Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Düzce'de partisinin il kongresinde konuştu. Erdoğan'ın kongre öncesindeki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Ne dedik, durmak yok yola devam. Düzce bu yolculukta her zaman yanımızda oldu, bizi hiç yalnız bırakmadı. Bizler de aynı şekilde Düzce'nin yanında olduk, hiçbir zaman Düzce'yi yalnız bırakmadık. Yatırımların toplam tutarı 9 katrilyon. Bununla iş bitmedi, bu yatırımlar devam edecek. Bizler bir deprem bölgesi olan Düzcemizi aynı şekilde yalnız koymadık.
Tek silahları iftira
Hasımlar bizi hazmedemiyor, onun için tek silahları var iftira. İftira ile bir yere gidilmez, dürüstlükle bir yere gidilir. Bizi bölmek parçalamak isteyenler şunu bilecekler; Bizim Rabiamız var.
Kongre konuşması
AK Parti teşkilatlarımızın kıymetli mensupları sizleri en kalbi duygularımla, hasretle muhabbetle selamlıyorum. Buradan tabiatı güzel, suyu güzel şehrin tüm ilçelerindeki vatandaşlarıma selamlarımı iletiyorum. Bir şeye özellikle teşekkür etmek istiyorum. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 74 ile şahsıma teveccüh gösterdiniz. 16 Nisan'da ile yüzde 71 ile 'evet' dediniz. Rabbim yol arkadaşlığımızı daim eylesin. Düzce teşkilatımızda görev alan tüm kardeşlerime emekleri, gayretleri için şükranlarımı sunuyorum.
Düzce Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın izinden gidiyor. Yeni yapılan derslik sayısı 1810'a yükselmiş. 300 yataklı hastanemiz de hizmete girmiş. Deprem kuşağında bulunan Düzce için sağlıklı yapılaşma çok önemli. 15 yılda 9 milyar liralık, yani 9 katrilyonluk yatırımla Düzce'yi Bolu Dağı ile Sakarya Irmağı arasına sıkışmış şehir olmaktan çıkartıp başlı başına bir marka haline getirdik.
Önümüzde aşmamız gereken yeni bir imtihan daha bulunuyor. Bu, 2019 seçimleridir. Tam bir seferberlik ruhu ile 2019'a hazırlanmak zorundayız. Kongrelerimizi ben bu şahlanışın bir işaret fişeği olarak görüyorum. Bugün Düzce'de bunu görüyorum. Siyasi hayatımda ben bu tür kongreler yaşamadım ama şimdi yaşıyorum.
Asırlardır olduğu gibi bugün de vatanımızı korumak için gözümüzü kırpmadan şehadete yürüyecek cesarete sahip olduğumuzu gösterdik gösteriyoruz. Şunu unutmayın; Türkiye büyüdükçe, maruz kaldığımız tehditlerin çapı da büyüyor. Eskilerin dediği gibi, büyük başın derdi büyük olurmuş. Biz zillete asla rıza göstermeyiz. Biz beşer planında hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Biz haksızlık karşısında sessiz kalamayız. Tehditler ne kadar büyük olursa olsun mücadeleden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
16 ayda iktidara geldik
En güçlü çıkış ve askeriyede de bunu hep öğretirler, savunma taarruzdur. Biz de bunu yapıyoruz. Ülkemize yönelik tehditlerin büyüklüğüne bakınca biz de diyoruz ki ne güzel, demek ki bizi böyle görüyorlar, bizden bu derece çekiniyorlar. İnançla, azimle çalışarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandık. Partimizi kurup ilk seçimde 16 ayda iktidara geldik. Aynı tarihlerde benzer şartlara sahip olduğumuz ülkelere bakmak lazım. Bizim 3 kat büyüdüğümüz dönemde onlar ancak yüzde 20-30 seviyesinde büyüme gösterdiler.
