Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın TVNET'te soruları yanıtladı: Bayramla birlikte normalleşme sürecine geçebiliriz

TVNET ekranlarında Serhat İbrahimoğlu'na video konferans yöntemiyle konuk olan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, koronavirüs ve ülke gündemine dair merak edilen soruları cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın krizi anbean yönetme becerisinin bizi diğer ülkelerden çok daha iyi bir noktaya getirdiğini belirten Kalın, "Böyle bir salgın devam ederken hiç kimsenin matematiksel bir kesinliğe dayalı olarak şu tarihte bitecek ve tedbirler kalkacak deme imkanı yok" ifadelerini kullandı. Kalın, "Bu tedbirler ne kadar titizlikle uygulanırsa bu musibeti o kadar kısa sürede atlatacağız. Normalleşme tedrici olarak o zaman başlama imkanına kavuşacak" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TVNET Haber Müdürü Serhat İbrahimoğlu'na konuk oldu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TVNET'te katıldığı canlı yayında Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile mücadelesiyle ilgili sorulara cevap verdi.

Çin'de başlayan salgının merkezinin şu an ABD olduğunu aktaran Kalın, Avrupa ve İngiltere gibi ülkelerde de vaka sayısının yüksek olduğunun görüldüğünü söyledi. Kalın, Türkiye'nin en erken tedbirleri alan ülke olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye bu nedenle avantajlı bir hale geldi ve böyle bir salgına karşı ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterdi. Son 16 yılda sağlık alt yapısına ve şehir hastanelerine yapılan yatırımların ne kadar hayat kurtarıcı bir nitelikte olduğunu işte bu günlerde gördük. Türkiye yıllardır böyle bir salgına hazırlık yapıyormuşcasına bir alt yapımızın olduğunu gördük. Bu tür salgın ve afetlerle mücadele, ekosistemin bir bütünlük içinde çalışmasına da bağlıdır. Konu öncelikle halk sağlığı meselesidir. Test kiti işin merkezidir ama kamu düzeninin korunması, enerji alt yapısının muhafaza edilmesi, iletişim alt yapısının sağlam olması, gıda güvenliğinin sağlanması ve tedarik zincirinin sağlanması, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak mekanizmaların işler olması da önemli. Bu ekosisteme baktığınız zaman Türkiye'nin bu anlamda bir hazırlık içinde olduğunu görüyoruz. Sadece sağlık alanında başarılı olmak yetmiyor, sistemi kapatırsanız insanların ihtiyaçlarını karşılamak noktasında sorunlar yaşarsınız. Sağlık alt yapımızın güçlü olması, ekosistemin bir eş güdüm halinde çalışıyor olması ve Cumhurbaşkanımızın bu krizi anbean yönetme becerisi bizi diğer ülkelerden göreceli olarak çok daha iyi bir noktaya getirmiş durumda."

KORONAVİRÜS
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Küresel düzen uzun bir süredir adalet üretmiyor

"Ramazan Bayramı ile beraber bir normalleşme sürecini görebiliriz"

Kalın, normalleşme sürecine ne zaman geçileceğine yönelik bir soru üzerine, "Böyle bir salgın devam ederken hiç kimsenin matematiksel bir kesinliğe dayalı olarak şu tarihte bitecek ve tedbirler kalkacak deme imkanı yok. Biz de aldığımız tedbirleri uygularken bunların sonuçlarına bakıyoruz. Uyguladığımız tedbirlerin süresini ilgili kurum ve kuruluşların sağladığı bilgiler ışığında değerlendiriyoruz. Bu tedbirler ne kadar titizlikle uygulanırsa bu musibeti o kadar kısa sürede atlatacağız. Normalleşme tedrici olarak o zaman başlama imkanına kavuşacak. Cumhurbaşkanımız bir takvim telaffuz etti, kesin bir takvim değil ama 'Eğer bu tedbirler bu şekilde uygulanırsa Ramazan Bayramı ile beraber bir normalleşme sürecini görebiliriz.' dedi. Bu bizi asla rehavete sevk etememeli baştan beri hatırlarsanız, 'panik ve rehavet yok' dedik. Dikkatli olmak zorundayız. Bu süreci el birliği ile yönetmek zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.

