Erdoğan mesajında, sempozyumun hayırlara vesile olmasını dileyerek, 54'üncü hükümetin Başbakanı, Milli Görüş hareketinin lideri; dava, aksiyon ve ilim adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a Allah'tan rahmet niyaz etti.
Başta Oğuzhan Asiltürk olmak üzere 1960'lardan itibaren merhum Erbakan'la yol yürümüş; davaya aşkla hizmet etmiş Milli Görüş hareketinin tüm çınarlarını rahmetle yad eden Erdoğan, Erbakan'ın aziz hatırasına sahip çıkan ESAM'a, ESAM Başkanı Recai Kutan'a, ESAM çatısı altında büyük ve güçlü Türkiye idealine gönül verenlere teşekkür etti.
Büyük dava adamları ile gönül ve fikir insanlarının, gökteki yıldızlar gibi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Gecenin zifiri karanlığında yıldızlar nasıl bize yönümüzü gösterirse o insanlar da bağrından çıktıkları milletlerine zor zamanlarda birer ışık olur. Onlar; ortaya koydukları eserleriyle engin gönül dünyalarından yayılan hikmet dolu fikirleriyle Hak yolunda gerektiğinde canları pahasına verdikleri mücadeleleriyle içinde yaşadıkları toplumlara rehberlik eder. Onlar; aydınlık yüzleriyle yolumuzu aydınlatan birer şimal yıldızı; hak davanın, ülkeye ve millete hizmet davasının birer sancaktarıdır." diye konuştu.
Çok uzun yıllar kendisiyle siyaset yaptığı merhum Erbakan'ın işte böyle abidevi ve çok yönlü bir insan olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Rahmetli Hocamız, 85 yıllık çileli ömrünü öğrenmeye, öğretmeye, hizmete, bu ülkenin ufkunu açmaya adamış büyük bir münevverdi. Siyasetteki mücadelesinin öncesinde akademideki özellikle mühendislik alanındaki üstün başarılarıyla temayüz etmiş gerçek bir bilim adamıydı. Merhum Erbakan, fildişi kulelerde ahkam kesmek yerine milletin içinde, milletiyle birlikte ülkesi için çalışan vizyon ve misyon sahibi bir şahsiyetti. Türkiye'nin sanayileşmesine ömrünü vakfeden Hocamız, traktör ışığında fabrika temelleri atacak kadar vatanına aşık bir vazife insanıydı. O, ömrü boyunca hep rüzgara karşı yürümesine rağmen, hiçbir zaman yılmadı; yılgınlığa ve ümitsizliğe asla kapılmadı. 'Bir çiçekle bahar olmaz' diyenlere, 'Her barın bir çiçekle başladığını' söylemiş, buna inanmış, siyaset mücadelesini hep bu ruhla yürütmüştür.
1970'lerden itibaren içinde yer aldığı koalisyon hükümetlerinin tamamında 'Yeniden büyük Türkiye' idealine sıkı sıkıya sarılmıştır. Ülkeyi esir alan, milletin kıt kaynaklarını adeta yurt dışına peşkeş çeken 'montaj sanayi' yerine, 'ağır sanayi' hamlesini savunmuştur. Erbakan Hocamızın, Kıbrıs Barış Harekatı'ndaki rolü ise tarihimize altın harflerle yazılmış bir başka önemli başarısıdır. Kurduğu 5 partinin 4'ü kapatılmasına rağmen, o her zaman siyaseti, siyasetin imkanlarını savunmuş; sokağa ve şiddete asla prim vermemiştir. Merhum Erbakan, bizzat kendi ifadesiyle 'Batıl bir davada zirve olmaktansa, hak olan davada zerre olmayı' tercih etmiştir."
"Kendi davasını savunmuş, daima kendi ideallerinin peşinde koşmuştur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merhum Necmettin Erbakan'ı sadece Türkiye ve Türk siyaseti üzerinden okumanın onun yarım asırlık mücadelesini dar kalıplara hapsetmek olduğunu söyledi.
