Başarmaya mecburduk

Yerli Kovid-19 aşımız Turkovac seri üretime geçti. Türkiye’yi 9 aşı üreticisi ülkeden biri yapan bu başarı için 500 kişilik ekip 18 ay boyunca gece gündüz demeden çalıştı. Ekipteki isimlerden biri olan Doç. Dr. Rabia Çakır Koç, “Başarılı olmanın dışında alternatifimiz yoktu. Hayalimiz ülkemiz için aşı yapmaktı” dedi.

Aybike Eroğlu
Turkovac’ın 18 aylık yolculuğunda aktif rol oynayan ekip, günde 20 saati aşan mesailerinin sonucunda başarıya ulaşmanın gururunu yaşıyor.

Türkiye’nin ilk milli aşısı Turkovac, Acil Kullanım Onayı (AKO) aldıktan sonra Şanlıurfa’daki tesislerde seri üretime başladı. Projenin her aşamasında aktif rol oynayan Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Başkan Yardımcısı ve Biyoteknoloji Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Rabia Çakır Koç, uzmanlar Kübra Tan ve Büşra Ahata Yeni Şafak’a konuştu.

KAMU-ÖZEL SEKTÖR İŞ BİRLİĞİ

Haziran 2021’den itibaren aşının seri üretimine ilişkin altyapı çalışmalarına başlandığını söyleyen Prof. Akdoğan, “Türkiye’deki aşı ekosistemini araştırdık. Bilimsel değerlendirmeler ışığında teknik kapasiteyi ortaya koyduk. Aşı üretiminde 13 basamak var, bunları gerçekleştirebilecek yeterliliğe sahip tesislerin araştırmasını yaparak, aşının nerede üretilebileceğini belirledik. Prof.Dr. Aykut Özdarendeli hocamız, üretici firma ve TÜSEB’in araştırmacıları seri üretim sürecine hazırlık safhalarını birlikte gerçekleştirdi. O nedenle özellikle vurgulamak istediğimiz husus şu, Turkovac kamu, üniversite ve özel sektör işbirliğinin en önemli ürünlerinden biri”

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/12/28/12/12/resized_30868-8cb8ddb7turkovacortadakidekupe.jpg

"DİJİTAL TEKNOLOJİLERİ ETKİN KULLANDIK"

Yaklaşık 18 ay süren Turkovac macerasında 3-4 saatlik uykuyla Ankara, İstanbul ve Urfa, arasında mekik dokuduk. Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı hastanelerde yaklaşık 5’er kişilik klinik ekipler var. Bu kişiler gönüllüler merkezlere ulaştıklarında onlara gerekli açıklamalarda bulunup onaylarını aldıktan sonra, testler yapıldı ve aşıları uygulandı. Gönüllülerimize ulaşırken için binlerce telefon araması yapıldı. E-nabız sistemine entegrasyon randevu için çok önemliydi, Turkovac dijital teknolojilerin etkin biçimde kullanıldığı bir süreç oldu.”

Turkovac sürecinde ailelerimiz bize çok destek oldular. Biz görevimizi yaptık, çok yorulduk. Bazen strese girdik. Beklentinin oluşturduğu bir baskı vardı. Toplumumuzun bu beklentisi bizi daha çok çalışmaya sevk etti ve motivasyonumuz sağladı. Türkiye, 24 yıl sonra üretim, 50 yıl sonra ise antijenden itibaren aşı geliştirmiş oldu. Savunma sanayinde İHA neyse, sağlık alanında Turkovac odur. Kendi aşımız gerçekten kendi gücümüzdür”

Prof. Akdoğan, TURKOVAC’ın acil kullanım onayını aldığını öğrendiğindeki hislerini şöyle aktardı: “Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadık. Aylardır gece gündüz demeden ter döktüğümüz aşının acil kullanım onayı almasının verdiği mutluluğu tarif edemem.”

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/12/28/12/12/resized_68359-b0d38ff7calisanlarasi.jpg

AŞI PROSES GELİŞTİRME SÜRECİ: 4 AY

Aşının Ar-Ge aşaması ile ilgili Türkiyedeki uzmanların son derece donanımlı olduğunu kaydeden Biyoteknoloji Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Rabia Çakır Koç, “Turkovac aşısının büyük ölçekli üretim prosesinin geliştirilmesi 4 ay gibi kısa bir sürede TÜSEB ve üretici firma araştırmacıları tarafından tamamlandı. Aslına bakıldığında bu ülkemiz için inanılmaz bir deneyim.” dedi.

NEDEN ŞANLIURFA?

Aşı inaktif Covid-19 aşısı olduğu için virüsün çoğaltılacağı merkezin BSL-3 ve GMP altyapısına sahip olması gerekiyordu. Milyonlarca doz aşı üretilmesi için bu özelliklere sahip olmanın yanı sıra yüksek kapasitede üretim yapabilecek bir altyapının da oluşturulması şart. Bunun için binlerce litre hacimde biyoreaktörlerde hücre ve virüs çoğaltılması gerekmekte. Yaptığımız teknik incelemeler sonucu Şanlıurfa’da kurulan tesisi bu altyapıda olduğunu gördük. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nda alanında uzman araştırmacılar da bu sürece katkı sağladılar.