"Mayıs sonuna kadar 5 bin tane solunum cihazı daha üretilecek"

Kalın, şehir hastaneleri ve solunum cihazı üretimiyle ilgili soruya ise şöyle yanıt verdi:

"Ölüm Allahın emri ama ölüm sebebinde bir insan hatası varsa bu bir üzüntü verir. Bunları yok etmek için devlet otoriteleri önlemler alır. Halk sağlığı kamu otoritesinin önceliğidir. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bırakın hastaneleri morglarda yer yok. Parklarda mezar kazılıyor. Mukayeseli olarak baktığımızda Türkiye çok çok iyi bir noktada. Bizim hastane, yatak ve acil servis kapasitemizde bir sıkıntı yok. Çünkü geriden gelen çok ciddi bir sağlık alt yapımız var. Tanı kiti, ilaç konusunda bir sıkıntımız yok. Milli ve yerli yeterlilik son derece önemli. Kendi yerli imkanlarını geliştirmeniz, bağımlılığı mümkün olduğunca azaltmanız son derece önemli. Başakşehir'de açılan hastane bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. Şu anda salgın için hizmete alındı ama ilerde başka sağlık hizmetleri vermeye devam edecek. Aynı şekilde Sancaktepe'de ve Atatürk Havalimanında bir hastane daha kuruluyor. Bunlar 1000 küsür yatak kapasiteli son derece modern hastaneler olacak. Böylece yatak ve hastane kapasitemizi artırmak suretiyle hem en kötüye hazırlıklı oluyoruz, hem de ilerde bu tür başka sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda bunlarla mücadele edecek imkan ve kabiliyetleri geliştiriyoruz. Yerli solunum cihazı üretildi, bunun 100 küsür tanesi de teslim edildi. Mayıs ayı sonuna kadar 5 bin tane üretilecek ve teslim edilecek."

İbrahim Kalın, solunum cihazı üretiminde dünyaya örnek olan bir çabanın ortaya koyulduğunu vurgulayarak, "Bunları asla küçümsemeyelim, Türkiye bu anlamda çok iyi bir noktada. Biz bu salgınla göreceli olarak daha iyi bir noktadaysak işte bu milli yeterliliğimizin seferber edilemesinde çok önemli bir rolü var. Cumhurbaşkanımızın krizi anbean takip etmesi son derece önemli. Bazen imkan ve kabiliyetiniz vardır liderlik yoktur, eş güdüm yoktur, bunları eş güdümle bir araya getirecek irade yoktur. O zaman o imkan ve kabiliyetler boşa gider. Başka ülkelerde bunu gördük. Bu ekosistemin planlı bir şekilde çalışması, yıllardır yapılan alt yapı yatırımlarının bu noktaya gelmesi ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tam bir eşgüdüm içinde çalışması bizi çok daha avantajlı bir noktaya getirdi." diye konuştu.

"Lütfen panik de yapmayalım, rehavete de kapılmayalım"

"Kısıtlamaların verisel anlamda yansımalarını görmeye başladık mı?" sorusu üzerine Kalın, tedbirler uygulandıkça bunların neticelerinin, vaka sayısında, can kayıplarında, tedavi olan insanlarda görüldüğünü, toplumun da bunu bir bütün olarak gördüğünü ve bu tedbirleri sahiplendiğini söyledi. Tedbirler uygulandıkça, bunun rakamlara yansıdığını belirten Kalın, "Bu şunu gösteriyor tedbirleri sıkı bir şekilde uygulamaya devam edersek, salgının seyri daha kontrol edilebilir bir noktaya gelecek. Lütfen panik de yapmayalım, rehavete de kapılmayalım. Hala tam manasıyla davranış modelini ve mimarisini çözemediğimiz bir virüsle karşı karşıyayız. Daha aşı üretemedik, şu anda ümmin plazma tedavisi yapılıyor, bunlar çok önemli gelişmeler ama tam manasıyla bütün insanlığın bu virüse karşı bağışıklık kazanabileceği bir noktaya gelmedik." dedi.

