurumları ve istihbarat birimlerinden gizlenmeye çalıştığı ve terör eylemlerini icrada gizliliğe büyük önem verdiği yer aldı.
Genellikle toplumu karıştıracak ve devleti hedef alan bir terör eylemini doğrudan planlayıp kendi üyeleriyle icra etmenin örgütün yöntemi olmadığına işaret edilen gerekçeli kararda, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Örgüt, eylemlerini ya taşeron bir başka terör örgütünü kullanarak icra etmekte ya da örgüte bağlı devlet kurumlarında yerleştirdiği kamu görevlilerine kamu gücünü kullandırarak bir devlet göreviymiş görüntüsü altında eylemini icra ettirmektedir. Bu yöntemlerle örgüt, hem deşifre olmamakta hem suçun sorumluluğunun doğrudan muhatabı haline gelmemekte hem de terör maksadını başarılı şekilde gizlemektedir. Devletin tepkisi ve toplumun desteğini kesmesinden çekinen FETÖ, eylemlerini gizlilik içinde kamu kurumlarındaki kadroları eliyle bir kamu hizmetini gerçekleştirme kılıfına büründürerek icra etmektedir. Ancak her terör örgütü gibi FETÖ de nihai hedefi elde etmek üzere 17 Aralık'ta harekete geçerek halen elinden gelen bütün gayreti gösterip doğrudan devleti hedef alan terör faaliyetlerini icra etmiştir."
Bylock'ta her mesaja ayrı kripto
Kararda, örgütün gizli haberleşme sistemi "ByLock" programı hakkında da ayrıntılı bilgiler verilerek, bu programda, mesaj uygulamasının güçlü bir kripto sistemi ile internet bağlantısı üzerinden erişim sağlanarak gönderilen her bir mesajın farklı kripto anahtarı ile şifrelenerek iletilmesine dayanan tasarıma sahip olduğu kaydedildi.
Bylock'ta, kullanıcı bilgilerinin ve iletişiminin azami şekilde güvenliğinin sağlanması amacının güdüldüğü belirtilen kararda, bu programda, iki kullanıcının haberleşmesi için çoğunlukla yüz yüze veya bir aracı vasıtasıyla temin edilen kullanıcı adlarının eklenmesinin gerektiği, kullanıcının birbirini eklemesi sonrası mesajlaşmanın başlayabileceği ve olası bir adli işlem neticesinde cihaza el konulması durumunda dahi kullanıcı listesindeki kişilere ve haberleşmelere ilişkin geçmiş verilere erişimi engelleyecek şekilde sistem kurgulandığının görüldüğü anlatıldı.
Kararda, Bylock'ta, kullanıcıların kendilerini gizlemesi için 38 haneye varan parola belirlendiğine ve belirli bir tarihten sonra uygulamanın indirilme yerine manuel olarak yüklendiğine işaret edilerek, ByLock üzerinden gönderilen mesajların alıcı tarafından silinmemiş ise 24 saat içerisinde otomatik olarak silindiği, gönderici mesajı gönderdikten sonra mesajı telefonundan silmesi halinde alıcı mesajı okuduktan sonra sistemin mesajı otomatik olarak sildiğine değinildi.
Bu şekilde kullanım sistemine sahip bilinen başka bir programın olmadığı vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Bu uygulamanın, kişisel çabayla sürdürülmesi ve finanse edilmesi bu işin doğasına aykırıdır. Normal şartlarda Bylock’un bu alanda hizmet veren bir şirket tarafından satın alınması veya yatırımcı alarak büyüme yoluna gitmesi beklenirken uygulama mağazalarından çekilmiş olması ve hiçbir reklam almaması tamamı ticari amaçla yapılmış tip programların üretim gayesinin bütünüyle dışında bir davranış tipi olarak görülmüştür."
KPSS'de usulsüzlük yapanlar aktif Bylock kullanıcısı çıktı
Kararda, FETÖ/PDY şüphelilerinin Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) usulsüzlük yaptığına da işaret edilerek, "2010 KPSS soruşturmasında 100 ve üzeri soruya doğru cevap veren 3 bin 227 şüpheliden 700’ünün aktif şekilde ByLock programı kullandığı tespit edildi. Bu durum dikkate alındığında söz konusu programın özellikle illegal bir amaç doğrultusunda hareket eden kitle tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır." ifadesine yer verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yetkililerin, Bank Asya'nın FETÖ'nün maddi gücü, para kasası olduğunu belirtmesinden sonra, FETÖ elebaşının talimatıyla 7 ayda 400 bin hesap açarak para yatıranların Bank Asya'yı ayakta tutmak için hareket ettiği kanaatine varıldığı anlatılan kararda, Emniyetin ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) bankaya ilişkin yaptığı incelemelere işaret edildi.
