Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz meselelerinde Yunanistan’ın haksız olduğunu Avrupa ülkelerinin de bildiğini, diğer yandan Atina’yı en çok kışkırtan ülkenin Fransa olduğunu ifade etti. Fransa’nın tutumunu eleştiren Çavuşoğlu, Macron yönetimine ilişkin şu mesajları verdi: “Fransa önce Suriye’nin kuzeydoğusunda Barış Pınarı Harekatımızla bir terör devleti kurma planı suya düşünce çok sinirlendi ve ‘niye bizden izin almadınız’ gibi küstahça edalara büründü. Ben yanı başımda terörle mücadele ederken Fransa’dan izin mi almam lazım ya da görüş mü almam gerekiyor? Fransa, Libya’nın doğusundaki gayrimeşrû silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e destek vererek çok büyük bir yanlış yaptı. Hafter yenildi ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron histerik bir hale büründü. O histeriyle beraber ne yapacağını şaşırdı. Hemen arkasından Doğu Akdeniz’de bizim gemilerimizin onların gemilerini taciz ettiğini söyledi. Bunu belgeleyemedi, rezil oldu.”
SÖMÜRMÜŞ TÜKETMİŞLER
“Fransa, Türkiye’nin zor zamanlarında yardım götürdüğü Lübnan’ı arka bahçesi gibi gördü. Macron oraya bir sömürgeci edasıyla gitti. Bir taraftan oradaki cumhurbaşkanı dahil herkesi aşağılıyor. Yönetimi ve insanları aşağılıyor, tepeden bakıyor. Fransa’ya da tavsiyem bu histerik davranışların kimseye bir faydası yok. Fransa’yı gülünç duruma düşürüyor. Biz NATO üyesi iki ülkeyiz. Bugüne kadar Suriye konusunda fikirdaş ülkeydik; Barış Pınarı’na kadar. Bu tür davranışları bırakıp gelip bizimle nasıl iş birliği yapabiliriz diye konuşması gerekiyor. Biz yurtdışı ziyaretlerimizi ‘kazan-kazan’ anlayışıyla yaparız. En son Haiti ziyaretimde de gördüm ki, Fransa gittiği her yeri sömürmüş, bitirmiş, tüketmiş. En az gelişmiş ülkelere baktığımız zaman bunların büyük bir çoğunluğu Fransa’nın eski sömürgesi olan ülkeler. Ama biz oraları şimdi ihya etmek için gidiyoruz. Fransa bundan da rahatsız. Firmalarımızın buralara gitmesinden de rahatsız. Ama onlara bakmıyoruz. Biz bu ülkelerde, Afrika’da, Latin Amerika’da, dünyanın her yerinde ve coğrafyamızda kazan-kazan anlayışıyla ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.”