Ahmet Emir Avcı
Meclis, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi gibi kritik noktaları bombalayan uçakların kalktığı Akıncı Hava Üssü FETÖ'cü kalkışmanın ana merkeziydi. Üsteki uçak hareketliliğini fark eden Bitik köylüleri önce protestolarla uçakların kalkışını engellemeye çalıştı. Cuntacıların gözü dönmüşlüğünü gören köylüler, protestonun çare olmadığını görerek lastik ve saman balyalar yakarak uçuşa engel oldu. Köylüler 15 Temmuz gecesini şöyle Anlattı.
Hicabi Bitik (50) Bitik Köyü Muhtarı
O gün akşam çocuklar, kazanda bir şeyler oluyor dediler, gittiler. Ben köyde kaldım. Ama uçaklardaki hareket her zamankinden farklıydı. Şurada gördüğünüz masalar, sandalyeler tir tir titriyordu. Çocuklar geldi, “Abi TAİ çok kötü, gidelim, halka engel olalım. Halka engel olmaktan kasıt, halkın vurulmasını önlemek. Orada uçakları nasıl durdururuz diye konuşuyoruz.
Bu arada Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk aradı, “Ne yapın edin, bu uçakların kalkışına engel olun dedi. Kendi aramızda ne yaparız diye istişare ettik. Belediyenin fen işlerinde idareci Zekeriya var, onu aradık; “Bize lastik getir gardaş, kaç tane getirebilirsen getir” dedik. Sonra yeğenlerim traktörlere saman balyaları yükleyip getirdiler. 100 balya, 200 balya, ne varsa. Biz bunları yaktık. Ortalığı duman bürüyünce uçakların kalkışı azaldı.
Biz koca bir senenin hasadını niye yaktık, vatan için, millet için. Milleti taradılar orada, suçsuz vatandaşı taradılar. Helikopter sürekli üstümüzde uçuyordu. Bizim helikopteri falan gördüğümüz yok. Vurursa vursun dedik. Ama sana yemin ediyorum, orada hepimizi öldürebilirlerdi. Herkes korkmadan göğsünü siper etti. Uçaklar kalkamasın diye çevre ve pist ışıklarını, haberleşmeyi kestik. Helikopter ondan sonra uçmaya, insanları taramaya başladı.
Her hastanede 20-30 yaralı var dediler, hastaneye gittik. Gittik ki ne görelim, bir felaket! İnsana böyle mi kıyılır? Etimesgut Hastanesinde Samet Cantürk'ün Ali Anar'ın şehit olduğunu öğrendik. Benim vergimle alınan silahla benim topraklarımdaki vatandaşa böyle kıydılar. İnsan değil bunlar.
Kerim Ersoy (28) Belediyede bahçıvan
O akşam köydeydim. Olayı duyunca arkadaşlarla Kazan'a gittik. Baktık Kazan'da yapacak bir şey yok. Uçakların TAİ'den (Akıncı Hava Üssü) kalktığını öğrendik. Bitik köyüne geldik. Başımızda bir büyük olsun diye Muhtar Hicabi abiyi de alarak, Akıncı Hava üssüne gittik. Önce sadece protesto ettik, bağırdık. Sonrasında ışıkları kestik. Muhtar belediyeyi aradı, kepçe ve hafriyat yüklü kamyonlar geldi. Biri zırhlı kepçeymiş, o içeri girmeye kalkışınca helikopter havalandı. 30 metre kadar üstümüzde uzun zaman uçtu.
Muhtar bize yakabileceğimiz ne varsa getirin, saman balyaları getirin dedi. Tam üssün girişine ve uçakların kalktığını gördüğümüz yere balyaları ve lastikleri koyup yaktık. Ortalığı duman bürüyünce bir tarama sesi geldi. Önce sanıyorum havaya atıyorlardı. Sonra biri ateş emri verdi. Bir asker diz üstü çöküp insanları taradı.
O anda hissettiğimiz vatandı, milletti. Canımızı falan hiç düşünmedik. Benim daha 20 günlük çocuğum var. Evden çıkarken abdestimi aldım çıkıyordum, eşim, “Nereye gidiyorsun” dedi. “Nereye gidiyorsunu mu var. Vatan millet için gidiyorum” dedim. Hiçbirimizin içinde en ufak korku yoktu. En fazla ölürüz dedik. Ne bileyim orada insan o anda bir şey düşünemiyor. Şu var ya, şu çocuk benim yeğenim, 9 yaşında. Onlar dahi uyumadı. Çoluk çocuk bile silahların üzerine yürüdü.
