Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 37. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda gerçekleştirilen geçit töreninde yaptığı konuşmada, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı ve KKTC hükümetini 46 yıldır kapalı olan Maraş'ın kullanıma açılması yönünde aldıkları cesur karardan dolayı şahsı ve milletin adına tebrik etti. Maraş'ın kısa sürede yeniden hayat bulacağını, çözümsüzlüğün sembolü olmaktan kurtulacağını ifade eden Erdoğan, bu adımdan rahatsız olanların, mağduriyet edebiyatı yaptığını söyledi.
"Maraş'ta herkesin yararına olacak yeni bir dönem başlayacaktır"
Kıbrıs melesinde tek mağdurun, yıllardır yok sayılan, hakları sürekli gasbedilen Kıbrıs Türkleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Maraş'ta atılan adımın amacı, yeni mağduriyetler oluşturmak değil, bilakis mevcut mağduriyetlerin giderilmesini sağlamaktır. Mülkiyet haklarına riayet edilerek yürütülecek çalışmalar sonucunda Maraş'ta herkesin yararına olacak yeni bir dönem başlayacaktır. İnşallah bu hedefe hep birlikte ulaşacağız." diye konuştu.
"İyi niyetli bu çabalarımızın karşılığını bir türlü alamadık"
Erdoğan, yıllardır Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının iş birliği için fırsat olması gerektiğini vurguladıklarını belirtti. Akdeniz'in, ecdadın döneminde olduğu gibi yeniden bir huzur, barış ve iş birliği havzası haline gelmesi gerektiğini savunduklarını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak iyi niyetli bu çabalarımızın karşılığını bir türlü alamadık. Özellikle Avrupa ülkeleri diplomasi fırsatlarını değerlendirmediği gibi Yunanistan'ın ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin şımarıklıklarına boyun eğdi. Verilen sözlerin hilafına, Kıbrıs meselesi çözülmeden Avrupa Birliği'ne üye yapılan Rum tarafı, Kıbrıs Türklerini yok sayarak 2003'te Mısır ile 2007'de Lübnan ile ve 2010'da İsrail ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi için anlaşmalar imzaladı. Bununla da yetinmeyip 2007 yılında sözde ruhsat sahaları belirleyip uluslararası ihaleler açtılar. 2011 yılında ilk sondajı onlar gerçekleştirdi. Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin tüm bu süreçte yaptığı uyarılar maalesef uluslararası toplum tarafından görmezden gelindi. Biz o gün ne söylemişsek şimdi de aynısını söylüyoruz. Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adil bir şekilde yer almadığı hiçbir denklem barış ve istikrar üretemez."
"Kimsenin hakkına, hukukuna el atmıyoruz"
Erdoğan, Doğu Akdeniz'deki hakları korumakta kararlı olduklarını, geride bıraktıkları dönemde yaşananların bu konudaki güçlü iradelerinin nişanesi olduğunu bildirdi. Anlaşmazlıkların diyalogla, uluslararası hukuk temelinde ve hakkaniyete uygun biçimde çözümünün öncelikli tercihleri arasında olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Biz kimsenin hakkına, hukukuna el atmıyoruz. Sadece Rum-Yunan ikilisinin haklarımızı gasbetmesine engel olmaya çalışıyoruz. Sorunun çözümünün gerilimi daha da tırmandırmaktan değil müzakere masasından geçtiğine inanıyoruz. Diplomasi ve müzakere, bizleri ortak paydaya ulaştıracak en kısa yoldur. Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz, bu irademizin samimi bir ifadesidir. Arzumuz, AB'nin uzattığımız eli havada bırakmaması, Avrupa dayanışması adına çözümü zorlaştıracak adımlardan imtina etmesidir."
"Doğu Akdeniz'deki araştırma faaliyetleri devam edecek"
Karadeniz'de olduğu gibi Doğu Akdeniz'deki araştırma faaliyetlerinden de müjdeli haberler alacaklarına inandıklarını anlatan Erdoğan, "Doğu Akdeniz'deki sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerimize adil bir anlaşma sağlanana kadar kararlılıkla devam edeceğiz." ifadesini kullandı. KKTC'yi daha da güçlendirecek çalışmaları, büyük çaplı projeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "KKTC Su Temin Projesini, 2015'te hizmete açmak suretiyle adanın içme, kullanma ve sulama suyu sorununu çözdük. Boru hattında meydana gelen arızayı hava şartlarının elverdiği ölçüde yerli imkanlarla tamamladık. Tarımsal sulama hatlarının açılmasıyla toplamda 71 bin 540 dekar alan sulanabilecek, böylece Kuzey Kıbrıs ekonomisinde yaklaşık 127 milyon lira gelir artışı sağlanmış olacak. Su temini projesinin tarımsal sulama kısmında devam eden çalışmaları da yakından takip ediyoruz. Şimdi ise bir, yine denizin altından doğal gaz çalışması, iki yine denizin altından kablo ile elektrik enerjisi getirme çalışmalarımızı da ayrıca sürdürüyoruz. Hiçbir zaman Kuzey Kıbrıs'ımızı yalnız bırakmayacağız, desteksiz bırakmayacağız."
Tatar'a yeni cumhurbaşkanlığı makamı
Cumhurbaşkanlığı makamının inşası için Tatar'la da görüştüğünü aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Sayın Tatar'a da söyledim. Uygun bir yerde, 5 dönüm bir arazi temin etmek suretiyle Cumhurbaşkanlığı makamını da orada süratle inşa edelim ve böylece Cumhurbaşkanlığı makamını da oraya taşıyalım. Zira bu tür makamlar bildiğiniz gibi farklı ülkelerin bakışını da değiştirir. Anavatan ve garantör Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacaktır. Kendi canımızdan bir parça olarak gördüğümüz Kıbrıs Türkleri ile güçlü ve müreffeh bir ortak gelecek kurmak için çok çalışacağız. İşte Azerbaycan'daki gelişmeleri gördünüz, takip ettiniz ve sonunda Azerbaycan hamdolsun, can Azerbaycan, Ermenistan'ın işgalinde 28 yıldır olan topraklarını 44 günde onların işgalinden kurtardı ve şimdi de topraklarına yavaş yavaş dönmeye başlıyorlar. Buradan Azerbaycanlı kardeşlerime, kardeş Kuzey Kıbrıs'tan selam gönderiyoruz. İnşallah en yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımız buradan Azerbaycan'a bir ziyaret yapmak suretiyle inşallah bu adımı çok daha farklı bir duruma getirecektir. Bizler, tek yürek, tek bilek olduğumuz müddetçe Allah'ın izni ile üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk, aşamayacağımız engel yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni bu günlere ulaştıran aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, kahraman mücahit ve gazilerimizi şükranla anıyorum. Daha nice yıl dönümlerini birlikte kutlamayı Rabbim'den niyaz ediyorum. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun."
Kıbrıs davası ve Doğu Akdeniz'i görüşecekler
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Tatar arasında da görüşmeler gerçekleştirilecek. Görüşmelerde, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki yakın iş birliğinin daha da güçlendirilmesi için atılabilecek adımlar ele alınacak, Kıbrıs davası ve Doğu Akdeniz'deki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulacak.