Batı’nın işgal ve askeri müdahaleler için bahane olarak kullandığı “demokrasi getirme” söylemi bu sefer Afrika’da tedavüle sokuldu. Dünya, daha önce Afganistan, Libya ve Suriye’de de benzer senaryolara şahit oldu. Nijer’e yapılacak bir askeri müdahalenin de hali hazırda kırılgan olan bölgede, çevre ülkeleri de etkileyecek yeni bir kaos kapısını açacağı yönünde endişeler büyüyor. Önceki gün Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüştüğünü ve Nijer’de, “Demokrasinin yeniden tesisi” hedefini açıklaması, akıllara Irak senaryosunu getirdi. ABD’de George W. Bush yönetiminin “kitle imha silahları” yalanıyla “demokrasiyi tesis etmek” söylemiyle Irak’a yönelik işgali milyonlarca insanın ölümüne sebep olurken geçen 20 yılda ülke hala içinden çıkamadığı bir siyasi kargaşa yaşıyor.
Müdahaleye kapı aralayan mesaj
Perşembe günü, Nijer’deki duruma ilişkin ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile görüştüğünü ve devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’a desteklerini yinelediklerini belirten Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, X sosyal medya platformundan bir mesaj paylaştı. Mesajında “Bugün ABD’li mevkidaşım Blinken ile görüştüm. Nijer’de “demokrasinin yeniden tesisine” ve demokratik şekilde seçilmiş Cumhurbaşkanına desteğimize bağlıyız” değerlendirmesiyle Colonna olası bir müdahaleye kapı aralarken, ABD’nin Irak işgali öncesi söylemini akıllara getirdi.
Batı’yı yardıma çağırdı
Colonna’nın mesajından bir gün sonra devrik Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, Amerikan Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısıyla ülkesindeki cunta yönetiminin gönderilmesi için ABD’den yardım isteyerek, darbenin dünya için yıkıcı sonuçlar doğuracağını kaydetti. Washington Post gazetesi için “Ülkem saldırı altında ve ben de esir alındım” başlıklı bir makale kaleme alan Bazum, ABD ve tüm uluslararası toplumu, ülkesinde anayasal düzenin yeniden tesisine yardıma çağırdı. Bazum’un çağrısına Fransa ve ABD’den olumlu yanıt geldi.
Wagner’den kurtarın bahanesi
Bazum yazısında, Nijer’deki cunta yönetiminin “Wagner gibi sabıkalı gruplarla” çalışmakla suçlayarak, “Orta Sahel bölgesi, darbecilerin ve bölgedeki müttefiklerin açık daveti yüzünden Wagner vasıtasıyla Rusya etkisine girebilir” diyerek Batılı ülkelerin olası müdahalesi için gerekçe oluşturdu. Geçtiğimiz günlerde Wagner lideri Yevgeni Prigojin’den darbeyi destekleyen açıklamalar gelmişti. Mali ve Burkina Faso’da art arda yaşanan darbeler sonrası Batı’nın Sahel’deki en önemli müttefiki haline gelen Nijer’de, Fransa’nın 1500 ve ABD’nin de yaklaşık 1000 askeri bulunuyor.
Paris’ten “meşru yönetim” çıkışı
Nijer’deki askeri yönetim ise kendilerine tehdit savuran ülkelere karşı adımlar atmaya devam ediyor. Cunta sözcüsü Albay Amadou Abdramane, ABD, Fransa, Nijerya ve Togo büyükelçilerinin görevlerine son verildiğini açıklarken, Fransa ile Nijer arasındaki 5 iş birliği anlaşmasının da feshedildiği duyuruldu. Ayrıca komşu Nijerya’yla tüm diplomatik ilişkilerin kesildiği ilan edildi. Konuyla ilgili açıklama yapan Fransa cephesi, Nijer’le anlaşmalarını yalnızca “meşru hükümetlerin” iptal edebileceğini bildirdi. Bu açıklamanın, Paris’in meşru görmediği askeri yönetime müdahale sinyali olabileceği belirtiliyor. ABD Başkanı Joe Biden da “Başkan Mohamed Bazum ve ailesinin derhal serbest bırakılmasını ve Nijer’in güçlüklerle kazanılmış demokrasisinin korunması çağrısında bulunuyorum” açıklamasını yaptı.
France24 ve RFI yayınları kesildi
Öte yandan cunta yönetiminin, Fransa’nın önde gelen medya kuruluşu France 24 ve RFI radyosunun yayınlarını kesmesi sonrası Paris’ten kınama mesajı geldi. Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, alınan karar “otoriter bir baskı adımı” olarak nitelendirildi. Elektriğe ve internete erişimin son derece kısıtlı olduğu Batı Afrika’da radyo, ana haber alma aracı konumunda bulunuyor.
Verilen süre azalıyor
ECOWAS, 30 Temmuz’da Nijer’deki askeri cuntaya Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’un serbest kalması ve yeniden görevine dönmesi verdiği süre de dolmak üzere. ECOWAS taleplerinin karşılanmaması durumunda askeri müdahale dahil her seçeneğin değerlendirileceği duyurmuştu. Son olarak Senegal, Nijer’e olası bir askeri müdahaleye destek vereceğini açıkladı. Nijerya ordusunun da Nijer sınırına yığınak yaptığına yönelik bilgiler kıta medyasında yer aldı. Fildişi Sahili, Benin ve Nijerya da üyesi oldukları ECOWAS’ın askeri müdahalesini destekleyeceklerini açıklamıştı.
Sicili bozuk Batı
Batılı ülkelerin “demokrasi” bahanesiyle yürüttükleri işgal ve kaos planları son 30 yılda milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine, Afrika’dan Orta Asya’ya birçok bölgenin terör ve kaosla karşı karşıya kalmasına sebep oldu. ABD, 11 Eylül saldırılarını bahane ederek önce Afganistan daha sonra da “kitle imha silahları” yalanı ve Irak’a “demokrasi getirme” söylemiyle yıllar sürecek Irak işgalini başlattı. Yine Fransa ve ABD ortaklığı Libya’da da Kaddafi yönetimine müdahalede bulunarak, petrol zengini Kuzey Afrika ülkesinde bugüne kadar sürecek istikrarsızlığa sebep oldu. 2 ülke de müdahale nedeniyle iç savaşa sürüklenirken, geçen 10 yılın ardından politik istikrara kavuşmuş değil.
Müdahale için onay istedi
Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu, ülkesindeki senatoya mektup yazarak darbenin yaşandığı Nijer’e askeri müdahale için onay istedi. Aynı zamanda ECOWAS Başkanı olan Tinubu, Nijer’den her türlü ticari ve özel uçuşların yapılmasının engellendiğinin altını çizerek, özellikle Lagos ve doğu limanlarından Nijer’e transit geçen malların ablukaya alınacağını kaydetti.
Askeri plan hazır
ECOWAS ülkeleri Genelkurmay Başkanları, Nijerya’nın başkenti Abuja toplandı. ECOWAS’ın Siyasi İşler Komiseri Abdel-Fatau Musah, genelkurmay başkanlarının, Nijer’e olası bir askeri operasyon planını tamamladığını belirtti. Musah, askeri müdahalenin çerçevesinin belirlendiği belirterek müdahalenin ne zaman ve nereden başlayacağının açıklanmayacağını söyledi.