Çanakkale Cephesi, dünya diplomasisinin kasvetli bulutlarla kaplandığı 1900'lü yılların başlarında patlak veren I. Dünya Savaşı'nın bir cephesi olarak açıldı. Jeopolitik konumuyla büyük önem taşıyan Çanakkale Boğazı, en az kendisi kadar önemli başka birçok noktaya erişim sağlayabilecek bir kapı gibiydi. Bir yıl kadar devam eden ve bir savaştan çok daha fazla anlam içeren bu dönüm noktasını kahramanlar Türk tarihine altın harflerle yazdı.
İtilâf Devletleri yetkilileri sömürgelerden getirdikleri askerlere olumsuz bir Türk imajı çizmişlerdi. İtilâf Devletleri yetkilileri bununla, askerlerin Türkler karşısında başarılı olacakları ve savaşma güçlerinin artacağını sanmışlardı. Ancak yaşanan olaylar hiç de böyle olmadığını ortaya koydu. Çanakkale'de karşı tarafta savaşan Hindistanlı Müslümanların, ezan sesini duyunca şaşırdı ve Osmanlı askerlerinin attığı taşa sarılı mektuplar sayesinde din kardeşleri ile savaştıklarının farkına vardı.
Mehmetçikten taşa sarılı mektupla uyarı
Savaşta, İngiliz ve Fransızların asker toplamak için Hristiyanlık propagandası da yaptı:
"(Hristiyanlığa karşı Türklerin saldırısı var) denildiği için Avustralya ve Yeni Zelandalılar Çanakkale'ye Hristiyanlığı korumak üzere gittiklerini zannediyor fakat burada kendilerinin saldırgan olduğunu fark ediyorlar. İtilaf devletlerinin Müslüman ülkelerden topladıkları bazı askerlerin de ilginç hikayeleri var. Çanakkale'de düşman hattında bulunan Hindistanlı Müslümanlar, ezan sesini duyunca şaşırıyor. Osmanlı askerlerinin kendilerine attığı taşa sarılı mektuplarla da Müslümanlar ile savaştıklarını öğreniyorlar. Müslümanlar ile savaştığını öğrendiğinde canını tehlikeye atarak cephe değiştirmek isteyenler var çünkü Çanakkale, İstanbul'un kapısıdır, hilafetin ve Osmanlı'nın başkentidir. İngiliz askeri üniforması içinde bir Afrikalı Müslüman asker, sürünerek Mehmetçiğe doğru geliyor. Bunu fark eden Osmanlı askeri, tabii ateş ediyor ve Afrikalı Müslüman'ı öldürüyor. Cesedi incelendiğinde askerin göğsünde Kur'an-ı Kerim olduğu görülüyor. Bu kanlı Kur'an-ı Kerim askeri müzeye konur."