Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, A Haber televizyonunda Murat Akgün'ün konuğu olarak gündeme dair soruları yanıtladı.
Türkiye, Rusya, İran ve Esed rejiminin dışişleri bakan yardımcılarının geçen hafta Moskova'da yaptığı görüşmenin ardından söz konusu dört tarafın dışişleri bakanlarının bir araya gelmesinin mümkün olup olmadığı sorusu üzerine Çavuşoğlu, aşama aşama bir yol haritasının planlandığını ve bu konuda savunma bakanları ve istihbaratlar düzeyinde daha önce görüşmeler olduğunu anımsattı.
Son olarak dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki toplantının ardından "diyalog" vurgusu yapıldığına işaret eden Çavuşoğlu, "Önümüzdeki süreçte dörtlü düzeyde yine İran da biliyorsunuz dahil oldu, dışişleri bakanları düzeyinde de bir toplantı planlanıyor. Sayın (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov'un Ankara ziyaretinde de bunu görüştük. Sayın Cumhurbaşkanımızın kabulünde de yine ele aldık. Mayıs ayı başı gibi bir dönemde gerçekleşeceğini düşünüyoruz, Ruslardan aldığımız ön bilgiye göre. Moskova'da Rusya'nın ev sahipliğinde olacak." dedi.
Çavuşoğlu, bu angajmanın amacının herhangi bir sonuç doğurmayan siyasi süreci yeniden canlandırmak olduğunu belirterek Astana formatı, uluslararası inisiyatifler gibi grupların bir araya geldiğini ancak henüz sonuç alınamadığını anımsattı.
"Terörle ortak bir mücadele yapmamız gerek"
Suriye'de kalıcı çözüm ve barışın hem Suriye hem de herkes için önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biliyorsunuz bizim operasyonlarımızla bir terör koridoru oluşamadı, biz bunu engelledik. Gerek DEAŞ'a gerekse de YPG/PKK'ya karşı harekatlarımız bu koridorun oluşmasını engelledi. Ama halen hem bize yönelik tehdit oluşturan hem de Suriye'yi bölmeye çalışan YPG/PKK terör örgütü Suriye'nin özellikle kuzeydoğusunda faal. Diğer taraftan DEAŞ dağılsa da hücreler var. Terörle ortak bir mücadele yapmamız gerek. Türkiye, Suriye diğer katılacak ülkeler, İran'ın da rahatsızlıkları da var. "
Çavuşoğlu, Suriye'de YPG/PKK'ya sıcak bakmayan Kürtlerin de olduğunu, teröristlerle Kürtlerin iyi ayırt edilmesi gerektiğini belirterek angajmanın amaçlarından birinin de gerek Türkiye'den gerekse komşu ülkelerden Suriyelilerin güvenli bir şekilde Suriye topraklarına döndürülmesi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Beşşar Esed ile görüşmesinin gündemde olup olmadığı ve Esed rejiminin Türkiye'deki seçim sonuçlarını beklediğine ilişkin uluslararası medyadaki haberlere ilişkin Çavuşoğlu, "Seçim öncesi ya da sonrası rejimle, Esed'le veya onlarla bakanları ile görüşmenin bize seçimde avantajı olmaz, belki dezavantajı olur ama biz burada seçim hesabı yapmıyoruz. 11 yılı aşkın devam eden bir krizin bu yolla da diğer yöntemlerle bir çözüme ulaşmadı. Ülkenin yeniden inşası için de kalıcı barış lazım." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Suriye sorununun çözümüne yönelik seçeneklerin gözden geçirildiğine işaret ederek şunları kaydetti:
"Bu yol haritasında önce istihbarat, savunma bakanları, dışişleri bakanları ki bunun hazırlık toplantısı yapıldı. Ve en son liderlerin bir araya gelmesiydi. Önce bir dışişleri bakanları olarak bir araya gelelim. Liderler düzeyinde bizim aslında yapacağımız toplantı tabii ki siyasi bir görüşme olsa da olası bir liderler zirvesinin hazırlığını da yapmak olacak. Ama nihayetinde tüm bu görüşmelerin amacı bu siyasi süreci canlandırmak, kalıcı istikrar barış, terörle mücadele, Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğünün garanti altına alınması ve Türkiye'deki ve diğer komşu ülkelerdeki, tabii bizim angajmanızda tabii Türkiye'den dönecek Suriyeli göçmenlerin Suriye'ye güvenli bir şekilde geri dönmesi."
