2018 yılında düzenlenen genel seçimlerin ardından Türkiye seçimsiz bir döneme girmişti. Bir sonraki seçimin 2023’te düzenleneceği Türkiye’de, son zamanlarda muhalefet partileri peş peşe erken seçim çağrısında bulunmaya başladı. Hükümet kanadından gelen “Erken seçim söz konusu değil” beyanlarına rağmen muhalefet partileri çağrılarını sürdürürken, CHP'nin finanse ettiği Telel1 kanalında program yapan Can Ataklı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardan düşürülmesine yönelik seçim dışı formüller sunması büyük yankı uyandırdı.
Ataklı: Darbe yapabilecek kabiliyet yok, afetler lazım
Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Ataklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevi bırakmasının seçimle mümkün olmadığını söyledi. Büyük afetlerin yaşanması gerektiğini savunan Ataklı, “Darbe ihtimalini en az görenlerdenim. Darbe, hem de bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok. Bana göre darbe yapmak çok zor. Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım. Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, başka bir doğal felaket. Ama en korkutucu olan Türkiye’nin bir askeri başarısızlık elde etmesi” dedi.
Başbuğ'dan 27 Mayıs göndermesi
Can Ataklı'nın demokrasi ve hukukla bağdaşmayan skandal sözleri sarfettiği gün eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan da imalı bir çıkış geldi. Cumhuriyet gazetesine açıklamalarda bulunan Başbuğ, 27 Mayıs darbesine atıfta bulunarak “Adnan Menderes, erken seçim tarihini açıklasaydı 27 Mayıs darbesi önlenebilirdi” dedi.
"Erken seçimle darbe önlenebilirdi"
Başbuğ, “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı almış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi, açıkça milletin siyasi iradesine de vurulacak bir darbe olurdu” dedi.
"İnönü'nün başbakan olması büyük şanstı"
İsmet İnönü'nün darbe sonrası başbakan olmasına da değinen Başbuğ, "27 Mayıs askeri darbesi Türk ordusunun komuta kademesini siyasetin içine bulaştırmıştı. Ordunun üst komuta kademeleri alt kademelerin üzerinde bir türlü kontrol sağlayamadı. Hatta alt kademelere taviz verildiği durumlar bile oldu. Türkiye ancak 1965 seçimlerinden sonra siyasal istikrara kavuşabildi. 1961-1965 sürecinde, bu kaotik ortamda, İsmet İnönü’nün başbakan olması Türkiye için büyük bir şanstı" ifadelerini kullandı.