Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 zirvesi için gittiği Almanya yolunda gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaparak, soruları cevapladı. İlk olarak G20 zirvesinin gündemi hakkında bilgi veren Erdoğan, küresel ekonominin mevcut halinin masaya yatırılacağını ifade ederek büyümeyi, ticareti, yatırımları ve ekonomiyle ilgili diğer konuları istişare edeceklerini söyledi. Göç ve mülteciler konusunun da masada olacağını ifade eden Erdoğan, “Orta ve uzun vadede ise insanları göçe zorlayan esas sebepleri ortadan kaldıracak adımlara yönelmeliyiz. Yüksek sınır duvarları ve dikenli tel örgüler arkasına saklanarak huzur aranmaz. Mültecilerin dramlarını görmezden gelerek, bu insanları dışlayarak, gettolara mahkum ederek meselenin çözülemeyeceği ortadadır” dedi.
Terör başlığının da önemli başlık olacağını vurgulayan Erdoğan, teröre karşı ilkeli duruş vurgusu yaptı. Erdoğan, “Farklı gerekçelerle teröre şaşı bakmanın, eli kanlı caniler arasında ayrım yapmanın yanlışlığını ifade ediyoruz. Unutulmamalıdır ki; terörle çuvala giren, ısırılmaktan kurtulamaz. Ülke olarak, gerek DEAŞ, gerek PKK-PYD, gerekse FETÖ konusunda, muhataplarımızı bilgilendirmeye, uyarmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Katar, DEAŞ’la mücadele, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Suriye konularının da öncelikli konular olduğunu ifade eden Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel, Rusya, İngiltere, Japonya, Meksika, Güney Kore, İtalya, Arjantin ve Meksika’nın devlet-hükümet başkanları ile görüşme yapacağını vurguladı. Erdoğan açıklamalarının ardından soruları cevapladı. İşte soru ve cevaplar
GÖRÜNTÜ ÜZÜNTÜ VERİCİ
‘Almanya intihar ediyor’ demiştiniz? Bu değerlendirmelerinizin Merkel ile yapacağınız görüşmeye yansıması nasıl olur?
Bunca yıldır sizlerle beraberim. Sadece başbakan cumhurbaşkanı olarak 15 yıllık aktif siyaset sürecim var. Biliyorsunuz ben hiçbir sözümü sakınmam. Almanya’da yaşanan bazı olaylar maalesef üzücü. Mesela, Alman Başbakanlığı’nın önünde bir aracın üzerine benim, Putin ve Suud Kralı Salman’ın resimlerinin konulup suikast çağrısı yapılan bir pankart açılması... Bu Alman polislerinin gözü önünde, medyanın huzurunda yapılıyor. Bu tür şeylere müsaade edilmesi büyük felaket. Hem dost olacağız, hem NATO’da müttefik olacağız hem de bu tür şeylere müsaade edilecek, terör örgütlerine göz yumulacak. Almanya’nın adeta teröristlere yataklık eden bir ülke görüntüsü vermesi üzücü. Nitekim Alman gizli polis teşkilatının son raporu da bu endişelerimizi doğrular nitelikte. O raporda PKK’lıların mevcudiyeti, orada büyük miktarda haraç topladıkları itiraf ediliyor. Bunu ben de sürekli dile getiriyorum. Almanya Şansölyesi’ne 4 bin 500 dosya verdim, bir netice almış değiliz. PKK’lılar hala Alman polisinin güvencesinde orada en işlek caddelerde yürüyüşler yapabiliyorlar. Buna karşılık bizim ise orada soydaşlarımızla buluşmamıza engeller çıkarıyorlar. Böyle bir şeye müsaade edemeyiz diyorlar. Ben de tüm bunlar karşısında diyorum ki, bu tutum bir siyasi intihardır! Tüm bunları elbette Merkel’le yapacağım görüşmede de dile getireceğim.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile yürütülen tam üyelik müzakerelerinin askıya alınması yönündeki kararı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bunun bir kıymeti harbiyesi yok. Bu karar bizi bağlamaz.
Bizim için kıymeti yok dediniz ama Avrupa Parlamentosu kararı bir ilk olma özelliği taşıyor. Merkel’le görüşmenizde bu konu da ajandanızda yer alacak mı?
Bu konu benim gündemimde yok. Ajandama alırsam önem vermiş olurum.
Afrin konusu masaya gelecek mi? Almanya’da Putin ile de görüşeceksiniz. Türkiye’nin Rusya’dan talepleri ne olacak?
