Barolar CHP’nin arka bahçesi mi?

28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz’da kayıplara karışan BAROLAR, ucu CHP’ye dokunan bir gelişme olduğunda anında meydanda beliriyor. YSK’nın seçim yenileme kararı sonrası İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere pek çok ilin barosu yine CHP’nin ardında sıraya dizildi.

Aybike Eroğlu
Yüksek Seçim Kurulu binasının karşısında mukim Ankara Barosu, 6 Mayıs’taki seçim yenileme kararının ardından yukarıdaki pankartlı eylemi yaptı.

Yargının sivil ayağını oluşturan barolar, 28 Şubat sürecinde olduğu gibi yine CHP'nin arka bahçesi gibi çalışmaya başladı. Çalınan binlerce oyu görmezden gelen barolar, hırsızlığa 'dur' diyen YSK ve AK Parti'yi hedef aldı. Siyasi partilerden bile hızlı davranan 49 baro, ortak bir açıklama yaparak YSK'nın kararının kabul edilemez olduğunu, kararın demokrasi tarihine 'kara bir leke' olarak geçtiğini öne sürdü. İzmir Barosu, CHP'li başkan Tunç Soyer ve ekibiyle birlikte sözde demokrasi nöbeti başlatırken, Ankara Barosu da seçim iptalinden hemen sonra YSK'nın tam karşısında olan binasına 'Hukuksuzluğun tam da karşısındayız' yazılı pankart astı.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/05/16/02/19/resized_f4a57-1f90fba0izmir.jpg

YSK’YI LİNCE KATILDILAR

Ankara Barosu bununla da yetinmedi. CHP örgütünün 'her sandığa bir avukat' çağrısına jet cevap vererek, İstanbul'daki sürece en az bin avukatla katılacaklarını açıkladı. YSK'nın 'tam kanunsuzluk' ilkesiyle iptal ettiği kararı 'hukuki dayanaktan yoksun' olarak nitelendiren İstanbul Barosu da CHP'den yana açık tavır aldı. Kararın siyasi baskılarla alındığını öne süren baro, 'seçimin değil iptal kararının şaibeli olduğunu' savundu. Avukat örgütlerinin YSK'yı linç kampanyasına son destek ise Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan geldi. Feyzioğlu, "YSK oy çokluğuyla verdiği İstanbul seçimlerinin iptaline ve yenilenmesine ilişkin karardan kamu vicdanı son derece rahatsızdır" dedi.

DARBELERDE HEPSİ DE GÖRÜNMEZ ADAM’I OYNUYOR

Oysa aynı barolar, ne vakit milli iradeyi hedef alan bir darbe girişimi meydana gelse ortadan kaybolmasıyla biliniyor. 15 Temmuz darbe girişimine karşı net bir mesaj veremeyen Ankara Barosu, darbenin birinci yıldönümünde ise darbecilerle mücadele için atılan adımları 'hukuksuzluk' olarak niteledi. HDP'liler hakkındaki soruşturmalara da tepki gösteren baro, Gezi isyanı, 793 şehidin verildiği hendek/barikat/çukur olayları ve 17/25 Aralık kumpaslarında da yine çok tartışılan eylemlere imza attı. 28 Şubat sürecinde dönemin Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen'in diğer yargı üyeleri gibi darbecilere destek veren tavrı bilinirken, YSK'ya karşı şaha kalkmış barolardan hiçbiri, AK Parti hükümetini hedef alan 27 Nisan e-muhtırasına karşı ses çıkarmadı. Hatta Ankara Barosu, bu utanç tablosunu daha da genişletti. Baro, e-muhtıraya dava açan hukuk müşaviri Kemal Vuraldoğan'ı derhal görevden aldı.

SEÇİM
Ne bu panik?