Başbakan Yıldırım: Bedelini ödeyecekler

FETÖ'nün darbe girişimi hakkında canlı yayınında açıklamalarda bulunan Başbakan Binali Yıldırım, "Bağlantısı olanlar bedelini ödeyecekler. Endişe edilmesin, yaşla kuru birbirinden ayrılacak" ifadelerini kullandı.

Yeni Şafak

Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ'nün darbe girişimi hakkında NTV canlı yayınında açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:

15 Temmuz gecesi çok uzun bir gece oldu. Aynı zamanda çok karanlık bir geceydi. Türk demokrasisi, milli irade adına, milletin geleceği adına uzun ve karanlık bir gece yaşadık. O gece olay meydana geldiği anda eşim, ben, yakın çalışma arkadaşlarım hemen kısa bir istişare ettik ve bu milletin emanetini yere düşürmeyeceğiz dedik. Gerekirse canımızla ödeyeceğiz ama asla ve asla bunlara pabuç bırakmayacağız. Daha sonra bu düşüncemizle Cumhurbaşkanımızı aradık ve kendisinin de aynı kanaatte olduğunu gördük. Ve bir karar verdik Cumhurbaşkanımızla biz bunlarla mücadele ederiz ama güçlerimiz orantılı değil. Onlar devletin tankını, tüfeğini, uçağını gasp etmişler ve milletin üzerine acımasızca saldırıyor.

Bizim elimizde tank yok, uçak yok, tüfek yok. Bizim elimizde polis teşkilatımız var özel harekatçılarımız var. Ama onların göremediği bir güç daha vardı. O millet. Milletle savaş yapıp da galip olan dünyada görülmemiştir, hiçbir ülkede görülmemiştir. Bunlarla mücadele edeceğiz ama millete de haber edip meydanlara davet edeceğiz. Cumhurbaşkanımız da biz de ey ahali Türkiye büyük bir silahlı darbe girişimiyle karşı karşıyadır, iş başa düşmüştür herkes üstüne düşeni yapsın. Bu yetti zaten. Akın akın insanlar o bombalara, mermilere, tanklara meydan okuyarak, önüne durarak, üstüne çıkarak, benim bedenimden geçmeden geçemezsin diyerek meydanlara indi.

Abartılı bir koruma ekibim yok, abartıyı sevmiyorum. Biz köprüyü geçtikten hemen sonra köprüyü tuttular. Genelkurmay Başkanı ve İçişleri Bakanı'na ulaşamadım. Ankara Valisi'ni aradım, Ankara Emniyet Müdürü'nü aradım, İstanbul Valisi'ni aradım, İstanbul Emniyet Müdürü'nü aradım.

Açıkçası öyle abartılı bir koruma ekibim yok. Eskiden beri korumayı sevmiyorum. Vatandaşımla benim aramdaki mesafeyi açtıklarını düşünüyorum. Korumalarımda benden hep şikayet eder riskli hareket ettiğim yönünde. Bir kalabalık gördüğümde hemen içine dalarım, onlarlar sohbet ederim. Bunu engellemeye çalışmalarını doğrusu hiç hoş karşılamam. Yanımda yakın korumam var, arkada koruyucu arkadaşlar var. Biz köprüden geçtikten hemen sonra köprüyü tuttular. Genel değerlendirme bizim oradan geçeceğimiz hesap edilerek köprüye inilmiş. Yoksa köprünün ilk anda tutulması gereken bir hedef olması çok anlamlı değil. Ama orada o zamanlamayı tutturamadılar biz geçmiş olduk. Tuzla'da konuta varınca zaten varmadan öğrendik bir gariplik olduğunu. Orada hemen Genelkurmay Başkanı'nı aradık telefonu çalıyor cevap vermiyor. İçişleri Bakanı'nı arıyoruz telefonu kapalı. Daha sonra öğrendik Erzurum'a gidiyormuş. Kimi arasak ses yok. Bu sefer işin ciddi olduğu kanaati bizde hasıl oldu. Hemen bir kanaat oluşturup vatandaşlarımızla bunu paylaşmamız lazım. Hemen Ankara Valisi'ni aradım, Ankara Emniyet Müdürü'nü aradım, İstanbul Valisi'ni, İstanbul Emniyet Müdürü'nü aradım. Oradan aldığım bilgilerden sonra vardığım kanaat bu bir kalkışma ve Silahlı Kuvvetler içinde bir grubun işidir. Komuta kademesiyle onların iradesiyle bir ilgisi yok o iradenin dışında gelişen bir iştir. Zannediyorum ilk NTV'ye bağlandım ve bunu orada söyledim. Olay budur, emir komuta zinciri içinde olan bir iş değildir, hükümetimiz iş başındadır, Cumhurbaşkanımız başkomutan olarak olaya müdahale etmektedir, vatandaşlarımız merak etmesin bunun icabına bakacağız, bunlara da en ağır cezayı vereceğiz dedim.

