Başbakan Binali Yıldırım, önceki gün İstanbul'da gazetelerin ekonomi müdürleriyle bir araya geldi. Dolmabahçe Çalışma Ofisi'ndeki buluşmaya Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Maliye Bakanı Naci Ağbal da katıldı. 1 saat 30 dakika süren görüşmede Başbakan Binali Yıldırım, ekonomide hızlı karar alınmasını sağlayacak en büyük yapısal reformun 'Başkanlık' sistemi olacağını söyledi. Sorularımızı cevaplandıran Yıldırım'a yöneltilen ilk soru İstanbul Finans Merkezi'ne ilişkin yasal düzenlemenin ne zaman hazır olacağı konusunda oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK), hizmet binalarının temelleri atılan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) konusunda eylem planını belirlediğini ve master çalışmasının yapıldığını anımsatan Yıldırım, 2009'dan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuya çok önem verdiğini kaydetti.
İFM MEVZUATINDA NE VAR?
Türkiye'nin ticari başkentinin İstanbul olduğunu ifade eden Yıldırım, İFM'nin yasal sürecinin neyi kapsayacağı konusuna açıklık getirdi. Yıldırım, şöyle konuştu: “Şartlar ne olacak, buraya adamlar neden gelsin yerleşsin? Bir farkı varsa gelip yerleşecek. Yoksa neden gelsin. Amerika gibi, bir tane teröristin nüfus kağıdında Suudlu yazıyor diye faturayı Suudi Arabistan'a keserse insanlar aklını başına alıp artık böyle abuk sabuk işler yapılmayan yerlere gitmesi lazım. Uluslararası finans sektörü, yatırımcılar, bu örnekleri gördükten sonra eminim ki daha güvenli yerlere gelecekler ve tercih edeceklerdir. Burası 50 bin çalışan olacak. Günübirlik gelip gidenlerle birlikte 80 bin kişi burada, yani küçük ölçekli bir şehir."
Başbakan Yıldırım, İFM ile ilgili vergisel bir düzenleme olup olmayacağına ilişkin ise, “Maliye Bakanlığına görev verdik. Maliye Bakanı çalışacak, getirecek. Ekonomi Koordinasyon Kurulunda (EKK) da son şeklini vereceğiz. İşin hazırlığı tamamlanmadan açıklamak yanlış olur, olgunlaşması lazım" diye konuştu.
KÖRFEZ ÜLKELERİ UZUN VADELİ YATIRIM İSTİYOR
Binali Yıldırım, 11 Eylül terör saldırısı ile Suudi Arabistan arasında Amerika'da ilişki kurulmasının ardından Körfez'den somut bir yatırımların Türkiye'ye yönelip yönelmeyeceği konusundaki soruya şu cevabı verdi: “Körfez ülkeleri 2 türlü geliyorlar. Bir Türkiye'de uzun vadeli gerçek yatırım yapmak istiyorlar. Türkiye'de devam eden projeler var, devletin elinde, özelleştirme kapsamında. Bunlara gelip para yatırıp, Elbistan gibi, telekom sektörü, limancılık, petro-kimya sektörü gibi, bu tip sektörlere uzun vadeli yatırım yapmak istiyorlar. Bunun yanı sıra katılım bankacılığında ortaklık yapmak isteyen var. Ayrıca şu an yeni kurduğumuz Türkiye Varlık Fonu'na da aktif katılım düşünceleri var. Madencilik sektörüne de ilgi duyuyorlar. Portföy yatırımları da olabilir, ona da bir mani yok. biz uzun vadelileri tercih ediyoruz."
GELECEK YIL KAMUDAN 77 MİLYARLIK YATIRIM
Başbakan Yıldırım, 2016 yılı için bütçeyi 60 milyar lira öngördüklerini, bu rakamın 2017'de ise 77,5 milyar lira civarında olacağını ifade ederek, “Bu sadece genel bütçeden ayırdığımız pay. Buna diğer finans yollarıyla yapılan yatırımlar dahil değil. Kaldı ki bu toplam yatırımın yüzde 30'u sadece" dedi. Bütçe rakamlarının, genelde enflasyon oranında artırıldığını, yatırımların ise bir önceki yıla göre yüzde 30 yükseltildiğini anlatan Yıldırım, bunun da gerçek ekonomi, uzun vadeli yatırımlara ne kadar önem verdiklerini gösterdiğini söyledi.
