AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısı üzerine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün "100'üncü yılda 100 maddelik anayasa" çalışmasını kamuoyuyla paylaştığını anımsattı.
Bu süreçte her çalışmanın özel değerlendirileceğini, çok kıymetli olduğunu belirten Turan, "Önümüzde darbe ürünü bir anayasa var. 40 yılda tam 19 defa değişmiş, milletimizin yıllarını çalmış, vesayetin büyümesine en büyük katkıyı vermiş, imam hatiplerin kapatılması, başörtüsü ve katsayı meselesi, 367 krizi gibi meselelerle ülkemize onlarca yıl kaybettiren, sorunların temelinde yatan darbe ürünü bir anayasa var." ifadelerini kullandı.
"Büyük oranda nihayete erdi"
AK Parti'nin, yeni anayasaya Prof. Dr. Yavuz Atar'ın başkanlığında önemli ve nitelikli bir ekip ile çalıştığını belirten Turan, çalışmaların büyük oranda nihayete erdiğini fakat siyaset dili açısından bakıldığında bu çalışmaların parti kurullarınca tartışılacağını, değerlendirileceğini ve şekillendirileceğini bildirdi.
Turan, "Bizim de bu şekilde metnimiz ortaya çıktıktan sonra bunu Cumhur İttifakı başta olmak üzere bütün paydaşlarla paylaşacağımızı, partilerin hepsinin de bu tartışmaları yapmasının kıymetli olduğunu belirtmek isterim." dedi.
Türkiye'nin polemiklerle çok zaman kaybettiğini ifade eden Turan, "Artık bize yakışmayan, adeta bize dar gelen, hiçbir sorunumuza çözüm üretmeyen bir anayasayla yolumuza devam etmek istemiyoruz." mesajını verdi.
Bahçeli'nin, MHP'nin anayasa önerisini açıklanmasından kısa süre sonra İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek, "teklifi reddettiklerini" ifade ettiğini anımsatan Turan, şöyle devam etti:
"Siyasi kararlarıdır, saygı duyuyorum fakat asgari nezaket diye bir beklenti olması gerektiğini düşünüyorum. Bir metni okumadan, incelemeden, metne bakmadan, gerekli kurullarla tartışmadan reddedilir mi? Sorsanız hep uzlaşma taraftarılar, hep kutuplaşmaya karşılar ama yaptığınız metni bile okumaktan uzak olan bir anlayışla bu ülkede siyaset yapma imkanı olmadığı kanaatindeyim. Bu, tarihi bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmamak lazım. Her parti farklı düşünebilir. İttifaklarımız, partilerimiz, tüzüklerimiz farklı olabilir ama bu ülkede aynı bayrağın altında yaşıyoruz. Anayasamız, hepimizin gururla savunacağı bir metin olması lazım. Bunu yapmak için de beraber çalışmanın, karşılıklı adım atmanın kıymetli olduğunu hatırlatmak istiyorum."
"Konu Aykut'un ötesinde CHP'nin hüviyeti meselesi"
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik normal bir zihinle yapılmaması gereken bir açıklama yaptığını söyleyen Turan, "Aslında cevabı hak eden biri değil. Psikolojik sorunları olduğunu, tedaviye muhtaç olduğunu düşündüğümüz, hep kavgayla gerginlikle iftirayla korkutmayla ev kaçakçılığıyla gündeme gelen sorunlu bir milletvekilimiz. Bu yüzden 128 kuruşluk olduğunu düşündüğümüz bu kişinin, cevabı hak etmediğini düşünüyoruz. Biz darbeden, silahtan, dünyaya meydan okumaktan korkmadık, Aykut'tan mı korkacağız?" dedi.
Konunun, Aykut Erdoğdu olmadığını belirten Turan, şunları kaydetti:
"FETÖ'ye karşı kedi gibi olanların, bize karşı aslan gibi davranmalarını ibretle izliyoruz. PKK'ya karşı bir tek laf edemeyenlerin, PYD'ye göz kırpmaktan başka bir şey yapamayanların, kamera karşısında bize karşı aslanmış gibi olmalarını ibretle izliyoruz. Konu Aykut'un ötesinde CHP'nin hüviyeti meselesi. CHP şimdiye kadar nerede durmuşsa Aykut da bugün orada duruyor. Bugün Aykut nöbetçiydi ve Aykut kendine düşen ve yakışan şekilde Sayın Cumhurbaşkanımıza, devletimize, milletimize tehditler savurdu. Hatırlayın, bir hafta önce başka bir CHP'li, 'Sonunuz Menderes gibi olmasın.' diye imada bulundu. Bir önceki haftaya dönün, o zaman amirallerle ilgili benzer yaklaşımlar oldu. Yani nerede bir darbe kokusu, flu ortam, gerginlik, tehdit var, Yassıada rüyası gören adamlar CHP'de nöbete diziliyorlar.
27 Mayıs, 28 Şubat, 24 Nisan ve 15 Temmuz'da neredeyseler bugün de oradalar. Bu yüzden mesele Aykut değil. Mesele siyasi parti olma özelliğini kaybetmiş. Kurulduğu zamanki görevini yapmış ama sonraki dönemlerde bu siyasal hareketlerin hiçbirine kendisini ram edememiş, ideolojisi olmayan, vesayetten, darbeden, gerginlikten beslenmekten başka bir demokratik kültür üretemeyen, parti hüviyetini kaybeden ama onun ötesinde misyonunu tamamlamış, tarihi bir müze olmayı hak eden bir partiden bahsediyoruz. CHP, bizim gözümüzde artık parti olma vasfını kaybetmiş, tarihi misyonunu bitirmiş bir müzedir."
"Bireysel emekliliği düzenleyen bir ekonomi paketi gündemimizde"
Bülent Turan, TBMM'nin, Ramazan Bayramı'ndan sonra mesaisine kaldığı yerden devam edeceğine işaret ederek, Meclisin, bu dönemde yapacağı önemli işlerden birinin, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üye seçimi olduğunu bildirdi.
TBMM'nin, 13 üyeden oluşan HSK'nin 7 üyesini seçeceğini anlatan Turan, "Yaklaşımımız uzlaşmadan yana bir tavır olması, tüm partilerin sürece katkı vermesi yönünde. Ümit ederim HSK'nin niteliğine, partilerin demokratik duruşuna yakışır bir süreç yönetilir ve adaylar bir uzlaşı zemini içinde belirlenip süreç sorunsuz şekilde tamamlanır. Uzlaşı olmazsa da İçtüzük'ten kaynaklı haklarımız açıktır. Seçimi yapmak için herhangi bir mani yok." dedi.
Bayram sonrasında Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin, TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğini bildiren Turan, "Bireysel emekliliği, sigorta sistemini, trafik sigortasını düzenleyen ve 18 yaş altındaki herkese bireysel emeklilik yolunu açan bir ekonomi paketi gündemimizde. Bunun hazırlıklarını yapıyoruz." dedi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Turan, "Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın yargılanmasına dönük bir adım atacak mısınız?" sorusu üzerine, "Bizim duruşumuz bellidir. AK Parti'yi kıymetli kılan, 18 yıllık iktidarında yanlış yapan kim varsa gereğini yapmasıdır, milletiyle olan bağını koparmamasıdır. Biz milletimize yanlış yapan kim olursa olsun gereğini yaparak şimdiye kadar gelen bir ekibiz. Yanlış yapanın yanına kar kalmamasını isteyen, önemseyen bir ekibiz." ifadelerini kullandı.