Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Ankara Valiliği Eğitim Tesisleri Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, buluşmalarının iki ana ekseni bulunduğunu, bunlardan birincisinin muallim, ikincisinin talebe olduğunu belirtti.
Öğrencilik yıllarında bir talebenin hocasına yazdığı mektubun eline geçtiğini, mektubun girişinin çok çok enteresan olduğunu ifade eden Erdoğan, "Hocasına mektubunda 'Membaı, feyzü, ilmü bereketlü hocam' diye sesleniyordu. Ondan sonra saygı ifadeleriyle devam ediyordu. Tabii öğrenci o zaman talebe olarak yerini alıyor. Çünkü talep eden. Hoca da muallim, ilmi bizzat veren. Kime? Talebelere. Okullarımızın, mekteplerimizin açılış törenini anlamlı buluyorum." diye konuştu.
Erdoğan; hocaları, muallimleri, öğretmenleri, talebeleri tören vesilesiyle gazi mekanda, milletin evinde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirerek açılışı yapılan eğitim-öğretim tesislerinin hayırlı olmasını diledi. Erdoğan, "Bugün tek bir açılış töreniyle 326 eğitim öğretim tesisini Ankaralı kardeşlerimizin hizmetine sunuyoruz. Dikkat ederseniz sadece eğitim demiyorum. Çünkü bu işin içinde bir de öğretim var. Laboratuvar deyince akla eğitim gelir ama şöyle kitabi olarak baktığımız zaman da öğretim." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, eğitim-öğretim tesisleri arasında anaokulundan ilk ve ortaokula, güzel sanatlar lisesinden imam hatip lisesine, halk eğitim merkezinden bilim ve sanat merkezine kadar her türlü kurumun mevcut olduğunu aktardı. Bu okulların bir kısmının yeni ihtiyaçlara göre sıfırdan inşa edilirken bir kısmının da ömrünü tamamladığı için yıkılarak yeniden yapıldığını söyleyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Mesela depreme dayanıksız olduğu tespit edilen toplam 1116 derslikli 88 okulumuzu yıkarak yerlerine 2 bin 593 derslikli yeni okullar yaptık. Bugünkü hizmete aldığımız 7 bin 541 yeni derslikle Ankara'daki toplam derslik sayımızı 49 bin 700'e ulaştırmış buluyoruz. Açılışını yaptığımız yatırımlarla birlikte 184 okulumuz Ankara'da tekli eğitime geçecektir. Böylece şehrimizde tekli eğitim-öğretim yapan okullarımızın oranı yüzde 95'e yükselecektir. Halihazırda yatırım süreçleri süren okullarımızın da hizmete girmesiyle inşallah bu oranı yüzde 100'e çıkaracağız. İnşallah bu şekilde başkentimizde ikili eğitim-öğretim meselesini tamamen kaldırarak eğitim-öğretimle ilgili hedeflerimizde bir eşiği daha aşmış olacağız."
"Derslik sayısını 343 binden 600 bine taşıdık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin iradesiyle Türkiye'yi yönetme vazifesini üstlendiklerinde ülkeyi dört temel sütun üzerinde yükselteceklerinin sözünü verdiklerini anımsattı. Bu dört sütunun adalet, sağlık, eğitim ve emniyet olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Şöyle geriye dönüp bir muhasebe yaptığımızda sadece bu 4 alanda değil, savunmadan ulaştırmaya, ticaretten dış politikaya, enerjiye her alanda milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirdiğimizin hamdolsun iftiharı içerisindeyiz. Son 18 yılda hazırladığımız tüm bütçelerde aslan payını eğitim öğretime ayırdık. 2002 yılında milli eğitim bütçesi sadece 7,5 milyar lirayken 2021 yılında bu rakam 147 milyar liraya yükseldi. Yükseköğrenimi dahil ettiğimizde, eğitim-öğretim bütçemiz 211 milyar lirayı aşıyor. Yine 18 yıl önce resmi, özel dahil okul ve kurum sayımız 50 bin 877 iken bugün bu sayı 87 bin 640'a çıktı. Ülkemiz genelindeki derslik sayısını da 343 binden 600 bine taşıdık."
ATAMA MÜJDESİ
Kadro tahsislerinde de en büyük payı eğitim-öğretime ayırdıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"2002 yılından bugüne kadar toplam 693 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Bu vesileyle öğretmen adaylarımızla bir müjdeyi paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki aylarda 20 bin öğretmenimizin daha atamasını yapacağız. Bu öğretmenlerimizin de katılımıyla yolumuza çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz. Yeni yapacağımız 20 bin öğretmen atamasının şimdiden eğitim öğretim camiamıza, milletimize ve öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Ankara Valiliği Eğitim Tesisleri Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, eğitimde sadece altyapıyı geliştirmekle kalmadıklarını bakış açısını da yenilediklerini söyledi.
Tacik asıllı Afganistanlı yazar Halit Hüseyni'nin "Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğin renge boyayamazsın." ifadelerini aktaran Erdoğan, "Bizden önce maalesef Türk eğitim öğretim sistemi öğrencilerin yeteneklerini keşfetmekten ziyade onları formatlamak üzerine kuruluydu. Kılık kıyafetten müfredata kadar hemen her alanda vesayetçi, tek tipçi zihniyetin renkleri hakimdi. Yeni öğretmenlerle kadrolarımızı yenilerken eğitim öğretim sistemimizi de bu jakoben bakış açısının tasallutundan kurtarmaya çalıştık." diye konuştu.
Erdoğan, 28 Şubat ürünü 8 yıllık kesintisiz eğitim öğretim dayatmasına son verdiklerini, 4 4 4 ile eğitim öğretimi kademelere bölerek, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardıklarını söyledi.
Ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçmeli dersler oluşturduklarını hatırlatan Erdoğan, öğrencilerin oldukça geniş bir yelpazede ilgi alanları ve kabiliyetlerine göre seçmeli dersler alabildiğini bildirdi. Erdoğan, "Ülkemizde bir dönem gizli saklı yürütülen Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi eğitimini tüm öğrencilerimiz için erişilebilir hale getirdik. Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını, katsayı farklılıklarını, yıllarca marjinal örgütler tarafından istismar edilen üniversite harçlarını biz kaldırdık. Böylece eğitim öğretim sistemimizin tüm gücünü ve enerjisini başka şeyler yerine sadece çocuklarımızın gelişimine odaklamasını temin etmenin gayreti içinde olduk." dedi.
"Gençlik yıllarımızda Türkiye yasakların, yoklukların, korkuların, kuyrukların ülkesiydi." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Eskilerin deyimiyle bu ülke delikli kuruşa muhtaç olduğu kötü günler yaşadı." diye konuştu.
Gençlerin birçoğunun delikli kuruşları tanımadığını, kendilerinin ise onlarla büyüdüğünü anımsatan Erdoğan, eğitim hayatların 80-90 kişilik sınıflarda devam ettiğini, bazı okullarda ise 100-120 kişilik sınıfların bulunduğunu söyledi.
Boyası, badanası olmayan derme çatma okul binalarında hayatlarını geçirdiklerini, aynı sırada en az 3 öğrencinin oturduğu sınıflarda, kara tahta önünde, tebeşir tozları içinde ders işlemeye çalıştıklarını anlatan Erdoğan, öğrencilerin çoğunun abisinin, ablasının kitaplarıyla veya komşudan ödünç alınan kitaplarla okulunu bitirdiğini belirtti.
Teksir kağıtlarından yapılan kitapların satıldığını anlatan Erdoğan, kitap almak için kırtasiye önlerinde bir hafta nöbet beklendiğini anımsattı. Teksir notlarını bile elde etmekte güçlük çekildiğini dile getiren Erdoğan, "Şimdi ise biz kuşe kağıtta kitapları sıraların üzerine koyuyor ve öğrencilerimize teslim ediyoruz, eğitim öğretim sezonu başlarken." dedi.
Erdoğan, taşradaki okulların durumunun o zamanlar çok daha vahim olduğunu, çoğu zaman birkaç sınıfın bir arada eğitim öğretim gördüğü köy okullarında öğrencilerin ısınmak için yanlarında çantalarıyla beraber yakacak getirdiklerini söyledi.
Servis hizmeti olmadığı için öğrencilerin okullarına saatlerce yürümek zorunda kaldığını anlatan Erdoğan, kendisinin de yarım saatlik mesafeyi yürüdüğünü söyledi.
Kütüphane, laboratuvar, spor salonu gibi imkanların ise büyük şehirlerdeki okullarda bile lüks kabul edildiğine dikkati çeken Erdoğan, şimdi artık yeni okul inşa ederken spor salonlarının yapılmasını özellikle istediklerini ifade etti.
"Eğitim öğretim altyapımızı tamamen yeniledik"
Erdoğan, "Bunlar şimdi birçok okullarımızda hamdolsun yapılıyor. Anlatıldığı zaman evlatlarımızın zihninde canlandırmakta bile zorlandığı bu tablo İstanbul, Ankara dahil ülkemizin birçok şehrinde maalesef olumsuzu yaşanıyordu ama biz bunları şimdi olumluya çevirdik. 18 yılda eğitim öğretime yaptığımız devasa yatırımlarla ülkemize ve milletimize yakışmayan o utanç tablolarına biz son verdik. Lider ülke Türkiye idealimize uygun şekilde eğitim öğretim altyapımızı tamamen yeniledik." dedi.
Bugün artık öğrencilerin ders kitaplarını bulma konusunda bir endişe yaşamadıklarını belirten Erdoğan, ilk ders zilinin çalmasıyla tüm okul kitaplarının sıralarında öğrencileri beklediğini dile getirdi.
Erdoğan, "Köylerdeki 667 bin evladımız okullarına saatlerce yürüyerek değil, kapısının önüne kadar gelen servis araçlarına, istisnalar dışında, binerek okuluna gidiyor. Okula gidemeyen öğrencilerimize verdiğimiz desteklerle, burslarla, kredilerle onların eğitim öğretim özlemlerini, okul hasretlerini sona erdirdik." diye konuştu.
Büyükşehirlerden ilçelere kadar okullara kütüphane ve laboratuvar kazandırmak için var güçleriyle çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülke genelindeki toplam 29 bin adet kütüphanemizle, 2 bin 750 dijital kütüphanemizle öğrencilerimize hizmet sunuyoruz. Spor salonundan mescidine, laboratuvarından atölyelerine kadar ihtiyaç duyulan her şeyin olduğu okullarımızın sayısı giderek artıyor. Kara tahtalar yerini etkileşimli tahtalara, 90 kişilik sınıflar yerini en fazla 25-30 kişinin olduğu sınıflara bırakıyor. Aynı anda birkaç sınıfın birden eğitim gördüğü okul manzaraları hamdolsun artık tamamen tarihe kavuşmuştur. Türkiye son 18 yılda eğitim öğretim altyapısını dünyada en hızlı geliştiren, en hızlı yenileyen ülkelerin başında geliyor. Daha önce biz başka ülkelerin eğitim öğretim şartlarına gıptayla bakarken şimdi birçok ülke bizim eğitim öğretim imkanlarını örnek alıyor."