Irak'ın kuzeyinde düşen bir helikopter ile terör örgütü PKK/YPG'nin hava araçlarına sahip olduğunun ortaya çıkmasına ilişkin Çavuşoğlu, Türkiye'nin her zaman bazı Batı ülkelerinin bu terör örgütünü desteklediğini söylediğini anımsattı.
Çavuşoğlu, "Bizim edindiğimiz bilgiye göre teröristlerin kullandığı helikopterleri, Süleymaniye yönetimi daha doğrusu Talabani'nin partisi ve Süleymaniye yönetimi, yani Kürt Bölgesel Yönetimi içinde bir Erbil var bir Süleymaniye var kendi aralarında da çok ciddi çekişmeler var, ciddi düzeyde gerginlikler de oluyor. Biz tabii onların içişlerine karışacak değiliz ama gerginliğin herkese olumsuz etkisi olur. Sonuçta burada Talabani'nin partisi Fransa'dan alıyor bu helikopterleri ve bu teröristlerin kullanımına tahsis ediyor. Hava sahasının kontrolü ABD'de, dolayısıyla bu uçuşlardan ABD'nin de haberi var." ifadelerini kullandı.
Söz konusu helikopterlerin PKK/YPG'ye ait olmadığını, Süleymaniye'nin tahsis ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, PKK/YPG'nin elinde uçak olduğuna dair ellerinde bir bilgi olmadığını kaydetti.
Çavuşoğlu, "Sonuçta kullandıkları havaalanı neresi? Uluslararası Süleymaniye Havaalanı. Herkesin kullandığı havaalanını kullanıyorlar, sivil havaalanı ve PKK artık buralara kadar nüfuz etmiş. Artık PKK Süleymaniye’de herkesin özellikle Talabani'nin partisini tamamen kontrol altına almış. Artık yavaş yavaş sadece parti değil, yönetim değil, havaalanı ve diğer stratejik yerlere de sızmış, sızıyor. Erbil'e giremediler, o yüzden Erbil'i zayıflatmak için de sürekli farklı yöntemleri izliyorlar. Ama Süleymaniye'de artık PKK her yeri kontrol ediyor diyebiliriz. O nedenle hava sahasını kapattık." diye konuştu.
Talabani'nin üst düzey yetkililerinin Türkiye'ye ne yanıt verdiği sorusuna Çavuşoğlu, "Bunlar her zaman inkar ediyorlar. Ama parti içinde daha önce de söylemiştik, görüştüğümüz kişiler PKK'nın artık tamamen partiyi kontrol ettiğini söylüyorlar." dedi.
Çavuşoğlu, nerede olursa olsun PKK/YPG'li teröristlerin Türkiye'nin meşru hedefi olduğunun altını çizerek, "PKK'ya Kuzey Irak’ta operasyonlarımız devam edecek, aynı şekilde Suriye’de de devam edecek. Çok stratejik hedefleri vuruluyor. Bunlar devam edecek, sonuna kadar devam edecek." diye konuştu.
"ABD ile anlaşmazlıklar devam ediyor"
ABD ile YPG/PKK'ya verilen destek, FETÖ meselesi ve yaptırımlar gibi anlaşmazlık konularının devam ettiğine değinen Çavuşoğlu, ABD Başkanı Joe Biden'ın teklifiyle stratejik komite kurduklarını ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ankara ziyaretinde komitenin yılda 2 kez toplanmasında mutabık kaldıklarını söyledi.
