Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Meyra Palace Otel'de, Küresel Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen 21. Dünya Rus Medya Kongresi'nde yaptığı konuşmada, köklü basın-yayın geleneğinin temsilcisi Küresel Gazeteciler Konseyi'nin ev sahipliğinde, Rus dili konuşan uluslararası medya mensuplarını Türkiye'de buluşturan organizasyonun, Türkiye-Rusya dostluğuna katkı sağlayacağına inandığını belirtti.
Birçok meslek gibi gazeteciliğin de içinde yaşanan dijital dönüşüm çağının etkisiyle yenilendiğini, dönüştüğünü ifade eden Oktay, yeni medya araçlarıyla medyanın insan hayatına bu derece girmesinin sonucunda yeni yayın uygulamalarının zaman kazandıran pek çok özelliğinin yanında, kontrol edici ve yönlendirici taraflarının da tartışılmaya başlandığını söyledi.
Demokrasinin ana unsurlarından olan medyanın bugün fikirleri, tavırları, tüketim eğilimlerini ve hatta dünyayı algılayış biçimini doğrudan etkilediğini anlatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu kapsamda İletişim Başkanlığı farklı ülkelerden basın heyetlerini Türkiye’de ağırlamaya yönelik çalışmalar yürütmektedir. Uluslararası medya bağlantılarını ve iş birliğini artırmak amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında geçtiğimiz Haziran ayında 15 Rus medya mensubu İletişim Başkanlığı’nın programına katılım sağlamıştır. Bu tarz iş birliklerine İngilizce dilini kullanan uluslararası basın temsilcilerinin yanı sıra Arapça ve Rusça dilinde haber yapan gazetecilerin dahil olmasına ayrıca önem veriyoruz. Ülkemizin jeopolitik konumu ve diplomasi vizyonundan hareketle yakın ikili ilişkilere sahip olduğumuz Rusya ile medya alanında kurulacak her bir köprü, Türkiye için müstesna bir yere sahip olacaktır."
Türk-Rus ilişkileri
Oktay, 15 asrı aşkın bir süredir devam eden Türk-Rus ilişkilerinin her iki ülke için olduğu kadar bölge hatta dünya siyaseti için de her dönem büyük önem arz ettiğini vurguladı.
Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Putin'in 2019 yılında 6 kez yüz yüze, 9 kez de telefonla görüştüklerini anımsattı.
Son olarak bu hafta içi Soçi’de, bölgede istikrar ve refah açısından son derece önemli bir buluşma gerçekleştirildiğini hatırlatan Oktay, "Karadeniz'in iki kıyısına güneşli havalar taşıyan Türkiye ve Rusya Cumhurbaşkanları arasındaki dostluk, sadece iki ülke açısından değil bölgesel ve küresel önem taşımaktadır. Güçlü devlet geleneğine sahip iki ülke arasındaki mevcut ilişkilerin kurumsallaşması ve dostane işbirliğinin sürdürülebilir hale gelmesi için yoğun çabamız sürmektedir." ifadelerini kullandı.
Suriye'nin toprak bütünlüğü
Rusya ile ilişkileri hem toplumsal ve insani boyutta hem de diplomatik ve ekonomik alanda ilerletmeye kararlı olduklarını vurgulayan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öncelikli olarak 100 milyar dolar ticaret hacmini ve 6 milyon turist sayısını hedeflemekteyiz. Ama her şeyden önemlisi, Rusya ile sağlayacağımız iş birliği ile bölgede istikrarın, refahın ve huzurun hakim olmasını amaçlamaktayız. Bu kapsamda Barış Pınarı Operasyonu dahilinde Rusya ile varılan mutabakata önem veriyor; Suriye krizinin çözümüne yönelik birlikte katkı sağladığımız bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Suriye krizinin çözümüne yönelik attığımız her bir adımın gayesi bölgede akan kanın durması ve Suriye'nin sekiz yıldır özlemini çektiği huzur ortamına kavuşmasıdır.
Suriye'de krizin başladığı ilk günlerden itibaren Türkiye, her zaman çözümün Suriye toprakları içinde aranmasından yana olmuş, Suriye'nin toprak bütünlüğüne daima saygı duymuştur. Bu kapsamda siyasi ve diplomatik gayretlerimiz kesintisiz sürmüştür. Türkiye, Rusya ve İran’ın desteğiyle İdlib'de oluşturulan görece sükunet ortamı sayesinde yüzbinlerce insanın hayatı kurtulmuş ve yeni bir göç dalgasının önüne geçilmiştir. Türkiye'nin hem Fırat'ın batısında hem de doğusunda teröre karşı verdiği mücadele kendi çıkarlarımızın gerektirdiği bir tercih değil, bölge istikrarı için hayati bir zorunluluktur."