3-5 araçtan oluşan bir konvoy. Biz bunları ilk bağlantıdan sonra Cumhurbaşkanımızla da bir temas kurduk ve durum değerlendirmesi yaptık ve aynı kanaati gördük. Hemen arkasından Cumhurbaşkanımız ve biz de vatandaşı meydanlara çağırdık. Ülkeye, istiklaline, istikbaline sahip çıkması gerektiğini söyledik. Allaha şükür akın akın meydanlara indi vatandaş ve darbecilere, darbe bozuntularına karşı çok asil bir duruş gösterdi. Bugün 246 tane şehidimiz var, yaralılarımız var. Biz hemen bu sivillerimizin de en üst düzeyden şehit sayılması için kanun çıkardık ev bu terör örgütünün el konan vakıfları, dernekleri, okullarının adlarına da şehitlerimizin adını vereceğiz.

Ondan önce zaman ilerledikçe arkadaşlar tedirgin oldu efendim gitmemiz lazım tanklar buraya geliyor dediler. Biz de tabi görüşmeler yapıyoruz, talimatlar veriyoruz sağa sola. Efendim arabada verirsiniz dediler. Bindik giderken ana yola katılacakken tanklarla karşılaştık. Dur dur diye işaret ettiler biz arkadaşlar yüzüme baktı durun dedim bir hareket içine girmeyin dedim. Bir müddet onlar sağda biz solda gittik. Sonra yol genişledi o ara basın dedim ve basıp geçtik onları. Bir 50-100 metre yan yana gittikten sonra biz geçtik oradan Kocaeli tarafına sapıp Ankara yoluna katıldık. İkincisi, bütün bu gece mücadeleler hava kuvvetleriyle, polisle orayla burayla görüşmeler, olayın sevk ve idaresi bitti artık olay neredeyse tamamlandı artık Ankara'ya döneceğiz, Ilgaz sapağında Çankırı tarafına geçecekken baktım bir jandarma aracından ateş açıyorlar. Arkadaşlar tabi karşılık verdi. Bizim şoför geriye doğru yakın korumanın talimatıyla bir 500 metre geriye gittik ve atış menzilinden çıktık. Bu bir jandarma ekibi, bir birlik değil. İki araçla oraya gelmişler ve yolu kesmişler. Kaymakamın evine gittik üstümüzü başımızı değiştirdik, yüzümüzü yıkadık, bir iki lokma ikramda bulundular ve kalktık geldik. Öğlende Çankaya Köşkü'nden vatandaşlarımızla canlı yayında bir araya gelip bütün hikayeyi anlattık.

Bana da sayın Cumhurbaşkanımıza da önceden bir bildirim olmadı. Biz nasıl öğrendiğimizi açıkladık kamuoyuna. Ben bunu sordum Genelkurmay Başkanı'na da MİT Başkanı'na da sordum ama tatmin edici bir cevap alamadım. Tabi şu anda bununla uğraşacak vaktimiz yok. Bizim için öncelikli meselE milletin başına bela olmuş bu alçak saldırıyı tamamen ortadan kaldırmak, vatandaşın ,ülkenin yüzde yüz emniyet içinde olduğunu görmek. Şu anda ona yoğunlaşmış durumdayız.

Artık gündüzleri herkes normal hayatına dönsün ama iş güç bittikten sonra meydanları boş bırakmasınlar, bir şenlik havasında demokrasi nöbetini tutmaya devam edelim. Bizden gelecek ikinci bir istek oluncaya kadar. Diğer yandan tamam biz bu işin elebaşlarını aldık yargıya teslim ettik ama koskoca silahlı bir yapı silahlı kuvvetleri tarumar ettiler kısa sürede. Bütün moral değerleri bozuldu, yönetim kademelerinde boşluklar oluştu. Her ne kadar gerekli atamalar yapılmış olsa da yine de yenilmişlik duygusuyla hareket edip çılgınlık yapmaya kalkanlar olabilir. Tedbirlerimizi alıyoruz ama yüzde yüz emin olmamız lazım. O yüzden de çok daha dikkatli olmamız gerekiyor.