Çatışmasızlık bölgelerine ilişkin atılacak adımlar zaten harita üzerinde de belli. Rusya’nın bu konuda bir rahatsızlığı yok. Biz Rusya ile bu bölgeyi belirlemişiz. Afrin’den bize olan saldırılar Rusya’nın kontrolü dışında olan olaylardır. Biz de bunlara angajman kuralları içinde karşılık vermeye devam ediyoruz. Bu Azez bölgesi ve Mümbiç için de geçerlidir. ABD Başkanı Donald Trump’la zaten telefonda yeni görüştük. Hamburg’ta bir görüşme fırsatı olur mu, bilemiyorum. Ama ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile pazartesi günü İstanbul’da zaten görüşeceğiz.
TERÖRİSTLER HİMAYE EDİLİYOR
MİT tırları konusunda ilginç bilgiler açıkladı başsavcı. Kumpası organize edenlerin imamların ABD diplomatik temsilcilikleriyle görüşme yaptığı konuşuldu. Adil Öksüz iddianamesinde de benzer bir durum söz konusu. Değerlendirmeniz nedir?
Bu sorduğunuz halen devam eden yargılamayla ilgili bir konu. Ancak Batılılar FETÖ konusunda dikkatli olmalılar. Mesela Avrupa Parlamentosu’nun raporunda bu hususta çelişkiler de var. Bir taraftan darbe girişimini kınıyorlar, diğer taraftan da iltica eden FETÖ mensuplarına kapısını açan ülkelere teşekkür ediyorlar. Bu nasıl iş? Biz Batılı müttefiklerimizi bu örgütün tehlikeli olduğu hususunda sürekli uyarıyoruz. Buna ABD de dahil. Orada 400 dönüm arazi, terörist başının kullanımında. Charter okullar sayesinde yıllık 750 milyon dolar gelirleri var. Bu örgüt yarın onların da başına bela olacak. Hem insan yetiştiriyor. Hem de parasal kaynak elde ediyorlar. Biz gerekli uyarıları yaptık, yapıyoruz. Obama’ya da söyledik, Trump’a da. Avrupalılara da söylüyorum. Teröre bulaşanları, darbeye karışmış olanları Batı’nın himaye etmesini doğru bulmuyoruz.
Onlar istedi diye Katar’dan çekilmeyiz
Körfez’deki gerilimde Türkiye Katar’ın hakkını korurken Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle ilişkimizin zarar görmemesine de özen gösteriyor. Bu gerilim Suudi Arabistan’la ilişkilerimizin bozulmasına neden olabilir mi? Çünkü diğer ülkeler Türkiye’ye aynı özeni göstermiyor gibi...
Biz, kendimizden sorumluyuz. Şüphesiz ki biz dostlarımızla münasebetlerin bozulmasını istemeyiz. Ancak zulme de rıza gösteremeyiz. Benim karakterim ve inancım bu. İlkelerimize riayet etmeyeceksek, batsın bu siyaset! Zulme rıza gösterilemez. Doğruları söylemekten çekinmemek lazım. Ben Katar’ın önüne konulan 13 maddeye baktığım zaman, bunu da bir siyasi intihar olarak görüyorum. Bunların ne devletler hukukunda yeri var ne de uluslararası ilişkilerde yeri var. Katar’a adeta “sen devlet değilsin” denilmek isteniyor. Bu iş değil. Hem basın özgürlüğü diyorlar hem El Cezire’yi kapat diyorlar. Basın özgürlüğünü savunanlar nerede? Bir tek Birleşmiş Milletler’den itiraz geldi, kabullenmek mümkün değil dediler.
Mesela “Türk üssü kapatılsın” deniyor. Ama ABD’nin Fransa’nın üslerine bir şey dedikleri yok. France 24 kanalı bana bu üs meselesini sordu. Jest olsun diye çekilir misiniz diye sordu. Ben anlaşmamıza sadık olduğumuzu belirttim. Niye çekilelim? 13 maddeyi verenler istedi diye çekilmeyiz. Bu Katar ile Türkiye arasında bir konu. Dolayısıyla böyle bir şeyi ancak Katar isterse, ancak Katar’a jest olsun diye yaparız. Katar’ın cevapları yerinde. Mesela, CENTCOM ve Fransa’nın Katar’da üs kurmak için Körfez İşbirliği Konseyi’nden izin almadıklarına dikkati çekiyorlar.
Biz haklının yanında olmalıyız. Uluslararası camia bu gerilime sessiz kalmamalıdır. Bu, uluslararası hukuku da ilgilendiren bir konudur. Katar’a terör devleti demek de büyük iftiradır. Ben Baba Emir’i de hali hazırdaki Emir Temim’i de gayet iyi tanırım, Katar iddiaların tam tersine teröre karşı sürekli mücadele etmiş bir ülkedir.
