Başbuğ, Bodrum'daki bir kitabevinde, "Nasıl Bir Türkiye" adlı kitabının imza gününde, okuyucularıyla bir araya geldi.
Etkinlikte, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbuğ, "Türkiye gündemini yakından ilgilendiren konuların başında, Suriye sınırındaki gelişmeler geliyor. Sınıra baktığımızda, maalesef üç tarafından paylaşılmış durumda. Çok az bir kısmını Suriye devleti kontrol ediyor. Bir kısmı tamamen IŞİD kontrolünde, bir kısmı da PYD kontrolünde. Parçalı karışık bir durum var" dedi.
"Zor bir soru"
Başbuğ, bu durumun Türkiye'yi rahatsız ettiğine işaret etti.
"Bu sorunun içinden nasıl çıkılacak?" diyen Başbuğ, "Gerçekten zor bir soru. Geçmişe bakmak lazım. Aslında Irak bağlamında, Irak'ın kuzeyinde yaşadığımız olayları bir nevi Suriye'nin kuzeyinde yaşıyoruz. Tabii durum gerçekten vahim" ifadesini kullandı.
"Suriye rejimiyle ilişkiler normalleşmeli"
Yapılması gerekenin, merkezi Suriye devletinin o bölgede olması gerektiğini savunan Başbuğ, şöyle devam etti:
"O bölgedeki mücadeleyi Suriye devletinin kendisinin yürütmesi lazım. Bu, maalesef şu anda o bölge Suriye devletinin kontrolü dışında olan bir bölge. İran, ABD var, koalisyon güçleri var bölgede. Karmaşık bir durum. Nasıl çıkılacak? Ben de bilmiyorum. Gerçekten zor bir konu. Uluslararası hukuk içinde kalarak, en doğrusu merkezi hükümetle, Suriye devletiyle bence ilişkilerin en kısa zamanda normale çevrilerek, Suriye devletini de desteklemek suretiyle bu soruna çözüm bulunması daha iyi olur diye düşünüyorum."
Başbuğ, Türkiye'de 2 milyona yakın Suriyeli bulunduğunu da dile getirdi.
Bodrum'da bile ana problemlerden birinin bu olduğunu öne süren Başbuğ, "2 milyon insan çok büyük, ciddi bir sorun. Güvenlik sorunu. Şimdi pek güvenlik boyutu hissedilmiyor ama yakın zamanda, çok ciddi bir sorun olacak" diye konuştu.
Başbuğ, 7 Haziran seçim sonucuna ilişkin soru üzerine ise "Demokraside iki temel prensip çok önemli. Biri iktidarların seçimle gelmesi, seçimle gitmesi. 7 Haziran seçim sonuçlarına bakarsanız, Türkiye'de demokrasinin sağlıklı işlediğini söyleyebiliriz. Yani, bunu teyit ediyor" dedi.
"Çoğunluk bazen demokrasiye zarar verir"
Demokrasilerde çoğunluğun bazen demokrasiye zarar verdiğini iddia eden Başbuğ, şunları kaydetti:
"Önemli olan çoğulculuk. Aslında baktığınız zaman Türk halkı, seçim sisteminin bir sonucu olarak belki 2002'den 2015'e kadar çoğunluk görüyorsunuz ama aslında 2002'de ne oldu? Bir Genç Parti olayı vardı. Onun tabii seçim barajından ötürü çok ciddi etkisi oldu, biliyorsunuz. Sonra 2007 seçimleri, 2011'de HDP, parti olarak girmedi, yine çoğunluk geldi. İşte 2015'te çoğulcu bir parlamentoyu görüyoruz. Demokraside çoğulculuğu istiyorsanız, koalisyonlardan korkmamanız lazım. Koalisyonlar gayet tabii olabilir. Partilerin en asgari müşterekte birleşmesi lazım. O, önemli. Bugün asgari müşterekte kimler birleşir diye baktığımız zaman, iki alternatif gözüküyor. AKP ile CHP ve AKP ile MHP. MHP ile HDP'nin asgari müşterekte birleşme şansı yok. Bu iki alternatifleri önümüzdeki günlerde göreceğiz."