Bakan Soylu, Erzurum'daki bir otelde sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve iş insanlarıyla buluşmasında, Türkiye'nin terörle mücadelesine değindi.
Türkiye'ye karşı 20 yıldır yapılmayan ihanet, oyun, düzen ve tezgah kalmadığını ifade eden Soylu, "Gezi olayları tam bir kalkışmadır. PKK'nın, DHKP/C'nin, bütün terör örgütlerinin içerisinde olduğu kalkışmadır. Ardından 17/25 Aralık, tam bir kalkışmadır, tam bir darbe girişimidir. Ardından 15 Temmuz, bunların hepsinin arkasında Amerika vardır. Gelecek nesillere doğruyu çıplak bir şekilde anlatmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, Avrupa'nın bir iradesinin olmadığını, "iradesi var" diyenlerin de yanıldığını belirtti.
PKK'nın dinsiz bir örgüt olduğunu söyleyen Soylu, şöyle konuştu:
"FETÖ'nün Türkiye'ye ve dünyaya getireceği şey, İslam'ı laçkalaştırmak. Peki PKK'nın yaptığı ne? Doğu ve Güneydoğu'nun en önemli karakterinden bir tanesi din-i mübin-i İslam'ı alabora etmektir. Kendi anlayışından uzaklaştırmak. İlk önce Marksist ve Leninist daha sonra tamamen bütün tezini Amerika'nın yazdığı bir anlayış içerisinde Doğu ve Güneydoğu'yu kendi inancından, kendi gelenek ve göreneklerinden, tarihinden, geçmişinden soyutlayıp kendi dininden ayırmaktır. FETÖ'nün hedefi de İslam dinidir. Sadece bu mu? Hayır. Amerika'nın ürettiği ve imalatını bu coğrafyaya nakşettiği DEAŞ. Onun da hedefi İslam'dır. Bizi kendi istikametimizden birlik ve beraberlikten ayırmak, Müslümanları birbirine düşürmek."
"Devlet ile halk arasında kopukluk istiyorlardı"
Soylu, Pakistan’a yapılan ziyaretten bahsederek, gittiklerinde sular altında kalan bir ülkeye sadece Türkiye’nin yardım ettiğini ve sadece Türk bayrağının orada dalgalandığını gördüklerini söyledi.
Terör örgütü PKK'nın 20 yıldır halkı birbirine düşürmek ve devlete karşı kışkırtmak için geri kalmışlığı kullandığını belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Kürtler Doğudan, Güneydoğudan niye geliyordu? Sadece Kürtler değil, Türkler de niye geliyordu? Yol yok, hastane yok, okul yok, öğretmen yok, doktor yok. Kış 6 ay, her yer kapalı. Nereye gidecek insanlar? Ekonominin, sanayinin, işin, okulun, sağlığın geliştiği yerlere gidiyordu. Tabii bir de terör. Terör bunu istismar etti terör dedi ki, ‘Türkler bilerek buraya hizmet etmiyor. Size kötülük ediyor, bilerek yapıyor.' Türkiye’nin birçok yerinde geri kalmışlık söz konusuydu ama onlar bunu istismar etti. Devlet ile halk arasında kopukluk istiyorlardı. Şimdi ne oldu biliyor musunuz? Doktor, hastane, öğretmen, havalimanı var. 81 ilde üniversite var. Gençlik merkezleri, kütüphaneler var. Türkiye’nin doğusu ile batısı arasında gelişmişlik farkı var mı? Aslında var çünkü doğuda gelişmişlik daha fazla. Terör örgütlerinin elinden bu istismar alındı, yılmadan, usanmadan. Bazı dönemlerde iftiralar attılar. Meclis'te karşı karşıya kaldığımızda nasıl iftiralar attıklarını, nasıl bize düşmanlıklarla yaklaştıklarını dün gördük. Meclis'te bize bunu yapan masum vatandaşımıza ne yapmaz? Daha fazlasını yapar."
"Türkiye iki şeyi, iyi becerdi"
Zeytin Dalı Harekatı döneminde yaşananlara da değinen Soylu, o dönem Türk mühendislerin yaptıkları girişimlerle kahraman askerlerin çaresiz bırakılmadığını aktardı.
"Teröristler dağlarda gezemeyecek" ifadesini kendisinin 4 yıl önce kullandığını hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
Bakan Soylu, gençlerin kandırılmaması için de büyük çabaların harcandığını, onların artık üniversitelere gitmeye başladığını dile getirdi.
Batı'ya ve etrafındaki coğrafyadaki ateş topuna rağmen bir ülkeyi tacizlere karşı bariyer oluşturup koruyabilmenin çok önemli olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
"Suriye şu anda birtakım terör örgütlerinin bazı topraklarının elinde olduğu, kendi otoritesini bile tam anlamıyla sağlayamadığı ülke. Peki Irak öyle değil mi? İran uzun yıllardan beri ambargoyla karşı karşıya değil mi? Bütün bunlara rağmen Türkiye'yi bu istikrarsızlık çemberi içerisinde, istikrar içerisinde tutabilmek belki de tarihin en zor işidir. Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye bu en zor işi becermiştir. İstikrarsızlığa kendisini itmeye çalışanlara karşı bu ülke istikrar içerisindedir."
"Krizleri itibar çözer"
Soylu, bazı ülkelerin gıda krizini çözemediğini belirterek,"Karşı karşıya kaldıkları gıda krizini kendileri çözebildiler mi, çözemezler. Çünkü itibarları yok. İtibar çözer, krizleri itibar çözer, onlar Türkiye'nin ayağına, Tayyip Erdoğan'ın ayağına gelmezlerdi ama baktılar ki bütün dünya kendilerinin başarısızlığını çok güçlü şekilde yargılayacak, tıpış tıpış Tayyip Erdoğan'ın ayağına ve Türkiye'nin ayağına geldiler. Türkiye burada itibarını ortaya koydu." diye konuştu.
Ülke olarak çok önemli badirelerden geçtiklerine işaret eden Soylu, rahmetli dedesiyle İstanbul'da Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile ilgili aralarında geçen diyaloğu anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
"Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi bu ülkenin namusu ve istikbalinin garantisidir"
Soylu, Ayasofya-i Kebir Camii'nin sadece fethin sembolü olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi bu ülkenin namusu ve istikbalinin garantisidir. Tayyip Erdoğan bu ülkede, bu milletle inancıyla, mücadelesiyle öyle büyük adımlar atmıştır ki bu adımların sadece başlangıç olduğunu söylemek isterim. Vallahi dünyayı görüyoruz, ayağa kalktık, öyle yürüyüş yaptık, öyle bir yürüyüş yapacağız ki sadece cennet coğrafya değil, etrafımızdaki coğrafya bizle bir bütün olacak. Bugün Doğu Akdeniz'de enerji arıyoruz. Bizim burnumuzu sokturmazlardı, kimse kusura bakmasın. Recep Tayyip Erdoğan, İlham Aliyev ile öyle bir strateji ve güçlü adım attı ki uzun zamandır böğrümüze hançer gibi saplanan Karabağ meselesini tereyağından kıl çeker gibi bitirdi. Bunlar kolay işler değil. Kapalı Maraş açık Maraş'a döndü. Allah'a hamdolsun, bunlar büyük işler, çok güçlü işlerdir."
Erzurum'da açılışını yaptıkları otelin hayırlı olmasını dileyen Soylu, birlik olunduğunda Müslümanların ve ülkenin önünü kesmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini sözlerine ekledi.