Erbakan'ın ilk günden beri davasının esasının şefkat, hedefinin de tüm insanlığın saadeti olduğunu söylediğini hatırlatan Erdoğan, "Gerek 1990'ların başında ESAM'ın öncülüğünde başlatılan Müslüman Topluluklar Birliği kongreleri, gerekse 1997 yılında kurulan D-8 teşkilatı, merhum Erbakan'ın bu küresel vizyonunun en somut örnekleridir. Hocamızın İslam alemine yaptığı eşsiz katkılardan biri de hak ve batıl mücadelesinde, hak ve adalet arayışlarında Müslümanları demokratik sivil siyasete teşvik etmesidir. 'Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.' diyen Erbakan, ziyaretine gelen kanaat önderlerine mücadelelerini meşru zeminde sürdürmeleri gerektiğini ifade etmiştir." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikbalin teminatı olarak gördüğü gençlere çok büyük ihtimam gösteren Erbakan'ın, "Bir milletin asıl gücü topu, tüfeği, tankı değil, imanlı ve inançlı gençliğidir." diye tarif ettiği feragat ehli ve fedakar bu neslin yetişmesi için, ömrünün sonuna kadar çalıştığını ve çabaladığını dile getirdi.
Merhum Erbakan'ın hayatına ve mücadelesine bakıldığında özellikle öne çıkan hususun onun özgünlüğü olduğunu aktaran Erdoğan, "Hocamız mevcut siyasi akımlara eklemlenmek yerine millete üçüncü bir yol önermiş. Kendi davasını savunmuş, daima kendi ideallerinin peşinde koşmuştur. Kurucusu olduğu Milli Görüş, ilhamını medeniyet değerlerimizden alan, milletin kadim değerlerinden beslenen, ayağı hep bu topraklara basan yerli ve milli bir harekettir. Bu hareketin hedefi ise Türkiye'nin istiklalini ve aziz milletimizin istikbalini savunmak, Müslümanlarla birlikte tüm insanlığın huzur ve selameti için mücadele etmek olmuştur. Erbakan Hocamız bu süreçte birileri tarafından hayalperest olarak nitelense de iddialarından ve hedeflerinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünya diyerek sembolleştirdiği davasına son nefesine kadar sahip çıkmıştır." ifadelerini kullandı.
"İslam dünyasının kanayan yaralarına daima merhem olmaya çalıştık"
"Büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki; Merhum Erbakan’ın hayalini kurduğu, uğruna ömrünü adadığı, çile çektiği ideallerinin önemli bir kısmını hamdolsun son 19 yılda gerçeğe dönüştürdük" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"28 Şubat döneminin evlatlarımızı maruz bıraktığı adaletsizlikleri ortadan kaldırarak, kılık-kıyafet üzerindeki yasaklara son verdik. İmam Hatip okullarının kapısına vurulan prangaları parçalayıp attık. Milletin üniversitelerini hiçbir ayrım yapmadan milletimizin evlatlarının tamamına açtık. Erbakan'ın milli iradenin egemenliğinde vazgeçilmez gördüğü Başkanlık sistemini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ülkemize kazandırdık. 86 yıllık mahzunluğun ardından Sultan Fatih'in emaneti olan Ayasofya'yı yeniden ibadete açarak mümin gönüllerle buluşturduk. Büyük Çamlıca Camisi'nin yanı sıra Taksim Camisi'ni de inşa ederek İstanbul'umuzun kadim kimliğini daha da güçlendirdik. Savunma sanayinde özellikle Türkiye'yi kendi silahını, kendi gemisini, kendi topunu, kendi insansız hava araçlarını üreten, bunları ihraç eden bir ülke konumuna getirdik. Filistin ve Kudüs meselesi başta olmak üzere İslam dünyasının kanayan yaralarına daima merhem olmaya çalıştık. Karşımızda kim olursa olsun hakkı haykırmakta ve adaleti savunmakta hiçbir zaman çekinmedik. Ulaşımdan sağlığa, adaletten emniyete, tarımdan enerjiye, dış politikadan hak ve özgürlüklere, her alanda Türkiye'yi tarihinin en iyi seviyelerine taşıdık."
Erbakan'ın hep hayali olan büyük, güçlü, müreffeh lider Türkiye'yi kurana kadar durmayacaklarını, 94 ruhu ve 2053 vizyonu ile çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, "ESAM'ın düzenlediği bu sempozyum hem rahmetli Erbakan Hocamızın hatırasını yad etme, hem de geride bıraktığı çok yönlü mirası anlama bakımından faydalı olacağına inanıyorum. Sempozyumun hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Prof. Dr. Erbakan Hocamıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum." dedi.