Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; yabancı turist, öğrenci ve sığınmacıları nefret objesi haline getirenlerin iyi niyetli olmadığını belirterek "Bu faşist çapulculara asla müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Nefret suçlarıyla mücadele noktasında daha kararlı, cezai açıdan daha caydırıcı adımlar atacağız" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde toplandı. Saat 16.30'da başlayan toplantı, yaklaşık 3,5 saat sürdü. Erdoğan, kabine sonrası dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:
AFRİKA'DA VARLIĞIMIZ EMPERYALİSTLERİ RAHATSIZ EDİYOR
* (Afrika ile ilişkiler) Diplomatik temsilcilik sayımızı 12'den 44'e çıkardık. Bu tablo emperyalist güçleri rahatsız ediyor. Uluslararası basında Türkiye karşıtı yayınların arkasında yatan sebep de budur. Kim ne derse desin, kıta ile ilişkilerimizin kısa sürede bu kadar hızlı ilerlemesinde Türkiye mezunlarının çok büyük rolü vardır. Resmi kanalların tıkandığı yerde gönül elçilerimiz devreye giriyor, düğümü çözüyor. Dünyanın 198 farklı ülkesinden 340 bin öğrenci Türkiye'de yükseköğrenim görüyor. Uluslararası öğrenci hareketliliğinde aldığımız payın artması korkulacak değil iyi yönetilirse gurur duyulacak durumdur.
BEŞİNCİ KOL ELEMANLARI LÜMPEN IRKÇILIK YAPIYOR
* Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, Avustralya gibi ülkeler tabiri caizse bu işin kaymağını yiyordu. Türkiye ekonomisi için bu rakam yıllık 3 milyar dolardır. Türkiye'ye yabancı öğrenci gelmesin demek, devletimizin nüfuz alanı büyümesin, ülkemiz kabuğunu kırmasın demektir. Kanun, nizam ve genel ahlaka aykırı davranan varsa devletin ilgili kurumları gereğini yapar ve yapacaktır. Bazı 5. kol elemanları tarafından medya ve sosyal medyada körüklenen lümpen ırkçılığın asla iyi niyetli olmadığı açıktır. Türk ekonomisine katkı veren herkese saldıran bu başı bozuk güruh maşa olarak kullanılmaktadır.
YURTSEVERLİK ZULMETMEK DEĞİLDİR
* Muhalefet çevrelerinin de bazı söylem ve eylemleriyle radikal faşizme meyletmesi Türkiye adına üzüntü verici durumdur. Son dönemde tekrar ayyuka çıkan Arapça alerjisinin gerisinde de aynı hastalıklı zihniyet vardır. Bunların derdi ne Türkiye'dir ne Türkçe'dir. Bunlar içindeki marazı birilerine yönelterek egolarını tatmin etmeye çalışan zavallılardır. Yurtseverlik, ülkemize sığınan mazlumlara zulmetmek değildir. Vatanına sahip çıkmak, ayrımcılık yapmak, yabancı turistleri, öğrencileri, sığınmacıları nefret objesi haline getirmek demek değildir. Yıllık 54.3 milyarlık gelirle turizmi baltalayan bu faşist çapulculara asla müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Nefret suçlarıyla mücadele noktasında daha kararlı, cezai açıdan daha caydırıcı adımlar atacağız.
AB'NİN TEK ÇIKIŞ YOLU TÜRKİYE
* AB'nin stratejik körlükten kurtulması ve Türkiye'yi dışlamaktan vazgeçmesi gerekiyor. AB'nin doğusu ve batısındaki güçlerin rekabeti sebebiyle sıkıştığı mengeneden tek çıkış yolu Türkiye'dir.
HAMAS'IN ATTIĞI ADIMI İSRAİL DE ATMALI
* Hamas'ın ateşkesi kabul ettiğini açıklamasından memnuniyet duyduk. Şimdi aynı adım İsrail tarafından da atılmalıdır. Tüm batılı aktörleri İsrail yönetimine baskı yapmaya çağırıyorum.
* Doğru politikalarla enflasyonu tek haneye düşürmekte kararlıyız.
ÖĞRETMEN ATAMALARINDA TAKVİM BAŞLIYOR
* Milli Eğitim Bakanımız, Hazine Bakanımız ve ekonomi kurmaylarımıza son bir kez daha görüşecek, ardından öğretmen adaylarımızı bilgilendirecek. Bakanlığımız, yarın (bugün) atamaya esas branş dağılımlarını, başvuru takvimini ve süreci paylaşacaktır. Fazla zaman kaybına tahammülümüz yok.
MİLLETİN YÜREĞİNE ATEŞ DÜŞÜRENLER YARGILANACAK
Gayrettepe'de 29 işçinin yangında ölümü, Antalya'da yaralanmalı teleferik faciası ve bir küçük çocuğun belediyenin açtığı çukurda ölmesi hakkında da konuşan Erdoğan, şunları kaydetti: "Son dönemde yüreğimizi yakan birçok hadise yaşadık. Engellenebilecek insani dramları tekrar tekrar yaşamak istemiyoruz. Bu konuda hükümeti, belediyesi, vatandaşı ile hepimize sorumluluk düşüyor. İlgili bakanlıklarımız denetimlerini bundan sonra yoğunlaştıracak, milletin yüreğine ateş düşürenler hukuk önünde hesap verecek. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün Beşiktaş'taki gibi iş cinayetlerinin gündeme taşınması beklerdim. Birkaç vicdan sahibi kuruluş dışında bu konuları konuşan olmadı."