Türk siyasi tarihine “postmodern darbe” olarak yazılan ve bin yıl sürecek denilen 28 Şubat’ın üzerinden tam 21 yıl geçti. Algı operasyonları, yalan haberler ve sözde irtica iddiaları ile milyonlarca insanın hayatını etkileyen 28 Şubat’ın sosyal yaşamda oluşturduğu zararlar ve kısıtlanan özgürlükler son 15 yılda ortadan kaldırılırken, hala cezaevinde suçu olmadığı halde hapis yatan 600’ün üzerinde 28 Şubat mağduru bulunuyor. Yeni Şafak, suçsuz yere 90’lı yıllardan bu yana hapis yatan 7 mahkûmun ailesi ile konuştu. 28 Şubat’ın kendileri için hala taze olduğunu belirten mahkûm yakınlarının ortak isteği 'yeniden yargılama'.
ONLAR 28 ŞUBAT’IN DİK DURAN İNSANLARI
23 yıldır mahkûm olan 28 Şubat mağdurlarından Ethem Köylü’nün kardeşi Mustafa Köylü, abisinin bandrollü İslami bir dergiyi dağıttığı gerekçesiyle tutuklandığını söyledi. Köylü, “O dönem dergi Fetullah Gülen’in Amerikan ajanı olduğu yönünde yazılar yayınlıyordu” dedi. 28 Şubat sürecinde yargılamaları yapan hâkim ve savcıların çoğunun şimdi FETÖ davalarından tutuklu veya firari olduğunu belirten Köylü, şunları söyledi: “Bin yıl sürecek dedikleri şey 15 Temmuz’u, 17-25 Aralık’ı da içerisine alıyor. 15 Temmuz’da bu millet nasıl dik durduysa, 28 Şubat’ta da o dönemin askerlerine karşı duran insanlardı bunlar. Yaralıyız, 'yeniden yargılama' istiyoruz.”
OĞLUNU İŞKENCEDEN ÇIKARKEN GÖRDÜ
Filistin eylemi sırasında Jak Kamhi suikastı suçlamasıyla tutuklanan Can Özbilen’in annesi Nevin Özbilen, “Oğlum 23 yaşındaydı. Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencisiydi. Tutuklandığı gün gazeteciler eve geldi, ‘Annesi kapalı, babası şalvarlı’ diye çarşaf çarşaf haberlerimizi yaptılar. Bir gün telefon geldi ‘Oğlunuzu göstereceğiz’ diye... Beni çağardılar. Bir de ne göreyim, oğlumun gözleri bağlı, işkence görmüş halde önümden götürdüler. Bu bana da, oğluma da psikolojik şiddet değil mi? Akıllı bir çocuktu, hapishanede 2 üniversite bitirdi. Babası peşinde koşmaktan vefat etti. Şu anda kitap yazıyor. Biz çok yorulduk artık” şeklinde konuştu.
Yılda bir kez gündeme geliyoruz
Jak Kamhi suikastı gerekçesiyle 25 yaşında tutuklanan Rıza Bayramçavuş’un kardeşi Muhammet Bayramçavuş şunları kaydetti: “Olaydan sonra abimi aldılar. Garip olan şu; o dönem Turgut Özal bir suikast ile elinden vuruldu. Saldırgan 2,5 yıl yatıp çıktı, bizimkiler idam cezası aldı. Her Şubat ayı mağdurlar gündeme geliyor, bizler de ümitleniyoruz. Her kesimden insan haksızlık olduğunu kabul ediyor ama kimse bu noktada bir şey yapmıyor. Artık çözüm istiyoruz.”
