FETÖ’nün mahrem imam yapılanmasına yönelik İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün geçtiğimiz cuma günü gerçekleştirdiği operasyonla ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında aralarında 1 binbaşı, 1 yüzbaşı, 3 üsteğmen, 5 teğmen, 8 astsubay, 1 uzman çavuş ve 20 kapatılan askeri okul öğrencisinin de bulunduğu 51 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldı, 32’si yakalandı. Ankesörlü, ve kontörlü hatlarla yoğun irtibat sağladıkları tespit edilen asker şahıslardan 9’unun aktif görevde olduğu öğrenildi. Mahrem imamlardan 2’sinin doktor, birinin avukat, diğerinin de infaz koruma memuru oldukları ve aktif görevde bulundukları belirtildi.
14 KRİTİK İSİMDEN BİRİ
İstanbul merkezli 15 ilde düzenlenen baskınlarda gözaltına alınan M.B.’nin, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı’nda görevli olduğu öğrenildi. Otomotiv öğretmenliği bölümünden mezun olduktan sonra 2014 yılında Jandarma Genel Komutanlığı’nda sözleşmeli subay olarak göreve başlayan M.B., Kriminal Daire Başkanlığı’ndaki 14 kritik isimden biriymiş. Göreve başladıktan kısa süre sonra Kriminal Daire Başkanlığı’na atanan M.B.’nin, İz İnceleme Bölümü’nde görevlendirildiği ve 2 yıl burada çalıştıktan sonra Jandarma Astsubay MYO’da öğrenci takım komutanlığına atandığı tespit edildi.
6-8 AYDA SIZDILAR
Yapılan incelemelerde, 2014 yılı öncesi-sonrası sözleşmeli subay olarak görevlendirilen şahısların tamamına yakınının FETÖ ile iltisaklı olduğu belirlendi. TSK’nın mahrem yapılanmasında görevli 14 kişinin, daha teğmen olmadan atamalarının yapıldığı tespit edildi. 1 kişinin subay olarak TSK’nın komuta kademesine kazandırılmasının 4-8 yıllık bir askeri okul eğitimini kapsaması dikkate alındığında, M.B.’nin 6-8 ay gibi kısa sürede TSK içine sızdırıldığı ortaya çıktı. Elde edilen bilgiler, FETÖ’nün sözleşmeli subay sistemine niçin stratejik önem verdiğini de bir kez daha ortaya koydu. Hatta bazı isimlerin, askeri öğrenci abiliği yaparak mahrem imam görevinde bulundukları da belirlendi. Bu kişilerin yalnızca bağlılığına önem verildiği ifade ediliyor.
Teamüller yerle bir