Batı darbe sonrasına hazırdı

Türkiye’yi ayağa kaldıran darbe kalkışmasını sosyal medya üzerinden ilk duyuran Yeni Şafak İnternet Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik, darbe başarılı olsaydı Batının buna hazırlıklı olduğunu ifade etti. “Darbeye karşı direnmeyi Mısır halkından öğrendik” diyen Çelik, darbeyi erken sezmenin bir gazetecilik refleksi olduğunu söyledi.

Yeni Şafak Mesut Özcan
Yeni Şafak İnternet Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik

15 Temmuz akşamı yaşanan FETÖ darbe kalkışmasını ilk duyuran gazeteci siz oldunuz. FETÖ'cü cuntanın darbe kalkışmasını nasıl sezdiniz?

Ben yayınlayan oldum. Gazetenin Haber Müdürü Recep Yeter'di haberin muhabiri. Yaptığımız görüşmeler ile bunun bir darbe olduğunu netleştirip haberi son dakika gelişmesi olarak sitemize girdik ve hemen cep telefonu uygulamalarına bildirim yolladık. Eş zamanlı olarak da TVNET kanalımız darbeyi duyurdu. Albayrak Holding Yönetimi Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak'ı dinlesek daha erken verecektik haberi fakat teyit için bekledik.

FETÖ'cü darbe kalkışmasının yaşandığı gece Yeni Şafak binasında neler yaşandı?

Anlatacak çok şey var elbette. Gazete, internet ve televizyon. Üç ayrı katta üç ayrı haber merkezimiz var. O esnada üç haber merkezinin de müdürleri kurumdaydı. Müthiş bir işbirliği çıktı ortaya. İnternet sitesi çok önemliydi. Gazetenin Yazı İşleri Müdürü İdris Saruhan da aşağıya indi. Aynı şekilde Recep Yeter haber yazıyordu yenisafak.com'a. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Karagül aramızda çok iyi koordinasyon sağladı. Ekibine güven verdi. Patronlarımız da haber merkezindeydi. Yanımızdan hiç ayrılmadılar. İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Albayrak ile gece 2'de TVNET ekranlarına çıktık. Bu bir mesajdı. Darbeciler; medya grubumuzun tavrını ve kendilerine karşı hazır olduğumuzu net bir şekilde görsünler istedik.

Çalışanların ruh hali nasıldı?

Albayrak Medya Grubu'nun çalışanları çok genç. Yaş ortalaması 25 civarıdır. Burada olanlar ve gelebilenler ile koyulduk işe. Hiç kimse bir an bile gazetecilik yapmaya tereddüt etmedi. Hepsi görev başında olmasa en yakın tankın önüne dikilecek arkadaşlar zaten. Bazıları meydanlara gitmeye kalkıştı, önledik. O an gazetecilik yapmak çok önemliydi, darbeye direnişi önce medya başlattı çünkü.

İstanbul semalarında alçak uçuş yapan pilotların Yeni Şafak gazetesinin üstünden de geçtiğini ve sonik patlaması yaptığını

biliyoruz. O gece gazetede çalışanlarda bir korku ve panik var mıydı?

Daha önce Kayseri'de tatbikatını yaptıkları sonik patlamasını tam üzerimizde gerçekleştirdiler. Bina yerinden oynadı. Korktuk mu, korktuk. Fakat sadece o anlıktı bu korku. Binayı o gece iki kere tahliye ettik ve 10-15 dakika sonra masalarımıza geri döndük. FETÖ'cü askerler CNN Türk'ün yayınına el koyarken Yeni Şafak-TVNET'e de gelebileceklerini düşündük.

Gelseydiler ne olurdu?

'Şimdi söylemesi kolay' şeklinde anlaşılmasın; biz o gece eğer darbeci askerler gelseydi kesinlikle binamıza sokmayacaktık. Güvenlik görevlilerimiz gereken önlemleri almıştı. Kendileri zaten iyi eğitimli arkadaşlar. Askerler, gelseydi elimizden geldiğince karşı koyacaktık. Bunun kararını vermiştik.

Siz bu denli bir kalkışma bekliyor muydunuz?

Bu denli bir kalkışma değil de, “bunlar bir şey deneyecekler" melesini çok konuştuk. Nisan'da, Mayıs'ta dilden dile yayıldı. Haziran ayına dikkat çekiliyordu. Ana hedeflerinin direkt Erdoğan olduğu bir durum olabileceği varsayılıyordu. ABD'li savcı Bharara'nın şımarıklıkları falan bir hayli dikkat çekmişti. FETÖ'cüler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD gezisinde meydan savaşı çıkartmıştı neredeyse. Bunlar hep mesajdı sanırım.

GÜLEN YÖNETİM BİÇİMİ İLE DÖNECEKTİ

Yeni Şafak gazetesi günler öncesinden FETÖ'nün TSK içerisindeki terörist yapılanmasına dair ayrıntılara yer vermişti.

