Çağlayan Adliyesi'nden, Türkiye tarihinin en büyük dinleme skandalına delil olacak belgeler çıktı. Adliyede göreve başlayan yeni savcıların bulduğu ve 'paralel yapı'nın şimdiye dek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gizlemeyi başardığı 125 klasör belge, Türkiye'de binlerce yazar, çizer, sanatçı, siyasetçi ve akademisyenin an be an kayda alındığını ortaya koydu.
Binlerce isim bazen 17 Aralık-25 Aralık soruşturmaları, bazen de Gezi Parkı eylemlerine ilişkin dosyalar kapsamında dinlendi. Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi için de 'Selam Terör Örgütü' adlı bir örgüt uyduran paralel yapı, 2011 yılından bu yana her konuşmayı 'tape'leyip arşivledi. Yeni Şafak olarak okuyucularımızı, binlerce kişinin özel hayatına yıllarca tecavüz eden bu karanlık örgüt hakkında suç duyurusunda bulunmaya çağırıyoruz.
Devletin bütün kurumlarına sızan 'paralel yapı'nın hükümeti darbe ile devirdikten sonra siyasetçi, gazeteci, yazar ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de aralarında bulunduğu binlerce kişiyi cezaevlerine doldurma planına ilişkin belgeler ortaya çıktı. Korkunç plan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarının ardından kayıtsız dinlemeler yapıldığını tespit etmesiyle deşifre oldu. Çağlayan Adliyesi'nde göreve başlayan yeni savcılar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gizlenen 125 klasöre ulaştı. Paralel yapının gizli kayıt listesi niteliğindeki klasörlerde bulunan 3 bini aşkın ismin, çeşitli soruşturmalar kapsamında yıllarca dinlendiği belirlendi.
Paralel yargı üyelerinin imza attığı illegal dinlemeler için çeşitli soruşturmalar kullanıldı ve dinlenecek isimler bu dosyalara dahil edildi. Bazı isimler 17 Aralık-25 Aralık operasyonları kapsamında, bazıları ise daha önceki Gezi Parkı eylemlerine ilişkin soruşturmalarda dinlendi. Meydanları savaş alanına çevirenlere ceza öngörmeyen paralel yargının, 'vandal'larla ilgisi olmayan birçok ismi Gezi soruşturmasına dahil ederek 'arşivlemesi' dikkat çekti. Başsavcılık, incelemeyi derinleştirdikçe paralel yapının başta Başbakan Erdoğan olmak üzere Türkiye'nin önde gelen birçok ismini dinlemek için bir 'terör örgütü' uydurduğu'nu da ortaya çıkardı. 2011/762 nolu dosya kapsamında neredeyse tüm Türkiye'yi kendilerinin uydurduğu 'Selam Terör Örgütü' bahanesiyle dinleyen paralel yapı, dinleme ve fişleme işini 7 Şubat 2012'deki MİT krizinden önce, 2011 yılında başlattı.
2011'de dört sayfalık bir ihbar mektubu üzerine başlayan soruşturma eski Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen'in talimatıyla hayata geçti. Soruşturmayı daha sonra TMK Savcısı Adnan Özcan sürdürdü. Soruşturmayı yürütenler dört sayfalık ihbar mektubunun bir kenarına 'Tayyip Erdoğan' notu düştü. Belgelerin üzerindeki 'Tayyip Erdoğan' ibaresi daha sonra eklenen bir ok işaretleriyle belirgin hale getirildi. 5 kişiyle başlayan soruşturmaya önce Başbakan Erdoğan, daha sonra başta danışmanlar olmak üzere Başbakan'ın tüm çevresi dahil edildi. İlerleyen tarihlerde soruşturma bahanesiyle kayıt listesine sivil toplum kuruluşları temsilcileri, gazeteciler, yazarlar, öğretim üyeleri, işadamları, siyasetçiler, medya kuruluşlarının santralleri ve bankalar da eklendi.
Başsavcılığın ilk bulgularına göre dinlenenlerin sayısı 3064'ü buluyor. Fakat takipteki isimlerin çok daha fazla olduğu belirtiliyor. Dinlenen kişilerle bağlantılı olarak, on binlerce kişinin telefonunun yıllarca dinlendiği tahmin ediliyor. Dinlenen bazı numaraların karşısında 'X' ya da 'Ahmet', 'Mehmet', 'Merve', 'Sevda' gibi isimlerin yeralması dikkat çekiyor. Başsavcılık şimdi bu kişilerin kim olduğunu tespit etmeye çalışıyor. Bu isimlerden kimlerin mahkeme kararıyla ya da hangi gerekçeyle dinlendiği henüz bilinmiyor. Telefonu dinlenen kişilerin ticari sırlarının üçüncü kişilere verilip verilmediği, şantaj yapılıp yapılmadığı merak ediliyor.
Sahte ihbar mektubu
Özel Yetkili Savcı Adnan Çimen soruşturmayı 4 sayfalık hayali bir ihbar mektubuyla başlattı. İllegal soruşturmayı yürütenler, ihbar mektubunun bir kenarına pervasızca 'Tayyip Erdoğan' yazdılar. 'Tayyip Erdoğan' yazısı bir ok işaretiyle belirgin hale getirildi.