Cevdet Yılmaz'dan meydanlara çağrı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 15 Temmuz darbe girişiminde siyasetin iyi bir sınav verdiğini belirterek, 'meydanlar bölünmesin' çağrısında bulundu.

Yeni Şafak

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, basın mensupları ile bir araya geldi. Darbe girişimine ilişkin açıklamalarda bulunan Yılmaz, “15 Temmuz basit bir darbe girişimi değil. Bütün değer ve kazanımlarımıza yönelik bir saldırı. Gazi Meclisimiz ilk defa bombalandı. Düşman ordularının bile yapmadığını maalesef asker üniforması giymiş teröristler Meclisimize reva gördü. 15 Temmuz'un toplumumuzun ve demokrasimizin olgunluğunu ortaya koyduğunu düşünüyorum. Toplum kendi kaderine sahip çıktı. Suriye ya da başka ülkelerde yaşanan kaosa sürüklenmesine izin vermeyeceğini ortaya koydu” dedi.

Batı medyasının darbe girişimine karşı tutumunu da eleştiren Yılmaz, “Darbe girişimine karşı siper olan milletimizi görmedikleri gibi medyamızı da maalesef yeterince görmüyorlar. Hiç olmazsa bir mesleki dayanışma içerisinde Batı medyasının Türk medyasının bu demokrat, kahramanca ortaya koyduğu tavrı takdir etmesi, görmesi ve aktarması gerekirdi. Ulusal medyamız ne kadar iyi sınav verdiyse, uluslararası medya da o kadar kötü bir sınav verdiğini düşünüyorum. 15 Temmuz demokrasimizin zaferi olduğu kadar medyamızın da bir zaferi” ifadelerini kullandı.

“Bu milli duruş ve demokratik duruş ülkemizin büyük bir siyasi kazanımı”

Siyasi partilerin de bu süreç içerisinde iyi bir sınav verdiğine değinen Yılmaz, “Bu da bence ülkemize en büyük siyasi kazanımlardan bir tanesi. Darbe girişiminden önce hepimiz Türkiye'de fazla bir siyasi kutuplaşma olduğunu, insanların birbirinden koptuğunu ifade ediyorduk. Şimdi kötü bir vesile oldu ama bazı hayırlar da bu şerden çıktı. Siyasi kutuplaşmanın azaldığını, değişik siyasi görüş ve kesimlerden insanların demokrasi ve milli değerler konusunda bir araya geldiğini görüyoruz. Bu milli duruş ve demokratik duruş ülkemizin büyük bir siyasi kazanımı. Önümüzdeki dönemlerde inşallah bunun sonuçlarını birlikte göreceğiz. Ben 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin çok daha demokratik bir ülke olduğuna inanıyorum. Özellikle de bu ortak tepki nedeniyle. Ve yeni demokratik hamleler için de bu bize zemin oluşturuyor. Değişik siyasi parti ve kesimlerin demokrasi konusunda bir araya gelmiş olması, demokraside yeni bir atılım yapabilmemizin de zeminini oluşturuyor diye düşünüyorum. Şunu görmüş olduk, asgari müştereklerimiz var. Milli bazı hassasiyetlerimiz var, ortak demokratik değerlerimiz var. Bu ortaklık zemininde farklılaşacağız bundan sonra. Bu Türkiye'nin gerçekten büyük bir siyasi kazanımı. Özellikle içinden geçtiğimiz bugünlerde farklılıklarımızdan ziyade ortaklıklarımızı ortaya çıkarmada fayda olduğunu düşünüyorum. Şu süreçte ortaklıklarımızı, ortak noktalarımızı daha fazla vurgulamamızda geleceğimiz açısından fayda var diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Meydanlarda her türlü farklılığın olduğu milli duruşun sergilenmesi önemli”

Darbe girişiminde bulunanlar için “Yaptıklarının karşılığını en ağır şekilde görecekler” diyen Yılmaz, “Ama bunu hukuk içerisinde görecekler. Bu örgütün başı olan kişiyi de ülkemize getirme ve yargılama konusunda her türlü girişimi yapıyoruz. İnşallah onu da getirip yargıladığımız zaman vicdanlarda bir rahatlama olacaktır diye düşünüyorum. Darbe teşebbüsünün beli kırıldı. Kitlesel anlamda çok fazla bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum. Ama noktasal her türlü tehlikeye karşı da hazırlıklı ve uyanık olmamız lazım. Bu darbe girişimlerinde bazen ikinci, üçüncü teşebbüs girişimler yaşanabiliyor. Bu tehlikelere karşı da uyanık olmamız lazım. Bu anlamda meydanların boş bırakılmaması önemli. Meydanlar antidemokratik güçlere terk edilmemeli. Meydanların bölünmemesi de önemli. Meydanlarda her türlü farklılığın olduğu milli duruşun sergilenmesi önemli” açıklamasında bulundu.

“Etnik ayrımlar ve mezhebi çatışmalar oluşturarak FETÖ yapılanması milli duruşumuzu bölmeye çalışabilir. Bazı denemeler yaptığını biliyoruz. Bu denemelerin bir kısmını sanal ortamda yapıyorlar” diyen Yılmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“OHAL hukuki bir mekanizmadır. Bu terör örgütüne karşı tedbirlerin hızlı ve etkili bir şekilde alınabilmesi için hayata geçirilmiştir. Geçmişteki OHAL'lerle karıştırılmamalı. Geçmişte insanlar evlerine kapatılırdı, bu OHAL insanları meydanlara çağıran bir OHAL. Ülkemiz uçurumun kenarından döndü. O akşam ilk onu düşünmüştüm. Bir 20-30 yılımız gidecek gibi bir görüntü ortaya çıkmıştı. Ama tam tersine tarihin akışı hızlanacak inşallah Türkiye ve demokrasimiz için.”

Yaşanan olayların “terör örgütünün başı kurgusal gibi” ifadelerin yer almasının doğru olmadığını belirten Yılmaz, “Kurgusal diyenler gelsinler Meclis'i, emniyeti görsünler. Bu dünyanın en ayıp iddialarından bir tanesi. Çok alçakça bir iddia. Bu kadar tahribatı gördükçe artık dile getirmemeye başladılar. Uluslararası medya kuruluşlarında da maalesef buna benzer laf edenler oldu. Tarihimizden de biliyoruz hiçbir darbe uluslararası birtakım bağlantılar olmadan gerçekleşmiyor. Darbe dediğiniz hadise zaten milli bir hadise değildir. Yani milletin seçilmiş organlarına karşı, kurumlarına karşı bir kalkışma varsa burada gayrı milli birtakım uluslararası unsurlar mutlaka yer alıyordur. Bunda hiçbir şüphemiz yok. Bunda şu bu isimlendirme yapmak da siyaseten çok sağlıklı olmayabilir” diye konuştu.

Polis Özal Harekat, Özel Kuvvetler ve Türksat uydu merkezlerine yapılan saldırıları değerlendiren Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay ise yayınları merkezden kesemeyen darbecilerin çanak anteni hedef aldığını anlatarak, “Orada büyük bir çanak antenimiz var. Bütün işlemler oradan yapılıyor diye özellikle onu hedef almışlar. Ama o antenin bir görevi yoktu. Boşta duruyordu. Maliyeti yüksek olduğu için kaldırılmayan bir anten. Sayın Başbakanımızın bakanlığı döneminde özellikle orada kalmasını istedi. O da görevini yapmış oldu” dedi.