Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında konuştu. Terör örgütü PKK ve FETÖ'ye karşı yürütülen mücadelelerin kararlılıkla süreceği mesajına veren Başbakan, iki örgütün aynı üst akıldan emir aldığını söyledi. FETÖ'nün hesap vereceğini vurgulayan Yıldırım, "İdam bir sefer ölümdür. Ölümden daha beter ölüm vardır, o da adil yargılamadır" dedi.
Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Konuşmamın başında, can alan, kan döken terör örgütlerini bir kez daha lanetliyorum.
"FETÖ-PKK aynı çatı altında"
PKK'nın Kürt sorunu diye bir sorunu yok. Olsa olsa, Kürt vatandaşlarımızın PKK diye bir sorunu var. Bizim yapmamız gereken, eli kanlı terör örgütünü aramızdan uzaklaştırmak. Bölgenin sorununu, bölgenin insanıyla halletmek.
PKK'nın üst aklı dışarıdadır. PKK ve FETÖ bir çatıda birleşiyor, akıl aynı üst akıl. Türkiye'yi Irak, Suriye, Mısır gibi yapmak için çok uğraştılar. 15 Temmuz'da plan Recep Tayyip Erdoğan'ı halletmek ve Türkiye'yi iç karışıklığa sürüklemekti.
Terör örgütlerinin ülkenin gündemini daha fazla işgal etmesine müsaade etmeyeceğiz.
"Onlar için ölümden daha beter ölüm var"
FETÖ gelecek hesap verecek, şehitlerimizin kanını döken herkesten hesap sorulacak. Bugüne kadar binlerce cinayet işleyen, insanlık suçu işleyen bölücü PKK en büyük acıyı Kürt vatandaşlarımıza yaşattı. Türk adaleti hesap yapacak. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. İdam bir sefer ölümdür. Ölümden daha beter ölüm vardır, o da adil yargılamadır.
Türkiye ekonomisinde son durum
İş gücüne katılım oranı yüzde 52,5 seviyesine ulaştı. Terör ve darbe girişimi ekonomimizi etkilemedi. Şu anda ekonomik göstergelerimiz 15 Temmuz öncesinden daha iyi bir seviyeye geldi. Türkiye'ye giren para, çıkan paradan 1 milyar dolar fazla.
Ekonomiyi canlandırmak için çok önemli teşvik tedbirleri hazırladık, hayata geçiriyoruz. BES artık yasalaştı, vatandaşlar artık tasarruflarını artıracak. Paraya erişimi kolaylaştırmak için Kalkınma Bankası'nın sermayesini güçlendiriyoruz.
AK Parti'nin kuruluşunun 15. yılı
Kuruluş yıldönümümüzde gördük ki kararlılığımız ve heyecanımız ilk günkü gibi. 15 yıl boyunca bir yandan Türkiye'yi kalkınma yarışında ön saflara taşıdık, hizmet ve icraat yaptık bir yandan da vesayet odaklarıyla mücadele ettik.
Şer ve vesayet odaklarına karşı her seferinde güçlenerek çıktık. Çünkü biz sırtımızı vesayet odaklarına değil, milletin desteğine dayadık. Tam rahat ettik derken, yargı tarafı başladı. Orada da vesayet doğdu, ortadan kaldıralım diye yargı reformunu gündeme getirdik.
FETÖ'ye yönelik operasyonlar
15 Temmuz'da bunların ne olduklarını gördük. Eğer bu örgüte bilerek ve isteyerek destek vermeye devam etmediyse hiç kimse endişe etmesin. Ama 17 Aralık'tan sonra mazeret yok.
"Suçlu olan kurum değil yönetici"
Örgüt kapalı,hiç tahmin etmediğiniz insanlar karşınıza örgütün ağabeyi, ablası olarak çıkabiliyor. Vücuttaki kanser hücreleri gibi bunları ayıklayacağız. Şimdi soruyorlar: Ben halı ticareti yapıyorum. Filanca şirkete mal verdim, onlar da bana çek verdi. Ben şimdi FETÖ'cü müyüm, değil miyim? Değerli kardeşlerim, hayat devam ediyor. Dolayısıyla, alışveriş de yapacağız, ticaret de yapacağız. Buradaki ölçümüz çok net. Kurumlar değil suçlu olan, suçlu olan onların yöneticileridir. O şirketler binlerce insana iş veriyor, aş veriyor.
Kanun hükmünde kararnameler
Bundan sonra da kanun hükmünde kararnameler olacak. Bugüne kadar çıkan KHK'lar bu haftadan itibaren Meclis gündemine gelecek. Muhalefet partilerimizin eleştirilerinin makul olanlarını da bu görüşmelerde dikkate alacağımızı daha önce genel başkanlara bizzat belirttim.
2010 KPSS soruşturması
FETÖ gençlerin geleceği ile oynadı. 2010 yılı KPSS sınavında soruları dağıttılar, haksız yere 86 bin memurun bütün imtihanda döktüğü teri de şaibeli hale getirdiler. Şimdi mahkeme 2010'da giren bütün memurların sınavını iptal etti. 86 bin memuru çıkaracak mıyız? Elbette değil. Bunları tek tek inceleyeceğiz. Kim soruları çalmışsa, bunların kulağından tutup atacağız ama düzgün, alnının teriyle kazananların haklarını da koruyacağız.
FETÖ ile mücadele hız kesmeden kararlılıkla devam edecektir.
Türkiye'nin bölgesel sorumluluğu var. Suriye ve Irak'ta sorunları çözmek istiyoruz. İnanıyorum ki sorunu çözeceğiz. İki şartımız var. Türkiye'nin toprak bütünlüğü korunacak. Kim kimin malını veriyor kardeşim? Kimin malını kime veriyorsun?
Suriye'deki iç savaş
Bu bölgenin sorunlarını en iyi bilen, bu bölgenin ülkeleridir. İran ve Türkiye bu bölgeyi en iyi bilen ülkelerdir, sorunlara en iyi çözümü de bu ülkeler getirecektir. Amerika, Rusya ve diğer koalisyon güçleri gerçekten çözüm istiyorsa, mutlaka sağlanacaktır. Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacak, bütün vatandaşları ülkenin kaderine sahip çıkacak. Yani, mezhep esasına dayalı bir yönetim dayatılmayacak. Bu konuda, önümüzdeki zamanda kayda değer gelişmeyi hep beraber yaşayacağız.