HERKES SAHİP ÇIKMALI

TURKOVAC’ın çok büyük bir sorumluluk olduğunun altını çizen Koç, “Pandemi sürecinde aşı herkesin odak noktası oldu. Aşıya verilebilecek en büyük kıymet bu zamanda verildi. Ülke olarak biz bu süreçte aşı geliştirip üretebilir isek bunun arkası da gelebilecek, ülkemizde yerli aşı üretimi tekrar başlamış olacaktı. Yani önemli bir sürecin başlangıcıydı. O yüzden burada başarılı olmanın dışında alternatifimiz yoktu. Bu alanda çalışan bir bilim insanı olarak da kurabileceğim en büyük hayal ülkemizde insanlarda kullanım aşamasına gelecek bir aşı geliştirilmesiydi. Koşturmaktan duygusallaşacak vaktimiz olmadı belki ama aşının fabrikadan çıkış anını gördüğümde çok yoğun hisler yaşadım. Bu başarıyı tüm Türkiye sahiplenmeli, herkes sahip çıkmalı” diye konuştu. Biri 3 diğeri 8 yaşında iki çocuk annesi olan Çakır Koç, “Aylar süren bu süreçte ailem, eşim çok destek verdi, hepsi çok gurur duydu.

YEMEK MOLASI VERMEDEN ÇALIŞTILAR

TURKOVAC’ın tüm aşamalarında aktif rol alan Uzman Kübra Tan ise, “Fabrikadaki süreç gerçekten çok büyüleyiciydi. Bu sürecin bana en büyük katkısı, üretimin ne büyük emeklerle yapıldığını görmek oldu. TURKOVAC ’ın hayata geçmesi benim için gurur verici” diye konuştu. Tan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalıştığımız üretim tesisinde, insanların hissiyatını, özverisini, heyecanını gördüm. Olacak mı, oldu mu, hemen şunu hazırlamam lazım gibi bir telaşe.. Mesela bir işlem için 36 saat beklemek gerekiyor, başka bir işlem için 42 saat... Bırakayım, bir yere gideyim gibi şeyler yok. Yemek molası vermeden, saatlerce verilen emeğin adı TURKOVAC... TÜSEB kurumlar arası iletişimi ve entegrasyonu çok iyi sağladı. Bu irtibat başarıyı da beraberinde getirdi. Bizler deney yapar, sonuçlarına bakar makale yazarız, sunumlar hazırlarız. İlk kez bir tanesi insana ulaşabilme başarısı gösterdi. Geç vakitlere kadar toplantılar yaptık, hatta bir kez o kadar çok görüntülü toplantı yapmışız ki, wifi paketim bitmişti”

BİR GİRİYORLAR 10 SAAT SONRA ÇIKIYORLAR

Uzman Büşra Ahata ilk olarak Urfa’daki tesise ilk gittiğinde Covid-19 üretim bölümünün yeni kurulduğunu aktaran Ahata, “Hali hazırda işleyen bir tesis vardı ama aşı bölümünün kontrolleri devam ediyordu. Bu kapasite ve alt yapıya sahip bir aşı üretim tesisi görmemiştim. Türkiye’de böyle bir tesisin olması bu alanda çalışan biri için gerçekten büyüleyici bir şey. O ilk 2 hafta benim için oldukça etkileyiciydi. TURKOVAC’ın üretimi için ekipler fabrikada geç saatlere kadar çalışıyor. Üretimde görev alan personel kahvaltıdan uyuyana kadar tesiste idi, neredeyse tesiste yatıp kalkıyorlardı. O tulumların içinde maskeler kapalı, basınçlı bir ortamda saatlerce çalıştılar. Mesela üretilen hücrelere virüslerin atılması olarak açıklanabilecek inokülasyon aşaması var. Oldukça zor olan bu aşamada 10 saate varan bir mesai süreci oluyor, insanlar içeri bir giriyor, 10 saat sonra çıkıyor. TURKOVAC böyle bir özverinin ürünü”

TURKOVAC BUGÜNLERE NASIL GELDİ

TÜSEB’in 6 üniversite, biri özel firma olmak üzere 7 yerli aşı projesini desteklediğini söyleyen Akdoğan, “Prof. Dr. Aykut Özdarendeli hocamızın ekibiyle birlikte geliştirdiği inaktif aşı, ülkemizde şu ana kadar ürüne dönüşebilen tek aşı. Çalışmalar kapsamında virüsün sekanslarının yapılması ve konfirme edilmesinin hemen akabinde ise hayvan deneyleri yapıldı. Daha sonra ise Faz-1’e geçildi. Şubat ayında Faz-2 çalışması başladı. Haziran ayında ise Faz-3 aşamasına geçildi. Bu kapsamda iki farklı klinik çalışma hayata geçirildi. Birincisi primer Faz-3 denilen çalışma yani hiç aşı olmamış kişilere TURKOVAC uygulandı. Bir de 2 doz Sinovac olan kişilere rapel yani hatırlatma dozu olarak TURKOVAC yapıldı. 41 merkez 28 ilde gerçekleşen bu çalışmalar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en geniş kapsamlı klinik araştırmasıdır. TÜSEB’in tüm personeli TURKOVAC sürecinde aktif rol aldı”

ŞEHİR HASTANELERİNDE UYGULANACAK

KORONAVİRÜS
Yerli aşı için Turkovac izni çıktı

KORONAVİRÜS
Yerli aşı Turkovac acil kullanım onayını almıştı: İlk sevkıyat gerçekleşti

KORONAVİRÜS
Turkovac haftaya piyasada: Sinovac ve Biontech aşılarının tedariği devam edecek mi?