Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kısıklı'daki konutunun önünde, demokrasi nöbeti tutan ve darbe girişiminde Olçok ile birlikte Boğaziçi Köprüsü'ne yürüyen Ayten Demir,yaptığı açıklamada, o gece yaşananları, hayatı boyunca unutamayacağını aktardı.
Demir, darbe girişiminin ardından diğer vatandaşlarla birlikte Kısıklı'ya gitmek için yürüdükleri anda, Olçok'ın oğlu Abdullah Tayyip ile Altunizade'de başka bir kalabalık grupla birlikte olduğunu gördüğünü anlattı.
Olçok'ın burada kalabalığa sürekli moral verip, "Bu vatan bizim, kimse bu vatanı bizden alamaz. Köprüde sorun büyük arkadaşlar, orayı almamız lazım" diyerek köprüye yönlendirdiğini kaydeden Demir, "Erol Bey Kısıklı yerine köprüye doğru yürümemiz gerektiğini ve en önemli noktanın orası olduğunu kalabalığa söyleyince hep birlikte oraya doğru yürümeye başladık. Kalabalık arasında genelde gençler vardı.
Erol Bey sürekli bir sağa, bir sola koşarak kalabalığa moral veriyordu
. Kol kola kenetlenerek yürüyen gençlerin önünde adeta pervane olmuşcasına, 'Yürüyün arkadaşlar, yürüyün. Allah bizimle birlikte. Milyonlar geliyor arkanızdan' diyerek herkesin kenetlenmesini sağladı" diye konuştu.
Demir, Olçok'ın o anda verdiği komutlarla kalabalıktakilerin ellerinde Türkbayraklarıyla kol kola yürümeye başladığını ve çevreden katılanlarla sayının giderek arttığını söyledi.
"SİZ 100 ERKEĞE BEDELSİNİZ"
Olçok'ın, özellikle kalabalık arasındaki kadınlara zaman zaman, "Siz 100 erkeğe bedelsiniz. Allah bizim yardımcımız olacak" şeklinde moral verdiğini de belirten Demir, şöyle konuştu:
"Kısıklı'ya doğru giden grupla Altunizade'de buluşan grup köprüye doğru giderken başımızda Erol Bey vardı ve o akşam bizlere sürekli moral verip, korkmamamız için telkinlerde bulunuyordu. Bir süre sonra köprüye yaklaştık ve o anda tanklar köprüye gelmemişti. Kol kola giren gençler yürürken hem tekbir getiriyor hem de slogan atıyordu. Arkamızdan kalabalığı yara yara gelen tankların geçişi ardından köprüden bize doğru ateş açılmaya başlandı. Tanklar arkamızdan gelirken bir kargaşa oldu ve o anda da ateş açıldı. Zaten o kargaşada onu gözden kaybettim. Herkes yerlere serilmişti. Gözümün önünden gitmeyen bir genç çift vardı, yerde yatıyorlardı ve sanırım yaralanmışlardı. O anda yüksek sesle yaptıkları dua halen kulaklarımda çınlıyor. Köprüye gelirken Erol Bey bizlere, başka grupların da köprüye doğru geldiğini ve korkmamamız gerektiğini söylüyordu. Zaten bizim aklımızda ateş açılacağı yoktu. Bizim askerimizin bize kurşun sıkacağını hiç düşünmemiştim. En azından biber gazı sıkarlar veya karmaşada itiş, kalkış olur diye düşündüm ama bizim askerimiz bize kurşun yağdırdı. Gencecik çocuklar, tek tek yerlere serilmeye başladı. Önden gidip açılan ateş sonucu yere yığılanlara rağmen arkadan gelenler kol kola verip yine yürümeye devam etti."
Demir, darbe girişimini protesto eden gençlerin o gece tek amaçlarının vatanı kurtarmak olduğunu ve gözlerinde hiç korku görmediğini vurguladı.
Köprüye yürüyen gençlerin aynı zamanda kalabalık arasında bulunan kadınları da korumaya çalıştığını dile getiren Demir, "Tekbir getirip, yürüyen gençler bizleri de korumak için kendilerini siper ediyordu. Sürekli, 'abla sen şuraya siper al', 'abla şuraya girin', 'abla sen bizim arkamızda dur' diyerek bizi en başa kadar götürdüler." dedi.
"MAKİNASINDAKİ FOTOĞRAFLAR YAYINLANMALI"
Erol Olçok'ın da kadınları, "Helal olsun kızlar size, helal olsun. Yürüyün, bu vatanı kimseye vermeyeceğiz. Sizin gibi olmayan erkekler var" diyerek alkışladığını aktaran Ayten Demir, onun motivasyonları ve desteğiyle kendilerine olan inancın arttığını dile getirdi.
Demir, şunları kaydetti:
"Bizler de tekbir getirmeye başladık. Rahmetli Erol Bey ve oğlunun makinesindeki fotoğraflar bence yayınlanmalı. Çünkü gecenin adeta canlı tanığı olabilecek fotoğrafları onlar çekti. O gecenin kanlı yüzünü o fotoğraf kareleri gösterecektir. Erol Bey'in bizlere söylediği sözlerin ardından oradaki kabalıkta bulunan kadınlar olarak, 'Biz bunları hemen indiririz köprüden' demeye başladık. O olmasaydı o anda belki bu kadar organize olup da oraya gidemezdik. Erol Bey'in bize söylediklerini ömrüm boyunca unutamam. Kargaşa anında oraya birlikte geldiklerimin bir çoğunu bir daha görmedim. Yanımdaki insanların bir çoğu yaralandı ve hayatını kaybetti. O gençlerin hakkı ödenemez."