Oktay, Türkiye'de bulunan 4 milyonu aşkın sığınmacının yuvalarına geri dönüşlerinin Suriye'nin yeniden huzura, güvene ve istikrara kavuşmasıyla mümkün olduğunu aktardı.
"Terör koridoruna karşı çıkmak en doğal hakkımızdır"
"PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin Suriye krizini ülkemize taşıma gayretleri ve sınır güvenliğimiz konusunda taşıdığımız hassasiyet, bizi bu meselede sahada fiilen var olmaya mecbur etmiştir." diyen Oktay, şunları söyledi:
"Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla Türkiye, Suriye krizinin başlangıcından bu yana ilmek ilmek dokunan terör yanlısı oyunları bozmuştur. Bu bölgelerde güvenli hale getirilen kısımlara dönen sığınmacılar şimdi kendi topraklarında huzur içinde hayatlarına devam etmektedir. Fırat'ın doğusunda da bir güvenli bölge oluşturmak için sınır güvenliğimizin sağlanması ve ülkemizde bulunan Suriyeli sığınmacıların yurtlarına güvenli şekilde dönmelerinin sağlanması amacıyla Barış Pınarı Harekâtı gerçekleştirilmiştir. 9 gün devam eden operasyon, ABD ve Rusya ile varılan mutabakat sonucunda başarıyla sonuçlandırılmıştır. 911 kilometre uzunluğunda sınırımız olan bir bölgede kimse 40 yıldır asker- sivil demeden vatandaşımızın canına kıyan katil bir örgütün palazlanmasına izin vermemizi bekleyemez.
Burada oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna karşı çıkmak en doğal hakkımızdır ve bu hakkımızı hem masada hem sahada savunmaya devam ediyoruz. Şimdi Mehmetçiğimiz, Suriye Milli Ordusu ile birlikte harekat alanını tarayarak, geride bıraktıkları terör tuzaklarını etkisiz hale getirmektedir. Fırat’ın doğusundaki yaklaşık 480 kilometrelik alanın 120 kilometresi şu anda kontrolümüz altında bulunmaktadır. Kalan kısmının kontrol altında tutulması hususunda da Rusya ile mutabakata varmış durumdayız."
Fuat Oktay, uluslararası toplumun desteğiyle barış koridoru bölgesine, yaklaşık 2 milyon sığınmacının gönüllü geri dönüşünü hedeflediklerini hatırlattı.
"Uluslararası toplumun eşit sorumluluk paylaşmasını istiyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin dostlarıyla yürüyen, sahada sözünü söyleyen ve bunun gereğini yaparak sahada netice alan bir ülke olduğunu vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:
Barış Pınarı Harekatı sırasında ne yazık ki uluslararası medyada yayılan dezenformasyonlar ve taraflı tutumlar ile de mücadele etmek durumunda kaldık. Sınıra yakın ilçelerimizde sivil vatandaşlarımızın terörün hedefi olması ve PKK/YPG'nin gerçek yüzü yabancı basında neredeyse hiç yer bulmadı. Bu süreçte, Türkiye'nin haklı ve meşru mücadelesinin dünya kamuoyuna duyurulmasında siz uluslararası medya temsilcilerinin de desteğini istiyoruz. Sizlerden beklentimiz, Barış Pınarı Harekatı'nın amacının bölgede istikrarı sağlamak ve terörle mücadele olduğunu, asla Kürtlere ya da herhangi bir etnik unsura yönelik yapılmadığını ve terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi haberler ve yayınlarınızla dünyaya anlatmanızdır. Yani Türkiye'de ve bölgede yaşanan gerçekliği hiçbir ülkenin gözüyle değil objektif bir şekilde kendi gözünüzle görmeniz, gözlemlemenizdir."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Küresel Gazeteciler Konseyi’nin ev sahipliğinde Rus Dili konuşan uluslararası medya temsilcilerinin Türkiye'de ağırladığı kongre vesilesiyle önemli dostluk köprülerinin ve iş birliklerinin kurulacağına inandığını sözlerine ekledi.