Yatırımcının tereddütlerini gidermek için bu ayın 27'sinde kapsamlı bir toplantı yapacaklarından da bahseden Yıldırım, şu bilgileri verdi: “Dünyanın en büyük yatırımcıları, buraya gelecek. Katılımcı sayısını sınırlı tuttuk, 21-22 kişi. Farklı sektörlerden seçim yaptık. Ekonomi, yatırım ve teşviklerle ilgili güzel kararlar aldık. 16'sında EKK yapılacak."
BAŞKANLIK 'İSTİKRAR' DEMEK
Yıldırım, başkanlık sistemi tartışmalarının ekonomiye etkisi konusunda ise ifadeler kullandı. Başkanlık sisteminin “sürekli güçlü tek başına iktidar" olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti: “Sistemin en önemli esprisi budur. Yapı öyle kurgulanıyor. Kim olursa olsun. Peki şu anda tek başına bir iktidar yok mu? Var… Şu anda bir şikayetimiz yok ama ömür boyu böyle olacak diye bir şey de yok. Türkiye sürekli tek başına iktidar üretmezse sorunlarını çözemez. Türkiye çok kritik bölgede duruyor. Birliğini, beraberliğini muhafaza etmesi için güçlü siyasi iradeye, güçlü siyasi iktidara ihtiyaç var. Bugün bunu AK Parti sağlıyor. Önümüzdeki 10 yılda da eyvallah sağlar. Ama devlette 10 sene uzun bir süre değil ki… Çok geniş zaman perspektifinden olayı düşünmek lazım. Yani Türkiye'ye sürekli istikrar üreten ve güçlü siyasi irade getiren iktidar lazım. Bu da başkanlık sistemidir. En büyük yapısal reform budur. Çünkü istikrarı ilelebet kalıcı hale getiriyor."
KAZANAN ÜLKE OLUR
Başkanlığa karşı çıkan çevrelerin eleştirilere de dikkat çeken Yıldırım, “Bu karşı çıkışlar özgüven eksikliğinden... Biz kazanamayız, AK Parti kazanır. Sen de çalış kardeşim. Bakıyorsunuz Amerika'da bir Cumhuriyetçiler kazanıyor, bir müddet sonra başka bir parti kazanıyor ve öyle gidiyor. Ama her seferinde ülke kazanıyor" dedi. Ekonomi konularının beklemeye gelmeyeceğini vurgulayan Yıldırım, şu ifadelerde bulundu: "Ekonomide zaman kaybı para kaybıyla aynı şeydir. Geç aldığın her karar bir maliyet getiriyor. O maliyet bazen o kadar büyürki sonradan aldığın karar o zararı karşılamaya yetmez. Türkiye bu sistemi üretemezse bu kadar bölgesel sıkıntılar çeken bir ülke olarak kilitlenir. Başkanlık sistemi istikrar üreten bir yapıdır. En büyük yapısal reform istikrarı ilelebet kalıcı hale getirmektir. Dolayısıyla başkınlık sistemi tartışmasını her seferinde getirip dolara bağlamanın bir anlamı yok. Dolar iner de çıkar da."
Medvedev ile yatırımları görüşeceğiz
Yakın zamanda Rusya Başbakanı Medvedev ile görüşeceğini kaydeden Başbakan Yıldırım, “Toplantının asıl amacı ekonomik ilişkiler, karşılıklı yatırım ilişkilerinde süreçleri hızlandıracak kararları almak; savunma alanında da iş birliği var" dedi.
En ufak bir tereddüdüm yok
"Türkiye ekonomisinin sağlam olduğuna dair en ufak bir tereddüdüm yok" diyen Binali Yıldırım, şöyle devam etti: “Türkiye ekonomisidışarıdan gelebilecek bir baskıya diz çökmez. Kamudaki hantallığı ortadan kaldırmamız lazım. 2000-2001 krizinden miras kalan uygulamalar var... Bunları aşmamız lazım. Patent yasası, gelir vergisi reform, bilirkişi müessesi gibi alanlarda reform niteliğinde işler yapacağız."
