Cumhurbaşkanı Erdoğan: Baas rejimini aklamak için vicdanlarını tatile çıkardılar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kocaeli 8. Olağan İl Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Muhalefetin milli tavır koyduğu tek bir küresel olayın olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Suriye'yi kan gölüne çeviren Baas rejimi aklamak için vicdanlarını bile tatile çıkardılar. Evini, yurdunu ve ailesini kaybetmiş mazlumları sırf seçimle 2-3 oy daha fazla alabilmek için arsızca hedef gösterdiler. Suriye krizi muhalefetin foyasını ortaya dökmüştür" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya'nın ardından Kocaeli'de AK Parti'nin kongresine katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kocaeli 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.

Your browser doesn't support HTML5 video.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Değerli kardeşlerim, sizleri bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularımla selamlıyorum. Rabbime, şahsıma sizlerle bir kez daha buluşmayı nasip ettiği için hamdüsenalar ediyorum. Kongremizin Kocaeli'mize, tüm ilçelerimize, vatandaşlarıma hayırlı olmasını diliyorum. Hizmet bayrağımızı Kocaeli'nde dalgalandıran yol ve dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Türkiye Yüzyılı'nda örnek şehirlerden biri olmaya devam edecektir. 149 kalem projeyi hizmete açtık. Şehir hastanesi standartlarındaki Gölcük Devlet Hastanesi'ni hizmete sunduk. Bugün de kongremizi gerçekleştirmek üzere sizlerle beraberiz. Kocaeli'ni daha da büyütmek için her türlü desteği sağlamayı bundan sonra da sürdüreceğiz. Kocaeli'nin saygıdeğer insanları, kıymetli dava arkadaşlarım, AK Parti, bir siyasi parti olma ötesinde bir davası bir derdi bir hayali olanların kurduğu, büyüttüğü, bugünlere getirdiği bir teşkilattır. AK Parti'yi klasik parti gibi gören fena halde yanılır.

'Millete düşmanlık güdüyorlar'

Erdoğan, "Bu savrulmaların sonu kendi tarihine, kendi milletine önce yabancılaşmak sonra düşman hale gelmektir. Bu ülkede siyaset yapıyor, bu devletin ekmeğini yiyor ama ülkeye millete açıkça düşmanlık güdüyor. Hadiselere başka başkentlerin penceresinde bakıyor adeta onların kılıcını sallıyor. Memleketle bağlarını tamamen koparmışlar. Rüzgar nereye eserse oraya dümen kırıyorlar. İlkeleri, uğruna göğüs gerecekleri ülküleri kalmamış." diye konuştu.

'Riyayı kapımızdan içeri sokmayacağız'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletin kurduğu ve bugünlere milletin getirdiği partimiz asla böyle olmayacaktır. Böyle olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz. Nerede kusurumuz var sorusunu sormaktan korkmayacağız. Eksiği günahı başkalarında değil, hakkın hakikatin dorunun izinden gideceğiz. AK Parti'nin davası bir medeniyet davasıdır. Bu dava büyük güçlü Türkiye'yi inşa etme davasıdır. Bu dava adalet hürriyet ve birlikte onurlu yaşam davasıdır. Bu kutlu davayı bozuk para gibi harcamayacağız. Milletimizi ayakta tutan kadim değerlere sahip çıkacağız. Hedeflerimizden milim taviz vermeyeceğiz. Kalbimizi hakka bağlayacak sırtımızı milletimize yaslayacağız. Büyüklenmeyi riyayı, zehirli dili kapımızdan içeri sokmayacağız." dedi.

'Düzeltmeleri yapıyoruz, yapacağız'

Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ülkeyi yönetmek için milletimizin yarısından fazlasının oyunu almamız gerekiyor. 85 milyon vatandaşımızdan çok küçük kesim dışında herkesin gönlünü kazanmak zorundayız. Son mahalli seçimlerde arzu etmediğimiz netice elde etmiş olsak da bunu yol kazası olarak görüyoruz. Gereken düzeltmeleri her kademede yapıyoruz yapacağız. Önümüzdeki seçimde yüzde 50 çıtasının üzerine çıkacağımızdan şüphe duymuyorum. Yeter ki misyonumuzu hatırlayalım, kollarımızı milletimize açalım." ifadelerini kullandı.

