Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Milletin beklentilerine cevap verecek, Türkiye'yi daha güçlü kılacak yasama faaliyetlerini uzlaşı temelli bir yaklaşımla yürüttüklerini dile getiren Erdoğan, bu süreçte diğer partilerden gelen her türlü müspet katkıyı benimsediklerini söyledi.
27'nci Dönem 3. Yasama Yılı'na oldukça yoğun bir gündemle başladıklarına işaret eden Erdoğan, ilk iş olarak Mehmetçiklerin yurt dışında bulunmalarını bir yıl daha uzatan iki ayrı asker gönderme tezkeresinin büyük bir ittifakla kabul edildiğini anımsattı.
Ardından kamuoyunda, "Yargı Reformu" olarak bilinen reform paketlerinden ilkinin çalışmalarına başladıklarını hatırlatan Erdoğan, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tüm siyasi partiler ve milletvekillerinin katkılarıyla yasalaştığını anlattı.
Erdoğan, ithalatçı ve ihracatçıların mali yüklerini azaltacak düzenlemeleri içeren Gümrük Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerinin de tamamlandığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Genel Kurul'a gelen Dijital Hizmet Vergisi ile ilgili kanun teklifi görüşmelerinin devam ettiğini belirterek, "Teklif, bilgi teknolojisinde yaşanan gelişmelere paralel olarak, dijital hizmet sunan çok uluslu şirketlerin vergilendirilebilmelerini sağlıyor. Bu teklif ayrıca vergide adalet, vergi rekabeti, basitlik, etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde mükelleflerin vergi sistemine gönüllü uyumunu gözeten düzenlemeler içeriyor" ifadelerini kullandı.
Gece geç saatlere kadar yoğun mesai harcayarak, yasama faaliyetlerinde bulunan milletvekillerine şahsı ve Türk milleti adına teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:
Yeni yönetim sistemindeki güçler ayrılığının keskinleştirilmesinin, yasamanın, dolayısıyla milletvekillerinin üzerindeki yükü artırdığına işaret eden Erdoğan, kanun teklifi hazırlamanın ve bu teklifleri tüm sayfalarıyla takip ederek yasalaştırma sorumluluğunun artık tamamen milletvekillerine ait olduğuna dikkati çekti.
Genel Merkez'de ve Cumhurbaşkanlığı'nda bu konuda çalışma yürüten birimler olsa da asıl işin milletvekillerine düştüğünü kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde milletvekillerinin seçim bölgelerini kesinlikle ihmal etmemeleri gerektiğini de vurguladı.
"AK Parti grubundaki her bir arkadaşımın bu iki ağır vazifeyi hakkıyla yerine getirebilecek kapasiteye, dirayete ve beceriye sahip olduğuna yürekten inanıyorum." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
Erdoğan, Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı olarak tüm milletvekillerinin daima yanlarında olmaya devam edeceklerini vurgulayarak, gayretleri ve fedakarlıkları için her birine ayrı ayrı teşekkürlerini iletti.
'Son ziyaretimiz bu bakımdan oldukça faydalı geçmiştir'
ABD Başkanı Trump'ın davetine icabeten ABD'de çalışma ziyareti gerçekleştirdiğini anımsatan Erdoğan, "Başkan Trump ile dar kapsamlı ve heyetlerimizin katılıyla oldukça verimli toplantılar yaptık. Türkiye-Amerika ilişkilerinin oldukça zor bir dönemden geçtiği, takdir edersiniz ki sır değil. Amacımız bu zor dönemi her iki ülke için de en makul, kabul edilebilir ve sürdürülebilir şekilde yöneterek geride bırakmaktır" ifadelerini kullandı.
Gerek bölgedeki, gerek dünyadaki gelişmelerin Türkiye ve Amerika'nın çok daha yakın ve birbirlerini destekleyici ilişkiler içinde olmasını gerektirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Patriot alma talebimizi de tekrarladık"
S-400 meselesinin sorunların kilit noktası haline getirilmeye çalışıldığını bildiren Erdoğan, "S-400 meselesinde görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız vasıtasıyla çözüm yolları aranması konusunda da mutabık kaldık. Sayın Trump'a, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi alma noktasına nasıl geldiğini bir kez daha ifade ettim. Zaten kendisi de bu konuda bize hak veriyor. Ülkemizin artık bu savunma sisteminden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını, çözümün bu gerçek ışığında bulunması gerektiğini söyledik" diye konuştu.
NATO'nun kendi savunma konsepti açısından herhangi bir mani teşkil etmediğini açıkladığı S-400 konusunda kopartılan fırtınanın başka amaçlara matuf olduğunu da Trump'a anlattığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen sözde Ermeni soykırımı kararının tarihi gerçeklere aykırı ve haksız olduğunu belgeleriyle ortaya koyduklarını bildiren Erdoğan, "Nitekim görüşmemizin ardından Ermeni iddialarının Senato gündemine getirilmesiyle ilgili teşebbüsler bildiginiz gibi akamete uğratılmıştır, bloke edilmiştir. Diğer meselelerde de zaman içinde küçük de olsa ilerlemeler kaydedilmesini umuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Türkiye, Suriye'de DEAŞ'a karşı en etkili mücadeleyi veren ülke"
Başkan Trump'la ilgili Amerika'da hala devam eden azil sürecine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları bildirdi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki cezaevlerinde bin 200'den fazla, Suriye'de Türkiye'nin kontrolündeki yerlerdeki cezaevlerinde 310'dan fazla, geri gönderme merkezlerinde ise binden fazla DEAŞ'lı bulunduğunu bildirdi.