'Osmangazi' ülke için kazanımdır
Osmangazi Köprüsü'nün fazla tercih edilmediği eleştirilerini değerlendiren Başbakan Yıldırım, “Şu anda bizim öngördüğümüz trafiğin üzerindeyiz. Problem yok" dedi. Yıldırım, şunları kaydetti: “Adamlar bu köprü için 18 milyar para harcıyor. 50 senedir konuşuyoruz, yapamıyoruz ama 36 ayda yaptık. 36 ayda biz bunun bürokrasini, muamelesini bitiremezdik... Bu Türkiye'nin bir kazanımıdır."
40 yılda ulaşılan amorti 22 yıla indi
Başbakan Yıldırım, yeni köprüler için yapılan geçiş anlaşmalarına dair “Trafik nedeniyle biraz üste para veriyor muyuz?" sorusunu ise “Birkaç yıl bir miktar vereceğiz. Üste para vermezsen 40 yılda amorti ediyor kendini, o zaman da kimse girmiyor bu işe. Bir nesil değişiyor, ne yapayım ben görmeyince. Bu şekilde yapımla beraber 22 yıl" cevabını verdi.
Son çeyrekte iyileşme olacak
Faizlerin düşmeye, ekonominin istihdam üretmeye devam ettiğini de dile getiren Binali Yıldırım, dolardaki yükselişin genel olduğunu bildirdi. Yıldırım, “Son çeyrekte iyileşme olacak. Yani şu an önümüzdeki göstergeler bu yönde. Biz işimizi kış tutalım da yaz gelirse bahtımıza. Bu anlayışla yüzde 3,5 çıkarsa, 'tahminlerin üzerinde çıktı' deriz" diye konuştu.
Özel sektör borcu menfi etkilemez
Özel sektör borcunun ekonomiye menfi baskı yapmayacağına işaret eden Binali Yıldırım, şöyle konuştu: "Küresel borcun 3'te 2'si özel sektörün. Bizde bu daha düşük. Dünyanın 80 trilyon gayri safi hasılası var, borçları 154 trilyon… Yani; el alem düşünmüyor 4 kat borcu olan 1 liraya karşılık, 1 liraya karşılık 70 kuruş borcu olan Türkiye düşünüyor. Nasıl oluyor?"
Canikli: Datalar talebin canlılığını gösteriyor
Görüşmede bulunan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kredi kartı yapılandırmasıyla ilgili görüştüklerine işaret ederek, şöyle konuştu: “Orada bir mali alan açıldı ve talebi kamçılayacak rakamlar ortaya çıkmaya başladı. Kısa süre içerisinde rakamlar ortaya çıkacak fakat hem yapılandırma hem de taksit sayılarındaki artış konusunda ilk datalar, orada talebi canlandırması noktasında işaretlerinin ortaya çıkmaya başladığını gösteriyor."
Ağbal: 27 milyar liralık alacak yapılandırıldı
Maliye Bakanı Naci Ağbal ise Başbakan Yıldırım'ın talimatıyla Yeniden Yapılandırma Kanunu'nda peşin ödeme indirimi diye bir mekanizma getirdiklerini dile getirerek, bu mekanizmanın yapılandırmadan yararlanma oranını oldukça yukarı çekeceğini kaydetti.
Peşin ödeme indirimine ilişkin detayları paylaşan Ağbal, şu bilgileri verdi: “Biz ana parayı alıyoruz. Orada bir indirime gitmiyoruz. Yüzde 14-15-16'lardaki gecikme zammı oranlarını siliyoruz. Onun yerine enflasyon kadar bir faiz hesaplıyoruz. Mesela 900 liralık bir borç. Diyelim ki ana para 300 lira, gecikme zammı 600 lira gelmiş. Böylece 900 lira oluyor. Bu söylediklerimi yapınca rakam bir anda 450 liraya iniyor. Bir de buna peşin ödeme indirimi dediğimiz faizin yarısını tekrar siliyoruz. Bir anda 375 liraya düşüyor. Bu defa başarı oranı öncekilerden daha fazla olacak."
3,7 MİLYON KİŞİ BAŞVURDU
Ağbal, cuma günü itibarıyla 3,7 milyon kişinin yapılandırma için müracaat ettiğini belirterek, şunları kaydetti: “27 milyar liralık vergi alacağını yapılandırdık. 31 Ekim'e kadar müracaatlar devam ediyor. Büyük bir kampanya yürütüyoruz. Vatandaşımıza da tanıtıyoruz. Televizyonları, billboard'ları kullanıyoruz, birebir mektuplar gönderiyoruz. İnşallah büyük bir başvuru bekliyoruz."