Büyük depremlerde Gaziantep’te en büyük yıkım Nurdağı ilçesinde yaşandı. İlçede 4 bin 500’den fazla bina ya yıkıldı, ya da ağır hasar aldı. Can kaybı 2 bin 200’ü bulurken, kentte enkaz kaldırma çalışmaları ve hasarlı binaların yıkımı devam ediyor. Deprem bölgesindeki diğer şehirlerin aksine Nurdağı’nda yeni yapılmış binaların da yıkıldığı ya da ağır hasar aldığı görülüyor. Dikkat çeken bir diğer detay ise ilçedeki ağır hasarlı binaların çoğunda, birinci kattan itibaren 1 metreye varan çıkmalar bulunması.
UÇAK HARİÇ HER ARAÇ VAR
42 bin nüfuslu ilçenin en büyük ekonomik faaliyeti galericilik, ikinci el araç alım-satımıydı. İlçe sakinleri depremden önce kayıtsız olanlarla birlikte 1000'den fazla galericinin bulunduğu bilgisini verdi. Yeni Şafak'a konuşan esnaflar “Türkiye’nin en büyük ikinci el araç pazarıydık. Burada uçak, gemi ve tren hariç her ulaştırma aracının ikinci eli bulunur” diyor. Ancak deprem hayatlarını altüst etmiş. Galerilerin bulunduğu binaların çoğu yıkılmış. Binlerce araç enkaz altında. Yıkımın bu kadar büyük olmasındaki ana faktörlerden birisi de bina altlarına araç koyabilmek için kesilen kolonlar. Esnaflar da “Bu binaların kolonları mı kesikti?” sorumuza sessiz kaldı.
HER ŞEYİMİZ GİTSEYDİ DE CANIMIZ KALSAYDI
Bir yandan yakınlarını kaybetmenin acısını yaşayan esnaflar, diğer yandan maddi kayıpları için kara kara düşünüyor. Enkazdaki arabaların neredeyse tamamı sigortasız. 6 yakınını kaybeden Ertuğrul Otomotiv’in sahibi Ahmet Deveci, “Bizim galeri de çöktü. 4 aracımız hurda, 6 aracımız da ağır orta hasarlı. Alım-satım yaptığımız için araçların hiçbirinde sigorta yoktu. Keşke neyimiz var neyimiz yok gitseydi de canlarımız kalsaydı” dedi.
ÇALIŞIR YENİDEN KAZANIRIZ
DEVLETTEN YARDIM İSTEMEYE UTANIYORUM
Kendi dükkanının da enkaza döndüğünü belirten Mustafa Can ise şunları söyledi: “6 aracım enkaz altında kaldı. Hiçbirinin sigortası yoktu. Bazı arkadaşların sigortalı araçları vardı, onlar da bir şey alamadı. Mal mülk için devletimizden yardım istemeye utanıyorum. Devlet kime ne yapsın? Her yer yıkılmış. Anamızdan doğduğumuzda hiçbir şeyimiz yoktu. Elimizde kalanlarla ticarete devam edeceğiz.”