Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "41. Muhtarlar Toplantısı"nda konuşuy. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Yeni yönetim sistemimizde muhtarlarımızın yine çok önemli görev üstleneceklerine inanıyorum. Eksik olan kaldırım taşının takibinden, susuzluktan kuruyan ağacın yeşertilmesine, yüreği yanan ananın, babanın tesellisine kadar hayatın her alanında muhtarlarımızı görmemiz lazımdır.
Bugün de vatanımızın birliğini, milletimizin beraberliğini korumak için hep birlikte çalışıyor, mücadele veriyoruz. Bugün aramızda Ardahan'dan Uşak'a, Sinop'tan Osmaniye'ye kadar muhtarlarımız var.
Ankara'da iki gazinin darp edilmesi
Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz, 80 milyon vatandaşımızın tamamının namusuna emanet edilmiş yadigarlardır. Ülkesinin ve milletinin özgürlüğü, geleceği, korunması için gözünü kırpmadan ölümün üzerine giden, kimi şehit, kimi gazi olarak bu mücadeleden çıkan insanları başımızın üzerinde taşısak yeridir. Gazisine saldıran, şehit yakınına terbiyesizlik eden bu şehir magandaları, bu teröristler, bu zihniyetin bu ülkede nasıl barınabildiğini, ellerimizi başımızın arasına alıp düşünmemiz, sorgulamamız lazım.
Gaziliğin, şehitliğin ne demek olduğunu, ezanın, bayrağın, vatanın, milletin, devletin ne anlama geldiğini ana sınıfı çağından başlayarak tüm çocuklarımıza en güzel şekilde öğretmeliyiz. Aksi takdirde bu tür vandallıkların, bu tür cehaletlerin, bu tür ayıpların önüne geçemeyiz. Bu, hukuk meselesinden ziyade bir kültür meselesidir.
Fetö denilen alçağın arkasından giden kulları, onlar neredeler? İşte bir kısmı şu anda cezaevinde, bir kısmı yurt dışına kaçtı öyle veya böyle. Ama Pensilvanya'daki oradan ayrılamıyor. O nereye sığındı? O da Amerika'ya sığındı. 1999 yılından beri kendisine ayrılmış olan bir yerde, 400 dönümlük arazide, orada adeta köleleriyle beraber yaşıyor. Nereye kadar yaşayacaksın? Er veya geç hak yerini bulacaktır. Çünkü çok mazlumun ahını aldın. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bu çıkacak. Seninle beraber bu zulme ortak olanlar da bunun hesabını verecekler.
O gece (15 Temmuz), sevincinden çığlık çığlığa birbirlerini arayanları biz biliyoruz. Ama biz bunları şimdilik televizyonlarda, şurada burada paylaşmıyoruz. Ama uluslararası toplantılarda biz bunları birileriyle özel paylaşıyoruz. Kimse kimseyi aldatmasın. Biz, kimin ne olduğunu gayet iyi biliriz. Bundan dolayıdır ki Türkiye'de de bundan sonra çeşitli ülkelerin bazı insanlarının burada rahatlıkla cirit atmalarına biz de fırsat vermeyeceğiz. Ne gerekiyorsa onu da yapacağız.
MHP ve CHP açıklaması
Türkiye böylesine büyük badirelerle boğuşurken yanımızda yer alan, desteğini bizden esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum. Özellikle MHP'nin ülkemiz ve milletimiz için hayati önem taşıyan konularda yanımızda yer almasını takdirle ve memnuniyetle karşılıyorum. Buna karşılık anamuhalefet partisinin tutarsız, temelsiz, fırsatçı, her türlü kavramı ve değeri istismar eden, bunlarla kalmayıp FETÖ'den PKK'ya tüm terör örgütlerinin borazanlığını yapan tavrı karşısında üzüntümü de ifade etmek isterim.
"Bu zihniyeti ben halkıma havale ediyorum"
Kalkıp şahsımı faşist ve diktatörlükle tavsif eden bu zihniyeti ben halkıma özellikle havale ediyorum. Eğer bu ülkede şahsım veya bir diktatörlük olsaydı sen kalkıp da ne Tekirdağ'ın meydanında öyle konuşabilirdin... Adamı alıp götürürlerdi. Hiç şakası yok. Diktatörlüğün olduğu bir yerde sen öyle konuşamazsın. Ne senin Genel Başkanın öyle konuşabilir ne de sen öyle konuşabilirdin.