Erdoğan, Amerika tarafından düzenlenen bir operasyonla öldürülen DEAŞ teröristbaşı Ebubekir El Bağdadi'nin eşi, kız kardeşi ve diğer fertlerinden oluşan çok sayıda kişinin yakalandığını belirterek, şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bunlara rağmen ABD'deki bir kesimin Suriye'de bölücü terör örgütünü destekleme ve güçlendirme yönünde çaba gösterdiğinin anlaşıldığına işaret ederek, "Türkiye'nin başarıyla sürdürdüğü Barış Pınarı Harekatı, bu projeyi önemli ölçüde akamete uğrattı. Ülkemize yönelik öfkenin gerisindeki sebeplerden biri de bu büyük oyunu bozmuş olmamızdır. Barış Pınarı Harekatı'nda kontrol altına aldığımız yerleşim yeri sayısı 600'ü aşarken etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı bin 200'e yaklaştı. Hem Amerika'nın hem de Rusya'nın vardığımız mutabakatlara uygun şekilde belirlediğimiz bölgeleri teröristlerden tamamen arındıramadığı açıkça ortadadır" değerlendirmesinde bulundu.
Harekat alanı sınırları dışında Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu mensuplarına yönelik neredeyse her gün saldırı düzenlendiğine, sivillere yönelik bombalı eylemlerin gerçekleştirildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
'Biz Kürt kardeşlerimize değil, terör örgütü olan PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye karşıyız'
Erdoğan, "Dünyanın dört bir yanında, zira öyle bir yere bu işi bulaştırıyorlar ki, bizim Kürtlere karşı olduğumuzu anlatıyorlar. Parlamentodaki HDP gibi. Arkasında PKK terör örgütünün olduğu HDP gibi. Biz de dedik ki lütfen bunu birbirine karıştırmayın. Biz Kürt kardeşlerimize değil, terör örgütü olan PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye karşıyız. Sizin bu ifadeleriniz Kürt kardeşlerimize saygısızlıktır. Lütfen bunu yapmayın. Bunu onlara söyledik" ifadesine yer verdi.
Bütün bunlarla beraber, meselenin, Türkiye'nin sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturarak, Türkiye'yi güneyden kuşatma gayreti olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Biz ne yaptık? Bu kuşatmayı bozduk. Bunların sıkıntısı burada" diye konuştu.
Erdoğan, güneyden kuşatma bozulunca, bunların çılgına döndüğünü belirtti. 32-33 bin tır silah, araç, gereç, mühimmatın Suriye'nin kuzeyine geldiğine dikkati çeken Erdoğan, "Bütün bunlar gelmesine rağmen bunlar, bu operasyonu başarılı bir şekilde yürütemediler. Niye? Çünkü Mehmet'imiz ve Suriye Mili Ordusu el ele, omuz omuza bütün bu oyunları, ölümü korkutarak üzerlerine giderek bozdu" dedi.
Barış Pınarı Harekatı kapsamında asker ve sivillerden, Suriye Milli Ordusundan şehitlerin de verildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
Erdoğan, ne pahasına olursa olsun bu alçak plana izin vermediklerini ve vermeyeceklerini belirterek, tüm bu gerçekleri Amerika seyahatinde görüştüğü herkese anlattığını belirtti.
Amerika'da muhatap alınan PKK/YPG'nin yönetici kadrosundaki kimi isimlerin gerisindeki kanlı geçmişinin belgeleriyle, fotoğraflarıyla, filmiyle ABD Başkanı Donald Trump'a ve senatörlere gösterdiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Dışarıdan gelen her saldırıya karşı ülkemizin hakkını, hukukunu sonuna kadar savunuruz'
Erdoğan, Türkiye'nin ve Türk milletinin menfaatlerini savunmak için dünyanın dört bir yanında mücadeleyi sürdürdüklerini ifade etti.
"Bu mücadelede, gücümüzü önce Rabb'imizden sonra aziz milletimizden alıyoruz. Milletimizin desteği, 17 yıldır olduğu gibi bugün de elhamdülillah yanımızdadır." ifadesini kullanan Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet yolunda verdiğimiz mücadelenin her adımını, 82 milyon vatandaşımız ve duası bizimle olan yüzlerce milyon kardeşimizle birlikte atıyoruz. Bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak, önümüze kurulan tüm tuzakları bozuyor, tüm senaryoları parçalıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'yi hedef alanların, önceliklerinin en başına millet ile aralarındaki bağı koparmayı koymalarının sebebinin bu olduğunu belirten Erdoğan, "Dışarıdan gelen her saldırıya, yöneltilen her türlü iftiraya karşı biz ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu, menfaatlerini sonuna kadar savunuruz. Bu konuda en küçük bir sıkıntımız yok. Üzüntü verici olan, içimizdeki bazı kesimlerin de Türkiye düşmanlarıyla aynı kafayı taşıyor olmalarıdır. 'Tayyip Erdoğan gitsin, AK Parti yıkılsın da Türkiye'ye ne olursa olsun...' Bu anlayışın ürünü söylemler adeta birilerinin var oluş gayesi haline dönüşmüştür" değerlendirmesini yaptı.
"Yalanın sonu yok ki"
CHP Genel Başkanı'nın yalancılığı, yanlışlığı, eksikliği, çarpıklığı defalarca ortaya konan hususları tekrar tekrar gündeme getirmesinin "artık siyasetle izah edilemeyecek bir garabet halini aldığını" dile getiren Erdoğan, CHP Genel Başkanı'nın diline doladığı konulardan birinin, Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası olduğunu anımsattı. Bu konuyu defalarca izah ettiklerini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Tabii CHP Genel Başkanı hala Tank Palet Fabrikası'nın Katar ordusuna satıldığına kadar vardırdığı yalanlarını tekrarlamakta ısrar ediyor. Yalanın sonu yok ki ama yalancının mumu da malum yatsıya kadar yanıyor. Geçmişte bilinen tek icrai faaliyeti SSK'yi batırmak olan birisinin böyle bir işlemi anlamasını beklemenin zor olduğunun elbette farkındayız. Onun için dün Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda arkadaşlarıma şu talimatı verdim: Bu konuyu sayın Genel Başkana, ilkokul bile değil tıpkı anaokul öğrencisine anlatır gibi tane tane yeniden izah edecekler. Ta ki anlayana kadar, bu izahı sürdüreceğiz. Hatta görüntülü olarak, görüntüsüz anlamayabilir."
İstihdam
"Bu zatın diline doladığı bir başka mesele de istihdam rakamlarıdır. 'İstihdam artıyor' diyoruz, bu kişi rahatsız oluyor. Bir şahıs, insanların iş bulmasından, çalışmasından, evine ekmek götürmesinden niye rahatsız olur, anlamak mümkün değildir." diyen Erdoğan, ülkedeki her bir işsizin kendileri için de üzüntü kaynağı olduğunu ifade etti.
Çalışabilir yaştaki herkese iş oluşturmanın "boyunlarının borcu" olduğunu belirten Erdoğan, "Ancak 'bal bal' denilerek ağız tatlanmıyor. Yani 'iş iş' denilerek istihdam artmıyor. İstihdamı artırmanın yolu ülkeyi büyütmekten geçiyor. Bunun için yatırımı, üretimi ihracatı artırmanın, turizmi geliştirmenin mücadelesini veriyoruz" diye konuştu.
AK Parti döneminde istihdam yaklaşık 9 milyon kişi artmasına rağmen işsizlik oranının hala yüzde 14 gibi yüksek bir seviyede olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Ana sınıfı öğrencisine anlatır gibi..."
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bir başka yalanının da "Türkiye'de hala bin liranın altında emekli maaşı alan 847 bin kişinin bulunduğu" şeklinde olduğunu ifade ederek, "Buradan, tıpkı bir ana sınıfı öğrencisine anlatır gibi tekrarlıyorum, Türkiye'de bin liranın altında emekli maaşı alan yoktur Bay Kemal. Kılıçdaroğlu, kendi SSK Genel Müdürlüğü döneminde takılıp kalmış olabilir.Kendi döneminde bırakınız bin lirayı, 60 lira emekli maaşı alanlar bulunuyordu. Bay Kemal, sen hala oradasın. Gel, gel buralara bir gel" dedi.
Bugünkü Türkiye'de durumun farklı olduğunu, aslında bunun böyle olmadığını Kılıçdaroğlu'nun da bildiğini dile getiren Erdoğan, "Güya şark kurnazlığı yaparak hak sahipleri arasında paylaştırılan ölüm aylıklarını, her biri ayrı emekli maaşıymış gibi anlatıyor. Halbuki ortada, tek bir emekli maaşının birden fazla hak sahibi arasında paylaştırılması vardır. Maalesef bunların her işi böyle. Hakikatleri anlatmak yerine, eğerek, bükerek, çarpıtarak, hatta çoğu defa yalan ve iftiradan da kaçınmayarak, gözünün içine baka baka milleti kandırmaya çalışıyorlar. Milletimiz de işte bunun için, ne yaparlarsa yapsınlar, hangi taklayı atarlarsa atsınlar, kendilerini yüzde 25'in üzerine çıkarmıyor. Buna rağmen ders çıkartıp dürüstçe, delikanlıca, mertçe siyaset yapmaya yönelmiyorlar. Biz, Allah ömür verdikçe milletimize hizmet etmeye, eser ortaya koymaya, mücadeleye devam edeceğiz" diye konuştu.