Tabi çok fazla bilgi kirliliği oluyor, çok fazla panik oluşturacak mesajlar geliyor. Sosyal medya çok orantısız ve kötü bir şekilde kullanılıyor. Bunların belki de amacı bu. İnsanların özgüvenini yok etmek, panik oluşturmak ve yani bir kalkışma zemini hazırlamak. Ama her şeye rağmen en küçük ihbarı, haberi atlamıyoruz, dikkate alıyoruz ve gereğini yapıyoruz. Şu anda Genelkurmay Karargahı iş başındadır, gerekli çalışmalar yapılıyor, olay kontrol altındadır. Ama vatandaş bu kontrolü yetersiz buluyor ve oralarda gözleri. Nöbet tutuyorlar kendi aralarında nöbet sistemi kurmuşlar. Müthiş bir şey. Bu büyük millet, bu asil milletin ferdi olmaktan bir kez daha iftihar ettim. Bunu ancak Türk milleti yapabilir.

Şimdi havadan taarruz var Ankara ve İstanbul ağırlıklı. Helikopterle sokakları tarıyor, tanklar önüne geleni sürüklüyor. Tanklara karşı vatandaş göğsünü siper ediyor ama yukarıdaki uçakla helikoptere bir şey yapamıyor. Tabi Hava Kuvvetleri Komutanı'nı da derdest ettikleri için ulaşamıyoruz. Hava Savunma Komutanlığı var Eskişehir'de orayı aradık bir şeyler yapın dedik, şu uçakları durdurun, helikopterleri durdurun dedik. İnsanların üzerine ateş açıyorlar dedik. Bu vahşete seyirci kalmayın. Efendim Erzurum'dan gelecek uçaklar, yüklenmesi iki saat alır silahlar filan bir sürü mazeret. Biz de canımız sıkılmış bağırıyoruz işte efendim yazılı emir verin. Öyle diyince benim tepem attı. Ağzıma geleni söylemeye başladım. Bak dedim bu telefonda konuştuklarımız yazılı emirdir. Bunu ya şu anda uygularsınız ya da sonra bunun hesabını verirsiniz. Vurun kardeşim dedim vur emri veriyorum mazeret istemiyorum. Efendim şehrin üstünde uçuyorlar vurursak şöyle olur filan. Onlar insanları vuruyor, orada vurmayın önüne çıkın, taciz edin dışarı çıkın orada vurun, onu da mı ben öğreteceğim size. Artık sinirlenmişim her şeyi söylüyorum. Gecikmeler oldu ama yaptılar emri yerine getirdiler. Eğer onlar yapılmasaydı bu işte daha ağır bedeller çıkardı.

Onlar general seviyesinde ben orada 4 general seviyesinde arkadaşla muhatap oldum. Ama kayıtlarda vardır kim kimdir şu anda söylersem yanlış olur. 4 farklı isimle konuştum sonunda harekete geçirmeyi başardık.

Gece boyunca Genelkurmay Başkanı'yla temas kuramadık. Orada bu işin başında olanlar sürekli yanında bulunmuşlar ve ona Yurtta Sulh Konseyi mi ne onun şeyini imzalatmak için zorlamışlar ve Genelkurmay Başkanı da reddetmiş. Saati hatırlamıyorum ama 6-7 gibi Genelkurmay Başkanı arıyor dediler. Bizi serbest bıraktılar nereye gidelim dedi, bizi aldırın dedi. Bizde Çankaya'ya, Başbakanlığa aldıralım sizi dedik. Biz daha helikopter ayarlamadan herhalde oradan müsait bir helikopter verip gönderdiler. Ama ona ne zaman karar verdiler, artık bu işin bitiğine kanaat getirdikten sonra karar verdiler. Bu işin bir yenilgiyle sonuçlandığını gördükleri zaman o ara çünkü Akıncılar'da bombalanmıştı. Pistler önce daha sonra etrafındaki hangarlarda Cumhurbaşkanımıza arz ettik bombalamayı tekrarladılar. Böylece oradaki meselde asıl karargah, beyin orasıydı.

Bağlantısı olanlar bedelini ödeyecekler. Endişe edilmesin, yaşla kuru birbirinden ayrılacak.

Bu bir sıkıyönetim değil. Ekonomiyle ilgili maksatlı haberler yayıyorlar. Ekonomimiz birçok ülkeden iyi durumda.

Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmayacak. Her kurum saydamlaşmalı ve hesap verebilmeli.

Eğitimde bir sıkıntı yaşanmayacak. Askeri okullarla ilgili düzenleme yapacağız.

Terörle mücadelemiz kararlılıkla devam edecek. Darbecilere dersi verdik, onlara da veririz.

Rusya çok açık davrandı.