Yeni Şafak, 21 Haziran'dan beri mutat olarak dikkatleri TSK'daki FETÖ'ye çekmişti. Yaklaşan YAŞ öncesi daha da belirginleşti haberlerimiz. Üst rütbeli FETÖ'cüler isim isim yazıldı. Yeni Şafak'ın 15 Temmuz manşeti “TSK bile pes etti" şeklindeydi. Eğer gece Fransa'daki kamyonlu IŞİD katliamı olmasaydı Türkiye bu manşeti konuşacaktı. Saldırıdan sonra Türkiye'de gündem değişti. FETÖ'yü deşifre eden manşetler, daha ilk dakikada darbe girişiminin kimler tarafından yapıldığını da gösterdi. Yenisafak.com'un darbeyi duyuran haberinin başlığı “Fetullahçı subaylar çıldırdı darbe yapıyorlar" şeklindeydi. Gerçekten de “TSK bile pes etmişti" ama Türkiye halkı etmedi.

Türkiye siyasi tarihinde ilk defa TBMM'yi, MİT'i, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombalayan bir terörist yapı ile karşılaştı. Bu terörist

cuntanın temel hedefi ne olabilirdi?

Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve TBMM'yi bombalamak simgesel saldırılardı. Bunun anlamı şu; FETÖ darbe ile birlikte Cumhuriyet'i ve yönetim şeklini de ortadan kaldıracaktı. Muhtemelen Fetullah Gülen, ABD'den kendi yönetim biçimi ile gelecekti. Humeyni gibi karşılanacaktı. İlginçtir ki; Cumhuriyet'i ve temel haliyle ilkelerini, bu zamana kadar Cumhuriyet'e mesafeli olan ve gadrine uğramış “İslamcılar" savundu. Darbeye ilk önce İslamcılar direndi ve asker müsaade etmediler. Bu direnişi uzun yıllar konuşup tartışacağız.

Darbe gerçekleşeydi Türkiye'yi iç savaşa sürükleyecek bir süreç yaşar mıydık?

Çok büyük ihtimalle. O gece darbeyi duyar duymaz sokağa çıkan halk, darbeye engel olamasa da mücadelesine devam ederdi. Sadece halk değil, emniyet ve TSK içindeki vatanseverler de fiili direniş başlatırdı. Bu da iç çatışmaya dönerdi. Fakat asıl tehlike ise Aleviler ve Kürtler üzerinden çıkartılmak istenen etnik ve dini provokasyondu. Halk darbecileri püskürtürken bir taraftan çıkarılmak istenen Alevi provokasyonunu da bertaraf etti.

Sizce FETÖ'cü darbe kalkışması karşısında Türk basını ve gazeteciler sınıfı geçti mi?

Evet geçti. İlk anlarda bir panik yaşandı ama sonra tam bir ağız ve irade birliği gösterildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kanallarına bağlanıp, halkı sokağa davet etti. İşgal edilen TRT'deki 'paralel TSK' yayınını tanımadık. CNN Türk, FETÖ'cü askerlerden arındırılıp yeninden yayına başladığına TVNET, CNN Türk yayınını kendi ekranına vermişti. Bu unutulmayacak bir dayanışmadır. Bundan daha fazlasını ise çalışma arkadaşımız Mustafa Cambaz yaptı, şehit düştü.

MISIR DARBESİ BİZE DERS OLMUŞTU

Batı FETÖ'cülere kalkan olmayı sürdürüyor. Bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz Batı'nın o çok inandığı demokrasiye nasıl sahiplendiklerini 3 yıl önce Mısır'da gördük. Yüzde 52 ile seçilmiş Muhammed Mursi kanlı bir şekilde ve yine sivil halk katledilerek koltuğundan indirilirken, Batı kılını bile kıpırdatmadı. Ardından da cunta yönetiminin lideri Sisi'yi tanıyıp, ekonomik yardımlarda bulundular. Türkiye'de de benzer şeyler olacaktı. Darbecileri hızlıca demokrasiye geçilmesi hususunda uyarıp, halkın iradesine, seçilmiş liderine ve katliamların üzerine sünger çekeceklerdi. Batı'nın siyasetçileri de medyası da darbeye ve sonrasına hazırdılar bence. Türkiye'yi siyaseten de işgal edeceklerdi. Fakat Mısır'daki süreci sosyolojik ve siyasi olarak okuyan Türkiye halkını hesaba katmadıkları için kaybettiler.

Mısır darbesi Türkiye için tecrübe oldu diyebilir miyiz?

Benim için öyle. Mısır'da darbe yaşanırken ve sonrasındaki direniş günlerinde bir ay boyunca sokaklarda eylemlere katıldım, alanları organize ettim. Binlerce insan Mısır direnişine katıldı. Saraçhane Parkı'nda başlayan Adeviyye Nöbetleri 81 ile yayıldı. Bu bir eğlence değildi. Dualar edildi, namazlar kılındı, yeni marşlar yazıldı. Biz Mısır darbesini çok benimseyerek yaşadık. Mesela, Nahda'daki katliamda sahuru bırakıp sokaklara çıkmıştık. Darbe bu yüzden özellikle İslamcı gençlere hiç de yabancı gelmedi. Ölüme yürümek bu yüzden hiç de zor olmadı. Askere ne kadar erken direnir ve karşılık verirsen o darbeyi o kadar güçlü püskürtürsün sistematiği ile hareket edildi. Ne acıdır ki Mısır bize okul oldu.