"Bölgemizde ve dünyada yaşanan her hadise omuzlarımızdaki yükün ne kadar ağır olduğunu bizlere yeniden hatırlatıyor." diyen Erdoğan şöyle konuştu: Son 2 haftadır Suriye'deki gelişmelere bakmak bile AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın Türkiye için ne manaya geldiğini anlamak için yeterlidir. Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye batıdan dışlanıyor diyerek ülkemizi bu çatışmanın tarafı haline getirmek için adeta seferber oldular. Azerbaycan 30 yıllık işgalin ardından Karabağ'ı kurtarmak için harekete geçtiğinde en fazla tepki bizim muhalefetten geldi. Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı çıktı, Türkiye'yi Azerbaycan'a silah yardımı yapmakla suçladı. Libya krizinde başkalarından evvel CHP ve şurekasından tepki gördü. 'Libya'da ne işimiz var' diyeni mi ararsın? Arap çölü diyerek insanları aşağılananları mı ararsın. Suriye krizi bunların tüm foyasının ortaya dökülmesini sağlamıştır. Suriye meselesi Türkiye'deki kimin nerede durduğunu özellikle gösteren bir turnusol olmuştur. Hatırlayın o günlerde CHP'nin devrik genel başkanı 'Ortadoğu bataklığı' diye oryantalist bir kavram uydurdu. Ne anlama geldiğini kendisinin de bilmediği kavram üzerinden hem kamuoyunu hem toplumu zehirledi, nefret tohumları saçtı."

"MİT tırları kumpasından, FETÖ'cü alçaklara destek verilmesinden, PKK'nın Suriye uzantısını masum göstermeye kadar her yolu denediler. Suriye'yi kan gölüne çeviren Baas rejimini aklamak için vicdanlarını bile tatile çıkardılar. Ülkemize sığınan Suriyeli muhacirlere yönelik nefret söylemlerini burada saymıyorum. Evini, yurdunu, ailesini, kimi zaman eşini, dostunu kaybetmiş mazlumları, sırf seçimde 2-3 oy daha fazla alabilmek için arsızca hedef gösterdiler. Neo-Nazi örgütlerin Avrupa'daki gurbetçilere yaptıklarının benzerlerini maalesef CHP ve yandaşları ülkemizdeki muhacirlere yaptı. Burada şunu üzülerek söylemek mecburiyetindeyim. Eski CHP yönetiminin partiye zerk ettiği bu zehir, yeni yönetimin söylem ve eylemlerini de etkilemektedir. Suriye meselesinde açıkça çuvallamalarına rağmen yanlışta ısrar etmeyi halen sürdürüyorlar. Kendi iç kavgalarına, iç çekişmelerine, iç ayak oyunlarına öylesine dalmış durumdalar ki Türkiye'de, bölgemizde, dünyada neler oluyor haberleri bile yok. Bir gün evvel Suriye'deki sorunun çözümünün Esed'le görüşmekten geçtiğini söylerken, ertesi gün 'Suriye bir diktatörden kurtuldu' diyecek kadar yörüngesiz, omurgasız bir bataklıkta çırpınıp durdular. Suriyeli mazlumlara yönelik ırkçı histeri nöbetleriyse tam 13 yıldır bir türlü geçmedi. Baas rejiminin hapishanelerinden yansıyan insanlık dışı işkence, ölüm ve zulüm görüntüleri bile bunları insani bir çizgiye getirmedi. Bir garibin elinden tutmak, bir yetimin, bir öksüzün başını okşamak yerine hala yerinden yurdundan edilmiş gariplere kin kusuyorlar."

"Bölücü örgütün Suriye uzantısına kefil olan sizin eski genel başkanınızdı"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i işaret ederek, "Dün Sayın Özel çıkmış, güya PYD üzerinden bizi sıkıştırmaya çalışıyor. Bölücü terör örgütünün Suriye'deki uzantılarıyla ilgili bizim duruşumuz bellidir Sayın Özel. PYD'yi terör örgütü görüp görmediğinize CHP Genel Başkanı olarak asıl sizin cevap vermeniz gerekir. Öyle ya yıllarca bu yapının avukatlığını sizin partiniz üstlendi. Ülke ülke dolaşıp bu örgütün reklamını yapan da sizin milletvekillerinizdi. Hatta 'YPG bize saldırmaz' diyerek, bölücü örgütün Suriye uzantısına kefil olan sizin eski genel başkanınızdı. Çıkın ve açıklayın, YPG, PYD konusunda siz de eski genel başkanınız gibi mi düşünüyorsunuz? Bayrak değiştirmek ne zaman PKK'nın uzantılarını aklamak için yeterli olmaya başladı. Hadi Suriye'yi bilmiyorsunuz, PKK'nın 40 yıldır çevirdiği dolapları da mı hiç bilmiyorsunuz? Ne diyelim? Allah bunlara basiret ve feraset versin." şeklinde konuştu.