Tutuklanmasa polis olacaktı
Evde dini dergi bulundurma gerekçesiyle 28 Şubat sürecinde tutuklanan ve 23 yıldır hapiste olan İsmail Uysal’ın ablası Hanife Ağüzüm, kardeşinin polis olmak için dilekçe verdiğini, tutuklandıktan sonra da kabul mektubu geldiğini söyledi. Ağüzüm, yaşadıklarını şöyle anlattı: "15 gün terörle mücadelede kaldı. İşkence ile ifadeleri alındı. İdam verdiler, sonra müebbette çevrildi. Mahkemede hakim ‘Siz bunları hak etmiyorsunuz ama ben ceza veriyorum’ dedi. Babamız vefat etti, annem 85 yaşında. Her hafta sonu Bolu Cezaevi’ne gidiyoruz” dedi.
Yılda bir kez gündeme geliyoruz
Jak Kamhi suikastı gerekçesiyle 25 yaşında tutuklanan Rıza Bayramçavuş’un kardeşi Muhammet Bayramçavuş şunları kaydetti: “Olaydan sonra abimi aldılar. Garip olan şu; o dönem Turgut Özal bir suikast ile elinden vuruldu. Saldırgan 2,5 yıl yatıp çıktı, bizimkiler idam cezası aldı. Her Şubat ayı mağdurlar gündeme geliyor, bizler de ümitleniyoruz. Her kesimden insan haksızlık olduğunu kabul ediyor ama kimse bu noktada bir şey yapmıyor. Artık çözüm istiyoruz.”
Davayı kılıfına uydurdular
Hizb-ut Tahrir davasıyla 2003 yılında yargılanmaya başlayan ve hala hapiste olan Haluk Özdoğan’ın eşi Sema Dilek Özdoğan, bir an önce 'yeniden yargılama' yolunun açılmasını istiyor. Özdoğan, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Eşim, büyükşehirde şehir planlamacısı olarak çalışıyordu. Hizb-ut Tahrir davasıyla yargılanma süreci 2003 yılında başladı. Bununla birlikte iş hakkını kaybetti. Uyum yasası denen bir yasa çıkarıldı ve eşim tahliye edildi. 2005’te dosyamız tekrar açıldı, bu kez 11 ay F tipi cezaevinde yattı. 2009’a geçildiğinde aynı şekilde tekrar yargılandı. Normalde yargı dediğimiz şeyde terör suçu sayılabilmesi için fiziksel bir suç olması gerekirken, suçlandığı yapıda böyle bir şey yoktu, tabi istenilen kılıfa sokuldu."
EVLİLİĞİMİZİN YARISINI AYRI GEÇİRDİK
"Eşim 2011 yılında tekrar çıktıktan sonra devlet dairesinde resmi bir kurumda çalışmaya başladı. Şu an geldiğimiz noktada, 15 yıl ceza kestiler ve hükmünü onadılar. Bunu Müslümanlara layık görenler, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ya tutuklu, ya da firari. Bizim üç çocuğumuz var, evliliğimizin yarısından fazlasını ayrı geçirdik. Bir an önce mağduriyetin ortadan kaldırılmasını diliyoruz.”
Alacaklarımızı istemiyoruz
24 yıldır hapiste olan Osman Erdemir’in kardeşi Ramazan Erdemir abisine hukuk skandalı olarak tabir edilebilecek bir ceza verildiğini söyledi. Abisinin aldığı 14 yıl cezanın Yargıtay 9. Daire Başkanı Vural Savaş tarafından bozularak bu defa idamla yargılandığını belirten Erdemir, "Sonra cezayı 36 yıla çevirdiler" dedi. 'Yeniden yargılama' isteyen Erdemir, şunları söyledi: "Bu durumda devletten alacaklı olacaklar. Biz alacaklarını istemiyoruz.”
Geçmişleri çalındı gelecekleri verilsin
Diyarbakır’da 28 Şubat’a giden süreçte 11 gün ara ile gözaltına alınıp tutuklanan, yargılama sonucu müebbet hapis cezası alan ve 24 yıldır cezaevinde bulunan Gürsel Aydın (45) ve İrfan Aydın (42) kardeşler için ailesi 'yeniden yargılama' istiyor. Kız kardeşleri Aycan Akar, “Ağabeylerimin geçmişleri suçsuz yere ellerinden alındı, en azından gelecekleri verilsin istiyoruz” dedi.