Payitaht Abdülhamid Han dizisini örnek verdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sudan ve Çad'da da Türk bayrağının dalgalandığını da hatırlatarak "Payitaht Abdülhamid Han" dizisine örnek verdi. Afrika'da 15 yılda büyükelçiliklerin 41'e yükseldiğini ifade ederek şöyle devam etti:
"Sudan'da da bayrağımız dalgalandı mı? Çad'da bayrağımız dalgalandı mı? Oranın gençlerinin elinde bayraklarımız var mıydı? Sizi ne kadar seviyorlar anlayın. Sudanlısı da seviyor Çadlı'sı da. Çünkü biz onları ayırmadık. Onlara biz Afrikalı koy bir kenara diye bakmadık. Onları ötelediler biz ise kucakladık. Bizi kucaklayanlar da artıyor. Göreve geldiğimizde Afrika'da 12 büyükelçiliğimiz vardı. Şimdi 41 büyükelçiliğimiz var. Her yerinde olacağız. Ve bütün Afrika ile bu münasebetlerimizi geliştireceğiz. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanından geliyor, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehitlerimizin ta kendisidir. İşte Düzce'de de şehitlerimiz var. Gölbaşı'nda bir şehidimiz var. Allah rahmet etsin. Tüm ailesini rabbim cennetinde Ufuk'u ile kavuştursun. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. İşte toprak, bu toprakların uğurunda ölenler olduğu için bunlar arazi kalmadı, bunlar vatan oldular. Eğer ölen olmazsa vatan olmaz. Şehitler olduğu için, şehit kanlarıyla yoğurulduğu için bu topraklar bize vatan oldu. Biz 18 milyon kilometrekarelik bir vatandan küçüle küçüle 780 bin kilometrekareye geldik. Neydik ne olduk. Bunu da bilelim. Tarihimizi de bilelim. Payitaht'ı izliyorsunuz değil mi? Orada görüyorsunuz. Hala bir şeyler almak istiyorlar. Asla. Ve 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında birileri yok paralel devlet yapılanmasıymış yok orada bilmem ne devleti kuracaklarmış. Asla. Buna teşebbüs edenlerin karşısında biz askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, güvenlik güçlerimizle F-16 oluruz. Helikopterlerle üzerine gideriz, tank oluruz, top oluruz inlerine kadar kovalarız onları. Bir haftada 75 tanesi gitmiş, öbür hafta 100 tanesi gitmiş. Durmak yok yola devam. İnlerine kadar, sıfırlayacağız bunları. Benim vatandaşımın, halkımın huzurunu bozamayacaklar. Huzurumuza musallat olanlar bedelini ağır ödeyecekler. Tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka devletimiz yok. Kimse yok paralelmiş, şuymuş buymuş yok, tek devlet. Bunun için azmimiz var. Peki ne yapacağız, bir olacağız."
"Millete can borcumuz var"
Şair ne diyor? "Yüyüyeceksin, millet yürüyecek arkandan" diyor ya. İşte biz de hiç durmadan yürüyoruz. Milletimiz de bizim yalnız bırakmadı, hep destekledi. İşte 15 Temmuz gecesi milletimize çağrıyı yaptık mı? Yaptık. Caddelere, meydanlara dedik mi? Dedik. Benim milletim çıktı mı, yürüdü mü? Birisi de vardı ki o adresi şaşırdı. Bir televizyon kanalında kendisine soruyorlar, siz niye yoktunuz diyor. Bana da haber verseydi Cumhurbaşkanı ben de gelirdim diyor. Biz çağrımızı millete yaptık, biz milletimize meydanlara, caddelere yürüyün dedik, milletin yürüdü. Demek ki bu beyefendi milletin bir ferdi değildi. O da havaalanına geldi, tanklar var on binler var. Ama o adamlarını FETÖ'cülere gönderdi. Beraber çalışıyorlar ya, görüşmeden sonra Bay Kemal'e yol açıldı. Yol açıldıktan sonra kendisine ayrılan araca bindi Bakırköy'e gitti. Oteller kapalıymış, Belediye Başkanı'nın evine gitti. Bunların hepsi kayıtlarda var mı? Var. Televizyon kanalında darbeyi takip ediyor. 1.5-2 civarı biz de Atatürk Havalimanı'na iniyoruz. F-16'lar, helikopterler uçuyor, hamdolsun milletimiz geldiler. Biz onların arasında terminale giriyoruz ve orada basın toplantımızı yapıyoruz. Bak ne diyor? O diyor zaten manevracı Kemal'dir diyor. İlginç olan şey şu. Biz basın toplantımızı yaptık, Valimiz, 1. Ordu Komutanımız geldiler ve oradan saatlerce, 16 saat bütün operasyonları yönettik. Ne diyor kendisi bir darbe olduğu zaman tankların karşısına ilk önce ben çıkarım. Tankların karşısına çıktı, hemen yanlarından sıyrışıp Bakırköy'e geçti. Ben bu millet aşık olmayayım da kime aşık olayım ya? Biz bu vatan için bu millet için fedai can etmeyeceğiz de neresi için fedai can edeceğiz. Bugün artık millete can borcumuz var. Bunun içim var gücümüzle çalışıyoruz.