Partisinin Şehit Polis Recep Topaloğlu Spor Salonu'nda düzenlenen Kocaeli 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşan Erdoğan, Türkiye'nin en büyük şansının, tüm krizlerde Türkiye'nin kaptan köşkünde AK Parti'nin bulunması olduğunu söyledi.

14-28 Mayıs seçimlerinde Türkiye'nin nasıl büyük bir felaketin kıyısından döndüğünün zamanla daha net görüleceğini vurgulayan Erdoğan, "CHP'nin bırakın Türkiye'yi yönetmek, simit tezgahını yönetecek kabiliyete sahip olmadığı daha iyi anlaşılacaktır. Dünya bir yanda Rusya Devlet Başkanı Putin, diğer yanda Amerika'nın müstakbel başkanı Trump gibi güçlü liderlerin oyun sahasına dönüşmüş durumdadır. Aynı şekilde Çin'den Avrupa'ya nice aktör bu acımasız oyunda kendilerine etkin roller edinme peşindeler. 22 yıllık iktidarımızda sağladığımız siyasi, ekonomik, diplomatik kazanımlar sayesinde artık Türkiye de bu küresel oyunun önemli aktörleri arasına girmiştir." ifadelerini kullandı.

"AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın önümüzdeki dönemde de güçlü şekilde yoluna devam etmesi gerekiyor"

Türkiye'yi, bölgesel ve küresel her önemli meselede görüşü sorulan, duruşu merak edilen, tercihi dengeleri değiştiren bir ülke haline getirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Allah muhafaza Türkiye'nin CHP yönetimi altında tüm bu sınamalardan, tüm bu krizlerden, tüm bu siyasi, ekonomik, diplomatik çekişmelerden geçtiğini düşünebiliyor musunuz? İşte bunun için AK Parti iktidarının ve Cumhur İttifakı'nın önümüzdeki dönemde de güçlü bir şekilde yoluna devam etmesi gerekiyor." dedi.

Hep beraber sırt sırta vererek Türkiye'ye daha nice başarılar, nice zaferler yaşatacaklarına inandıklarını kaydeden Erdoğan, bu konuda yol ve dava arkadaşlarına sonuna kadar güvendiğini dile getirdi.

Mart ayındaki Kocaeli mitingi ve eylül ayındaki Gölcük ziyaretlerinde, son 22 yılda şehre yaptıkları yatırımları paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, tüm ilçeleriyle Kocaeli'ni nereden nereye getirdiklerini vatandaşların bildiğini kaydetti.

Verdikleri sözlerin arkasında olduklarını söyleyen Erdoğan, Kocaeli'nin projelerini de yakından takip ettiklerini, Büyükşehir Belediyesi ve Cumhur İttifakı'na mensup ilçe belediyelerinin de zaten harıl harıl çalıştığını ifade etti.

"Tıkır tıkır işleyen trafiği bütün şehirlerde 6 senede kördüğüm haline getirdiler"

"SGK'ya tek kuruş borcu olmayan, hiçbir banka veya kuruluşa kredi borcu bulunmayan bir belediyeden bahsediyorum. CHP'li belediyelerin içler acısı halini ise zaten sizler de biliyorsunuz. Bir ofiste toplaşıp para kulesi yapmaktan ve şişirilmiş konser faturaları üzerinden beytülmali yağmalamaktan başka hiçbir icraatları yok. SGK'ya borcunu ödemeyen, dahası borç üstüne borç yapan, bundan da hicap duymayan belediyeleri silkelemeye devam edeceğiz. Temel belediyecilik hizmetlerini dahi sunmaktan aciz durumdalar. Kendilerinden önce tıkır tıkır işleyen trafiği, özellikle bütün şehirlerde 6 senede kördüğüm haline getirdiler. 'Yol yaparsak trafik daha da artar' diyen bir zihniyetten zaten başka bir şey de beklenmez. Bunlarınki reklam belediyeciliği, bizimki hizmet belediyeciliği. Dolayısıyla arada dağlar kadar fark var. Vizyon farkı var, ufuk farkı var. Hepsinden öte yaklaşım farkı var. Rabb'im bizi millete ve memlekete hizmet yolundan ayırmasın."

İl kongresinin hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, kongrede görev alacaklara başarılar niyaz ederek, bayrağı devredenlere de bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür etti.