Bank Asya'nın kapısından geçmeyenler, bankada hesap açtırdı
Bu kurumların incelemesi sonucu Pensilvanya'nın talimatıyla Bank Asya'da 197 bin yeni hesap açıldığı, bu hesaplardan 101 bini hesabını korurken 58 binin hesabını yeniden faal hale getirdiği, geriye kalan 38 bin hesabın da ilk kez 17-25 Aralık'tan sonra hesap açtırdığının ortaya çıktığı anlatılan gerekçeli kararda, şöyle devam edildi:
"Daha önce bankanın kapısından dahi geçmemiş bu 38 bin yeni hesap sahibinin yaklaşık 12 bininin ev hanımı, 6 bininin üniversite öğrencisi olması, yeni hesap açanlardan 3 bin kişinin bir kısmının kamuda, bir kısmının da FETÖ'nün dershanelerinde öğretmenlik yapanlardan oluşması tesadüf ile izah edilemeyecek maddi vakadır. Bu kişilere 17-25 Aralık'tan sonraki dönemde hesap açtırılmasının altında yatan planın ise bankaya el koyulması halinde 'öğrencinin, ev hanımının hesaplarına el konuldu' denilerek 'mağdur edebiyatı'na zemin hazırlanmasının amaçlandığı raporlara yansımıştır. Raporlarda yer alan tespitlerde söz konusu 38 bin hesabın organize şekilde bankaya yönlendirildiğinin belirlenmesi yine 58 bin mudinin hesaplarını faal hale getirmeleri ve hesap miktarlarını artırmalarının da aynı organizasyonla gerçekleştiğinin tespit edilmesi, yine organize bir hareketin açık işareti olarak görülmüştür."
Bank Asya suç gelirlerini aklama üssüne dönüştü
Kararda, "Bank Asya'nın örgütün suç gelirlerini aklama üssüne dönüştüğü" belirtilerek, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun yaptığı incelemeler sonucu hazırlanan raporda, örgütün her kesimden para topladığı ve özellikle FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bankaya sahip çıkılması çağrısından sonra bankada biriken paranın rekor artış gösterdiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Raporda, Gülen'in bir talimatı ile 89 bin 797 memurun bankaya 4,7 milyar lira para getirdiğinin belirtildiği anlatılan gerekçeli kararda, "Bank Asya'ya ilişkin bu raporda, 17-25 Aralık kumpasının ardından Bank Asya'dan 100 bin kişinin hesabını kapatarak paralarını çektiği, buna karşın Gülen'in talimatı üzerine bankayı kurtarmak için özel bir organizasyon kurulduğu belirtilerek, 2 gün içinde bankada 197 bin yeni hesap açılarak milyonlarca lira yatırıldığı tespit edilmiştir."
Örgüt himmet paralarını, akademisyenler aracılığıyla akladı
Kararda, örgütün himmet paralarını akademisyenler üzerinden bankaya aktardığı belirtilerek, bankada 1 milyon lira ve üzeri şüpheli hesaplara yönelik incelemede, hesap sahiplerinin çoğunluğunun akademisyen veya akademisyen eşi olduğunun tespit edildiği, örgüt mensuplarının bankanın TMSF'ye devredilmesinin ardından ise bankaya para yatırma ve hesap açma işlemini kestiği vurgulandı.
Sanık Atilla Metin'in FETÖ ile iş birliği içerisinde hareket ettiği, telefonunda ''turuncu" renkli ByLock programı bulunduğu, Bank Asya'daki hesabına para yatırdığı, örgütle ilişkili Akif Eğitim Sendikasına üye olduğu, daha önceden örgütle bağlantılı olduğu için Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan işletmelerde sigorta kaydının bulunduğu, evinde ve aracındaki aramalarda örgüte ait yayınların ve bizzat Gülen tarafından yazılan kitapların bulunduğu belirtilerek, bu sebeple sanığın atılı suçu işlediği kanaatine varıldığı vurgulandı.
Sanık Metin'e, bu sebeplerle "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.