15 Temmuz davalarını yakından takip eden Doç. Dr. Hüseyin Aydın, FETÖ’nün kanlı darbe girişimini “Asırlık Gece” adlı kitabında anlattı. Darbe girişimine ilişkin önemli bilgi ve belgelerin bulunduğu kitabıyla 15 Temmuz gecesi yaşananlara bir kez daha ışık tutan Aydın, Yeni Şafak’ın FETÖ’cü darbe girişimine ilişkin sorularını yanıtladı.
03.00’TE BAŞLASAYDI SEYRİ FARKLI OLURDU
DARBENİN KIRILMA NOKTALARI
Darbenin birçok kırılma noktasından bahsedilebileceğini ifade eden Aydın, şunları söyledi: “En önemlileri bence şunlar; Darbenin erkene alınması, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın yapılan teklifi reddetmesi, Cumhurbaşkanımızın darbeye direnmeye karar vermesi ve kamu görevlilerini bu doğrultuda talimatlandırması, Cumhurbaşkanımızın halkı sokaklara davet etmesi ve halkın sokaklara çıkarak darbeye direnmesi, başsavcılıkların darbe girişiminde bulunanlarla ilgili soruşturma açması, Semih Terzi’nin Ömer Halisdemir tarafından öldürülmesi, darbecilerin kontrolündeki uçaklara karşı alarm reaksiyon uçaklarının kaldırılabilmesi, son olarak darbenin yönetim merkezi Akıncı Üssünün bombalanması.”
BİNLERCE KİŞİYİ ÖLDÜRECEKLERDİ
ÖKSÜZ VE BATMAZ İÇİN Mİ KAPATILDI?
14 Temmuz’da Hava Harp Okulu’nda “lider brifingi” adı altında gizli bir toplantı yapıldığına ve okuldaki tüm kameraların saat 23.15 ila 03.00 arasında kapatıldığına dikkat çeken Aydın, “Tüm kameralar kapatıldığına göre belirtilen saat aralığında gelen kişi veya kişiler çok önemli olmalı. Bu önemli kişinin asker olması mantıklı gözükmüyor. Nitekim değişik kuvvetlerden askerler okula gelmiş, ancak kameraların kapatılmasına lüzum görülmemişti. Adil Öksüz ve Kemal Batmaz, 13 Temmuz Çarşamba günü ABD’den dönmüş, 14 Temmuz günü de İstanbul’daydılar. Örgütteki konumları, darbedeki rolleri, toplantının mahiyeti ve katılan askerlerin konumları dikkate alındığında toplantıya katılmış olmaları kuvvetle muhtemel gözüküyor” ifadelerini kullandı.
SABAHTAN AKINCI’YA GİTTİLER
ABDEST ALDI, NAMAZ KILDI, SÜRECİ YÖNETTİ
Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’te olduğu bilgisini o dönem başyaver olan Ali Yazıcı’nın paylaştığını düşündüğünü ancak darbecilerin hafta boyunca Cumhurbaşkanı’nın tam olarak yerinin tespiti ve teyidi için birçok kanaldan araştırma yaptığını ve birçok kişinin de bu iş için uğraştığını vurguladı. Suikast girişiminin de Akıncı Üssü’nden sevk ve idare edildiği ifade eden Aydın, Erdoğan’ın darbe girişimini öğrendikten sonraki tepkisini, talimatlarını ve yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Cumhurbaşkanımıza darbe girişimine yönelik ilk bilgiler, saat 21.30’dan sonra gelmeye başlamıştı. Öncelikle gelen bilgiler analiz edilip durum anlaşılmaya çalışıldı. Kısa süre içinde bir darbe girişimi olduğu anlaşıldı. Cumhurbaşkanımız önce abdest alıp iki rekat namaz kıldı. Dua ve niyazda bulundu. Sonra bütün önemli krizlerde olduğu gibi soğukkanlılığını muhafaza ederek kararlı bir şekilde süreci yönetti. Başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere birçok kişi ile görüşen Cumhurbaşkanımız, darbeye direnilmesi ve darbenin bastırılması için yapılması gerekenler konusunda talimatlar verdi.”
YAKALASALARDI ÖLDÜRECEKLERDİ
SAAT 02.19’DA ALINAN ‘NATO’ KARARI
Saat 02.19 itibariyle NATO’nun hava trafiği ile ilgili görüntü alma yetkisinin Eskişehir BHHM tarafından askıya alındığına işaret eden Aydın, “Hazırlık toplantılarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerinin tespitinde gerekirse Amerikalılardan yardım alınabileceği konuşulmuştu. NATO’nun hava trafiği ile ilgili görüntü alma yetkisi askıya alınınca, bu durum da zora girmiş oldu” dedi.
BAŞARILI OLSAYDI NASIL BİR TÜRKİYE’YE UYANACAKTIK?
‘Atatürk’ vurgusu göz boyama idi
15 Temmuz FETÖ’cü bir darbe girişimi olmasına rağmen, “Atatürkçü” bir darbe girişimi olarak duyurulmuştu. Aydın, buna ilişkin ise şu değerlendirmeleri yaptı: “Böyle büyük bir meydan okumada dahi takiye yapma ihtiyacını, örgütün yapısının yanında toplumun gerçeklerinde de aramak lazım. 2016 Türkiye’sinde darbe teknik olarak başarılmış olsa bile Fetullahçı bir darbeyi toplumun sindirmesi mümkün değil. Sıkıyönetim direktifindeki mesajlara bakılırsa muhalefetin ve kısmen iktidara destek veren kesimlerin dahi gözlerinin boyanmaya çalışıldığını görüyoruz. Başta Atatürkçülük vurgusu olmak üzere diğer vurgular ve mesajlar, darbe girişimi planlandığı gibi icra edilebilseydi, darbe girişimine iştirak edecek veya destek verecek başkaca unsurların varlığına da işaret edebilir. Ancak bu son seçenek için inandırıcı deliller bugün için yok.”