15 Temmuz FETÖ darbe girişimi gecesi yaşananlar akıllarda soru işaretleri bıraktı. Yeni Şafak, merak edilen o sorulara yanıt aradı. İşte sorular ve ilgili askeri kaynaklardan alınan yanıtlar:
16.00'da gelen MİT istihbaratı neden ciddiye alınmadı?
MİT'ten istihbarat değil, bir itirafçıya ait ihbar geldi. Bu bir bilgiydi ve ihbar sadece Kara Havacılık Okulu'nda havalanacak helikopterlere ilişkindi. Buna rağmen Genelkurmay Başkanı, “Birlikler çıkmasın, uçuşlar durdurulsun" emirlerini verdi. Genelkurmay Başkanı bu ihbarı aşırı abartıp yaygın bir şey olabilir diyerek aldığı bu tedbirleri almamış olsaydı gece yarısı okunan bildiri gerçek sanılıp çok daha fazla etkileri olabilirdi.
EMİRLER ENGELLENDİ
Hava Kuvvetleri Komutanı böyle bir bilgi duyduysa niye düğüne gitti?
Bilgi Kara Kuvvetleri'nin sorumluluk sahasına ilişkindi. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ise, gelen uçuşa yasak emrini yerine getirdi.
Yazılı emirle neden yetinildi?
Genelkurmay Başkanı'nın emirleri, yazılı, sözlü, faks yoluyla ve telefonla dahil olmak üzere tüm birimlere ulaştırıldı.
Genelkurmay Başkanı'nca bu kadar emir verilmesine karşın neden bu hareketlilik oldu?
Emirler tugay komutanlarına verildi. Emirleri uygulamayan tugay komutanları da zaten şuan FETÖ darbe girişiminden tutuklu. Haberdar olanlar ise bu girişime tamamen karşı durdular. Tugayların çoğunda bu hareketler engellendi.
AKIN ÖZTÜRK'Ü KORUMADIK
Org. Akın Öztürk'ün korunduğu şeklinde algılanan açıklamada gerçekten Öztürk'ün suçsuz olduğu mu savunulmak istendi?
Org. Öztürk korunmadı. Sadece Hava Kuvvetleri Komutanı'nın o gece yaşananlara ilişkin verdiği bilgi paylaşıldı. Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal, diğer komutanlar gibi Org. Öztürk'ü de telefonla arayarak duruma müdahale etmesini istedi. Bu durum Org. Öztürk'ün ifadelerinde de var.
Öztürk 24 Temmuz'a kadar izni olmasına karşın Cuma günü öğle saatlerinde Ankara'ya döndü. Neden kendi konağı yerine Akıncı'da damadının lojmanına gitti, Akıncı'ya çok yakın bir lojmanda her şeyi duymasına karşın neden bekledi?
Bu soruları biz de herkes gibi merak ediyoruz.
TSK içindeki hainleri nasıl tespit edemedi?
Yapılan son değişiklikler uyarınca TSK'nın artık istihbarat toplama yetkisi yok. İstihbaratı MİT toplar, biz onlardan alır ve değerlendiririz. Ordudaki FETÖ yapılanmasına ilişkin MİT ile bir çalışma yapıldı. Bin 700 kişilik liste çıkarıldı. Bunlar içimizde tespit edilmişti. Ancak müdahale edilemeden darbe girişimi oldu. Bu listede derdest faaliyetine katılan emir subayları yoktu. Olsaydı önlem alınırdı.
O gece darbecilerin ele geçirdiği bir F-16 ve bir helikopterin düşürüldüğü iddia edilmişti. Bunlar nerede?
Düşürülen, patlayan bir hava aracımız yok. İkaz atışları yapılan ve zorla indirilenler var.
Darbeci personel ihraç edilecek mi?
Yasalar gereği bu personelin Yüksek Askeri Şura kararı ile atılabilmesi için mahkeme kararı beklenir. Kesin hüküm kurulduğunda bu işlem yapılır.
ABİDİN ÜNAL MODA'DA KARARGAH KURDU
Hava Kuvvetleri Komutanı girişimden haberdar olduğunda ne yaptı?
Hava Kuvvetleri Komutanı ile birlikte bütün üs komutanları da gece o düğündeydi. Orgeneral Abidin Ünal, Moda Deniz Kulübü'nde karargah kurdu, komutanlarla toplanarak durumu kontrol altına almak üzere müdahale başlattı. İlk iş olarak Ankara Harekat Merkezi enterne edilmeye çalışıldı. Komutan, Akıncı'dan gelen emirlerin dinlenmemesi, Akıncı'nın elektrik ve haberleşme sistemlerinin kesilmesi talimatını verdi. Eskişehir Harekat Merkezi yetkilendirildi ve buraya ek personel gönderildi. Üslerin kontrol altına alınması istendi. Akıncı, Diyarbakır ve İncirlik Üsleri talimatlara uymadı, emre itaatsizlik etti. Emre rağmen uçakların uçması üzerine Üslere, “Meydanların kullanılmasına izin vermeyeceksiniz. Hiçbir uçak ve helikopter inmeyecek ve hiçbir uçak ve helikopter kalkmayacak" emri verildi. Dolayısıyla birçok üsse komandoları almaya gelen nakliye uçaklarının indirilmesi engellenmek suretiyle önemli bir tehdidin önüne geçilmiş oldu.
Neden darbeci hava unsurlarına karşı uçak havalandırılmadı?
O sırada kimin darbe yanlısı olduğu bilinmediğinden en doğru emir uçakların hareket etmemesi, meydanların kullanılmasının engellenmesi yönündeydi. Bu da yapıldı. Kaldı ki, kim dost kim düşman unsur, kim nereden kalktı, kimin kontrolü altında, bu tip bilgiler o sıralarda bilinmiyordu. Bu bilinir noktaya geldiği zaman da zaten Akıncı vuruldu. ANKARA