"Kimse siyasi bir hesap peşinde değil"

Belediyelerin ekmek dağıtmasının yasaklandığı tartışmalarına ilişkin görüşü sorulan Kalın, şu yanıtı verdi:"Böylesine bir salgın karşısında bütün devletin, milletin, özel sektörün imkanlarının seferber edildiği bir dönemde eş güdüm içinde çalışmak son derece önemli. Bu uyum sağlandığı oranda başarı grafiğimiz yükselir. Cumhurbaşkanımız farklı siyasi partilerin belediye başkanlarıyla geçmişte görüştü, kendisi belediyecilikten gelen bir siyasetçi olarak, yerel siyasetin önemini de bilen bir isim. Burada tabi ki belediyelerimiz, hangi siyasi partiden olursa olsun, güzel hizmetler vermiştir, vermeye de devam edecektir.Ama burada devletin diğer kurumları, İçişleri Bakanlığı, Aile Bakanlığı ve diğerleri, adeta yok sayarak, onların dışında ya da onlara rağmen, onlara rakip gibi, siyasi bir rekabet güdüsüyle iş yapmaya başladığınız zaman bu ahengi bozarsınız. Belli yerlerde, belli belediyeler bunu tamamen bir siyasi rekabet meselesi haline getirirken, aynı siyasi partinin isim de vereyim CHP'nin başka belediyeleri, mesela Mersin ve başka yerlerde il pandemi kurulu, valilik ve kaymakamlıkla son derece uyumlu çalışmalar sergiledi. Bu dönemde bizim her zaman birlik beraberlik içinde olup, iyi örnekleri çoğaltmamızdır esas olan. Siyasi şov peşinde koşmak değil, partizanlık yapmak hele hiç değil, böyle bir dönemde bütün bunları bir kenara koyup, el birliği içinde vatandaşın canını, hayatını, sağlığını en iyi nasıl koruruz, onun zihinsel ve bedensel güvenliğini nasıl sağlarız buna odaklanmamız gerekir. Bizim gece gündüz, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde burada yapmaya çalıştığımız şey bu. Kimse siyasi bir hesap peşinde değil. Aslolan bu millete o güveni vermek, o hizmeti götürebilmek."

"Küresel düzen uzun bir süredir adalet üretmiyor"

İbrahim Kalın, "Küreselleşme politikaları açısından baktığımızda virüs sonrası nasıl bir dünya bizi bekliyor. Dünya virüs sonrasına yeterince hazır mı?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Öncelikle şu tespiti yapmakta fayda var; Bugünkü küresel düzenin bağışıklık sisteminin, zannedildiğinden çok daha korunaksız, hastalıklara karşı açık olduğunu net bir şekilde gördük. Küresel düzen uzun bir süredir düzen ya da ahenk ya da adalet üretmiyor. Uzun bir süredir eşitsizlik, adaletsizlik üretiyor. O yüzden Cumhurbaşkanımız her vesileyle 'Dünya beşten büyüktür' diyerek sadece BM Güvenlik Konseyi sisteminin değiştirilmesinin değil, bu dünya düzeninin değiştirilmesi gerektiğini söylüyor.

Öteden beri söylenen bir şey var küresel liberal düzen diye. Ben de hep şunu söylüyorum, bu düzen ne küresel ne liberal ne de bir düzen aslında. Küresel değil çünkü zengini zengin yapmaya, zengin ile fakir arasındaki mesafeyi açmaya devam ediyor. Liberal hiç değil, serbest piyasa ekonomisi belki bir söylem olarak var ama gerçek şu ki kapitalizmin üretim ve tüketim mentalitesinin temelinde bu vardır."

SPOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan millilerle görüştü