Tişörtle yürümekle adalet gelmez
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Kılıçdaroğlu’nun bir adalet anlayışına sahip olduğunu düşünmüyorum. Şu anda yürüyor. Yürürken aslında kamu düzenini de bozuyor. Halbuki yürümek yerine pekala miting yapabilir. Niye yapmıyorsun? Tutturmuş adalet. Senin adaletle ne işin var? Biz partimizi bunun üzerine kurduk...
Bu kadar adil isen sen kendi partinde genel başkanlığa aday olanları ne diye anında yedin? Grup toplantısında kendisine itiraz eden için “atın bu adamı” diyen o değil miydi? Hani adildin?
Bunların siyasi geleneğinde bu var. Mesela merhum Ecevit başbakanlığı döneminde Merve Kavakçı’yı sadece başörtüsünden dolayı meclisten attırdı. “Atın bu kadını” dedi. Neydi Kavakçı’nın suçu? Başörtülü olmak. Hani adalet? Partimizin kapatılma girişimi esnasında ne dediler? O zamanki genel başkanları “Hamdolsun ki Ankara’da yargıçlar var” dedi. dediler. Meclis’te tek başına iktidar olan bir partinin kapatılması için anayasanın 138. maddesini de ihlal ederek tavsiyede bulundu: “Hamdolsun ki Ankara’da yargıçlar var!” Üzerinde adalet yazan tişörtle yürümekle adalet gelmez. Yapacaksan miting yap. Boşuna yorulma. Yolu kapatarak o güzergahı kullananları adeta isyan ettiriyorlar. O sıcakta saatlerce trafikte kalanlar var. Buna rağmen koruma altına alıyoruz. Kimler kimlerle yürüyor? PKK örgütünün arkasında olduğu siyasetçilerle bunlar omuz omuza yürüyorlar. Milletimiz tüm bunları görüyor, gerekli değerlendirmeyi yapar.
2 gün tüm yurtta etkinlik olacak
15 Temmuz yargılamaların ağır yürüdüğüne ilişkin şikayetler var. Değerlendirmeniz nedir?
Yargı süreci devam ediyor. Enis Berberoğlu ile verilen karar önemli bir adımdır. Bağlantısı nedir? Yurtdışına kaçmış olan kişidir. Servisi yapan bu. Bunun dışında birinci mahkemelerden çıkan kararlar var. Bunların temyizi mümkün olduğu için dikkati çekmiyor. Yıl sonuna kadar ciddi manada mahkumiyet kararları gelecektir diye düşünüyorum.
15 Temmuz tarihinin demokrasi bayramı şeklinde kalması için çağrınız olur mu?
Bizim planımız 29 günlük demokrasi nöbeti değil. 11’inden itibaren Türkiye genelinde tüm teşkilatlarda hatm-i şerifler indirilsin dedik. 14 Temmuz’da Ankara’da Külliye’de Millet Camii’nde cuma namazını müteakiben bunların duası yapılacak. Ayın 15’inde Meclis’te özel gündemle bir toplantı yapılacak. Ben de askeri erkanla beraber katılacağım. Oradan İstanbul’a hareket edeceğim. İstanbul’da o saatte Anadolu yakasında girişte sağ tarafta şehitlerimiz için makam yapıldı. 250 selvi var yol güzergahında. Her şehidin altında künyesi var. O makamın ayetle çerçevelenmiş ortak bir girişi olacak. Orada bir müze de planlıyoruz. Şehitlerin objelerini sergilemek gibi bir düşüncemiz var. Benzerini Ankara’da Külliye’nin karşısında yapıyoruz. O farklı bir proje. Orada bizim tek millet tek devlet tek vatan tek bayrak ile sembolleşen bir makam söz konusu. Tepesinde hilal ve yıldız var. Orada da şehitlerin isimleri olacak. Onun açılışını ise 16 Temmuz’da sabah yapacağız. Millet Camii’nde sabah namazı kılıp gelip oranın açılışını yapacağız. O gün bazı etkinlikler saat 24’e kadar tüm illerde devam edecek. Saat 24’te etkinlikleri bitireceğiz. İki gün içinde tüm yurtta etkinlikler olacak.
1 saatlik zirve
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 için gittiği Hamburg’ta ayağının tozuyla Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi. Kempinski Atlantik Otel’de gerçekleşen basına kapalı görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Görüşmede, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel’i kabulünün hemen sonrasında konaklayacağı Sofitel Otel’e geldi. Burada kendisini bekleyen Türk vatandaşlarca coşkulu şekilde karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalabalığı el sallayarak selamladı. Otelin önünde bekleyen gurbetçiler bir süre, “Avrupa duy sesimizi, işte bu reisin ayak sesleri”, “Dik dur eğilme, bu millet seninle”, “Recep Tayyip Erdoğan” şeklinde slogan attı. Alman polisinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin çevresinde ve helikopterlerle geniş güvenlik önlemi aldığı görüldü.