15 Temmuz darbe girişiminden sonra "Sükutun Çığlığı" adlı 5 Ekim 2015 günü yayınlanan reklam filminde, birbirini devam eden üç parçalı reklamda darbe sonrasına göndermeler yapması dikkat çekti.
Önce siren seslerinin duyulduğu, ardından bir bebeğin gülüşü ekrana geldiği ve 9 ay 10 gün sonra 15 Temmuz'da da darbe girişiminin gerçekleştiği videonun gündeme gelmesi üzerine Habertürk'ün haberine göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, videoyu darbe soruşturmasına dosyasına delil olarak koydu.
Zaman gazetesinin 5 Ekim 2015 tarihinde yayınlanan reklamında, sirenler çalarken gri tonlu şehrin uçaktan kuş bakışı görüntüsü ekrana geliyor. Daha sonra ise yeni doğmuş gülen bir bebek yüzü ekranlara getiriliyor. Sosyal medyada ise reklamın 'subliminal' mesaj içerdiği yorumları yapıldı. Yorumlara göre reklamın en dikkat çeken ayrıntısı, filmin gösterime girdiği tarih ile 15 Temmuz darbe girişimi arasındaki geçen sürenin 9 ay 10 gün olması.
İFADEYE ÇAĞRILDI BULUNAMADI
Soruşturmayı yürüten Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay gazetenin o dönem genel yayın yönetmeni olan Ekrem Dumanlı'nın reklam filmiyle ilgili ifadesini almak istedi. Fakat Dumanlı ifade çağrısına cevap vermedi. Savcı Tuncay, firari olarak aranan Ekrem Dumanlı hakkında. yeni bir yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.
YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI
Talebi değerlendiren nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Tutuklamaya yönelik çıkarılan karar çerçevesinde firari Ekrem Dumanlı görüldüğü yerde yakalanacak ve darbe suçunda tutuklanacak.
KAÇMIŞTI
Bugün TV canlı yayınında kaçmayacağını iddia eden Ekrem Dumanlı, Selam Tevhid Kumpası soruşturması çerçevesinde 17 Eylül 2015'te akında çıkarılan gözaltı kararından önceden haberdar olmuş ve kaçmıştı. Dumanlı hakkında ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan FETÖ çatı iddianamesi çerçevesinde de yakalama kararı bulunuyor. Dumanlı'nın Suriyeli mülteciler gibi kaçakçılara ait bir botla deniz yoluyla yurtdışına kaçtığı iddia ediliyor.