Yakup Ersoy (27) Bitik Köyü Azası, Tornacı
O gece saat 11-11:30 sıralarında patlama sesleri duyduk. Alçak uçuş yapan uçaklar köyün üstünde dolanıyordu. Televizyondan Cumhurbaşkanımızın “Meydanlara çıkın” uyarısını duyunca hepimiz sokağa döküldük. Anonslar üzerine Akıncı Üssü'ne gittik. Askerler önce havaya ateş açtı. Saat 2-2:30 sularında halkın üzerine ateş açtılar.
Derya Hanım, bir kadın olarak oldukça büyük bir cesaret örneği gösterdi. Askerler silahlarını halka doğrultunca Derya Hanım, kurşunların önüne atılarak bir genci vurulmaktan kurtardı. Ancak kendisi vuruldu. Bu hainlerin yaptığı zulmü, bu milletin ekmeğini yiyen biri düşmana yapmaz. Parçalanmış bedenler gördük. Hatırladıkça psikolojim bozuluyor.
Bir daha yap deseler, gözümü kırpmadan yaparım. Pistin yakınında bin dönüm tarlam olsa vatanım için hepsini yakmaya her an hazırım.
Mustafa İlhan Bitik (34) Çiftçi
Ben o akşam Akıncı Hava Üssünün bulunduğu TAİ'de çalışan ve içerideki lojmanlarda oturan bir arkadaşımda misafirdim. Akşam saat 9 gibi üste bir hareketlilik olduğunu fark ettim. Birkaç tane helikopter aynı anda havalandı. Arkadaşımın eşine” Bu nedir, buradan bu kadar helikopterin kalktığına şahit olamadım, bir şey mi var” dedim. O da, “Bugün değişik bir şeyler var, hayır olsun inşallah” dedi.
Ben arkadaşımın lojmanından ayrılıp köye gittiğimde saat 12 gibiydi. Köylüler darbe girişimi olduğunu televizyondan öğrenmişlerdi. Belediye başkanımız, muhtarımız TAİ'ye gideceğiz dedi. Bazı arkadaşlar silahlanıp gidelim dedik ama kimse silah almadan gittik. Nizamiyeye vardığımda nöbetçiler silahlarını bana doğrultup dur dediler. Halbuki üç saat önce kimliğimi gösterip girmiştim. Şimdi silah çekiyorlardı.
Belediye başkanımız Ankara'daki kritik noktaların buradan kalkan uçaklarla bombalandığını söyleyince halk, uçakların kalkışına engel olmaya çalışıyordu. Askerlerse dağılın yoksa ateş ederiz diyordu. Kimse aldırış etmedi. Bunu gören asker önce havaya ateş etti. TAİ'de görev yapan yüzbaşı bir arkadaşım var. O beni aradı. “Vur emri var, birazdan ateş edecekler, hatta Skorsky helikopterler birazdan havalanacak ve halkı tarayacak” dedi. “Kesin mi” dedim, “Evet, 5 dakikanız var, uzaklaşın” dedi.
Topluluğa “Bize ateş açacaklar, vuracaklar” dediğimde insanlar “Bu uçakları engellememiz lazım” diyerek ayrılmayı kabul etmediler. Kalabalığın içinde çocuklar vardı. Onları bari geri çekelim dedik. O sırada ateşe başladılar. Hem de öyle birkaç el değil, halkı tarıyorlardı. Bir baktım 15-20 kişi yerde yatıyor. Kimi ölmüş, kimi yaralı.
Biz hiçbir müdahalede bulunmuyorduk; “Yapmayın, siz bu vatanın askeri değil misiniz?” dedikçe ateşe devam ettiler. Biz uçakların kalkmasını engellemek için oradan ayrılmadık. Belediyenin ve köylülerin getirdiği lastikleri, saman balyalarını ateşe verdik. Uçakların kalkışı azalınca helikopterler tekrar havalandı. Orada 10'un üzerinde şehit verdik, onlarca arkadaşımız yaralandı. Keşke biz de vatanımız, milletimiz için orada şehit düşseydik.