Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptı. Arakanlı Müslümanlar için çok taraflı diplomasi yürüttüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı, "Bangladeş'te daha güvenilir ve yaşanabilir kamplar kurmayı amaçlıyoruz" dedi. ABD'de eski bakan Zafer Çağlayan hakkında açılan dava sorulan Erdoğan, "Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor" diye konuştu.

Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan ziyareti öncesi açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı'nda açıklama yaptı. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan gündemdeki birçok konuya ilişkin önemli mesajlar verdi.

"Bangladeş'e çadır kent yapmak istiyoruz"

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Arakan için çok taraflı diplomasi yürütüyoruz. Bu konuyla ilgili olarak 20'ye aşkın liderle telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Ayrıca eşim, oğlum, Dışişleri Bakanımız ile Aile Bakanımız Bangladeş'i ziyaret ettiler. Hamdolsun yavaş da olsa bazı konularda netice almaya başladık.

Eğer orada Bangladeş yönetimi bize bir bölgeyi tahsis ederse, daha güvenilir ve yaşanabilir kamplar kurmayı amaçlıyoruz."

"Kendi içlerinde birbirlerine girdiler"

"Maalesef 15 yıldır bizi hep bu tür açıklamalarla oyaladılar. Hala aynı açıklamalar devam ediyor. Bildiğiniz gibi Türkiye'deki referandum öncesinde Avrupa ülkelerinin bizlere karşı takındığı tavır ortadaydı. Şahsım başta olmak üzere, bakanlarımızın birçoğuna kendi ülkelerine giriş izni vermediler. Soydaşlarımızla yapacağımız toplantılara müsaade etmediler. Halbuki bu onlarla ilgili bir şey değildi. Ülkemizdeki referandum sürecine orada yaşayan soydaşlarımızın demokratik haklarını o ülkede kullanma hakkıydı. Buna karşılıklı olarak mutabakat neticesinde atılmış adımlardı. Ama terör örgütlerinin önde gelenlerine ne yazık ki kendi ülkelerinde kampanya yapmalarına müsaade etti. Şu anda da kendi içlerinde birbirlerine girdiler.

Yarın öbür gün yüzüme nasıl bakacaklar? Hollanda Başbakanı gibi mi olacak? Şimdi o yüzüme bakmıyor, ben zaten yüzüne bakmıyorum.

ABD'de Zafer Çağlayan'a açılan dava

Bu çok ilginç bir konu. Şu anda bunu hukuki bir mantık içerisinde yorumlamak zaten mümkün değil. Burada bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik yürütülen bu adamı ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum.

Biz İran'a herhangi bir yaptırım uygulama kararı almadık ki. İran'dan biz özellikle doğalgazımızın, petrolün önemli bir kısmını alıyoruz. Biz bunu kendilerine de o zaman söyledik.

Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Zarraf ile ilgili olan konu da öyledir. Halk Bankası Genel Müdürü ile ilgili konu da öyledir. Benim yaptığım son ziyarette büyükelçiliğimiz önünde PKK terör örgütü mensuplarının bize adeta saldırıyor gibi bir hava içerisine girip, ABD güvenlik güçlerinin herhangi bir tedbir almaması da bu pis kokunun bir ifadesidir. Ve o olayla ilgili benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta, olay günü oralarda olmayan korumalarım hakkında da aynı şeyi yaptılar. Bu nedir? Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Kendilerine de bunlar bildirildi. Büyük bir devlet olabilirsin ama adil devlet olmak başka bir şeydir. Sıkıntı burada. Onun için de adil bir devlet olmak hukuk sisteminin adil olmasından geçer. Eğer hukuk sisteminiz adil işlemiyorsa, bu sıkıntılar o pis kokuları da getirir.

Almanya'da seçimlerde Erdoğan fotoğrafının kullanılması

İsmimizi oradaki Türkleri birleştirici olmasından kullanıyor olabilirler. Onların portresine bizim portremiz güç katacaksa hayırlı olsun derim. Keşke Almanya'nın tümünde bu seçime katılma imkanı yakalasalardı. Ama bu bir adımdır. En azından güçlerini görmesi açısından bir adımdır. Şimdi bu adım onlara daha sonra Avrupa Parlamentosu'na belki girebilecek arkadaşlarımız olacak. Ben bunun hayırlı bir adım olduğuna inanıyorum.

'Başkan yardımcılığı' iddiaları

Bunların hepsi suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Hep söylüyoruz. Bunlar, doğmamış çocuğa don biçiyorlar. Herkes bir defa yerini, konumunu bilsin. Biz Türkiye'de siyaset yapıyoruz. Yani Sayın Bahçeli ile şu süreçte partimiz gayet güzel bir diyalog içerisinde oldu ve bundan sonraki süreçte de bu dayanışmanın temenni ederim ki güçlenerek devamı Türkiye'nin geleceği bakımından çok önem arz etmektedir. Ve bu geleceği ihya ederken görüşmeler neticesinde her şey olabilir. Bunu kimsenin bir kenara atmasına hakkı yok. Yani ana muhalefet partisi Kandil ile ittifak kuruyor bunu dile getirmiyorlar da, bu ülkede yerli ve milli davranan partilerin görüşmesi niye rahatsız ediyor? Bizim çok önemli bir yanımız var: Yerli ve milliyiz. CHP ve HDP'ye baktığınız zaman, tam aksine bunlar bu ülkeye saldıran, Batı'ya, dünyaya şikayet etmek suretiyle nereden destek buluruz, bunun gayreti içindeler.

CHP'li Tanrıkulu'nun sözleri

Ana muhalefetin temsilcisi çıkıyor, SİHA'larla ilgili sivilleri vurdu diyor. Nerede o siviller? SİHA'lar teröristleri vuruyor. Silahlı Kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz çok daha güçlü hale gelmek suretiyle terör örgütleriyle bu mücadelesini sürdürecektir. Ve bunu CHP'nin temsilcileri durduramaz. Ben beklerdim ki CHP'nin Genel Başkanı çıksın, 'Ey Tanrıkulu, sen kimlerden yanasın? Teröristlerden yana mısın yoksa güvenlik güçlerinden yana mısın?' Bunların sesi çıktı mı? Çıkmadı. Biz şimdi silahlı İHA'larımızı yaptık. Tabii terör örgütü kaçacak delik arıyor. Böyle bir dönem içerisinde de bu beyler ölen teröristleri savunur hale geldiler. Biz sizi tanıyoruz zaten. Tek farkınız var. Siz CHP'siniz, onlar HDP. Ama sizin yerlilik ve millilik gibi bir özelliğiniz yok.

Varlık Fonu Başkanının görevden alınması

Varlık Fonu Sayın Başbakan'a bağlıdır. Ama biz Sayın Başbakan'la istişarelerimizi yaparak karar alırız. Böyle yürümeyeceğine karar verdik ve bu karar neticesinde de bu adımın atılması isabetlidir dedik. Çünkü Varlık Fonu'nu bizim yeniden organize etmemiz şart. Onun da adımını inşallah Kazakistan ziyareti sonrası değerlendirip adımını atacağız."