Çavuşoğlu, "Amaç var olan sorunları çözmek, diğer taraftan da pozitif gündeme odaklanmak. Bir taraftan da ABD'nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lehine dengeyi bozduğunu da açıkça görüyoruz. Bunu verdikleri destekten de görüyoruz. Silahsızlandırılmış adaların statüsünü Yunanlılar ihlal etti ve Birleşmiş Milletler'e (BM) başvurduk. Bunun egemenlikle doğrudan orantılı olduğunu da söyledik. Ama verdikleri zırhlı araçlardan bazıları adalara gitti. En son Rum kesimine denizaltı demirledi. Bu anlamda dengeyi bozduklarını görüyoruz. Oysa ABD, dürüst bir arabuluculuk yapmak istiyorsa, -Atina'ya ve bize geliyorlar, diyalog başlasın diye telkinlerde bulunuyorlar- bunun için daha objektif ve dengeli olması gerekiyor." diye konuştu.
ABD Kongresi'nde F16'lar konusunda itiraz eden senatörler olduğunu ve onların ikna edilmesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, ABD yönetimi kararlı durursa bunları aşabileceklerini belirtti.
Çavuşoğlu, Kongre üzerinde son zamanlarda ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake dahil, yönetimin bazı yoğun çalışmalarının da olduğunu, bazılarının Kongre'de İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini ön şart gibi Türkiye'nin önüne koymaya çalıştıklarını ifade etti.
Bunu Türkiye'nin kabul edemeyeceğini söylediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, "Başından beri Finlandiya'ya daha sıcak baktığımızı söylemiştik. Finlandiya'nın üyelik sürecini İsveç'ten ayırdık. İsveç, mutabakatla ilgili adımları atarsa ondan sonra değerlendirebiliriz. Şu an o noktadan çok uzak noktada. Kendileri, genel sekreter, bazı müttefikler, 'İsveç üzerine düşeni yaptı, NATO'ya alalım' dese de henüz o noktaya gelmediler. Terörle mücadele, yeni yasa, 1 Haziran da yürürlüğe girecek." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, F-16 ile ilgili ABD'de "seçimi bekliyoruz" havası görmediklerini ancak Kongre'yi ikna etme çabalarının yoğunlaştığını dile getirdi.
F-16 konusunun parti veya ittifak konusu olmadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, F-16'ların silahlı kuvvetlere teslim edileceğini ve ön koşulla alınmasının mümkün olmadığını her zaman söylediklerini aktardı.
"Yunanistan'la pozitif atmosferin kalıcı olması gerek"
Çavuşoğlu, Yunanistan ile pozitif atmosferin kalıcı olması için yıllardır çözülemeyen, karmaşık sorunların çözümü konusunda adım atılması ve bu adımları atmak için de pozitif atmosferin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Bunun için Ege'de özellikle gerginliklerden ve ihlallerden vazgeçilmesi gerektiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz'de işbirliğini ön plana çıkarmamız lazım. Kimsenin hakkında gözümüz yok. Kendi ve KKTC halkının hakkını da her zaman koruyacağız. Doğu Akdeniz'de Yunanistan, KKTC, GKRY, İsrail, Mısır, Lübnan var. Şartlar oluştuğu zaman Suriye var. Bir sürü ülke var, Libya ve Filistin var. İşbirliğine gitmek lazım. Ege konusunda aidiyeti belli olmayan adalar, ihlaller, hava sahası meselesi var. 6 mil üzerinde, 10 mil talepleri var. Kara sularının 6 milden 12 mile çıkarılması konusunda bazı söylemler oluyor." dedi.
Çavuşoğlu, bu pozitif atmosferde bunların müzakere edilmesi ve nasıl çözüleceğine karar verilmesi gerektiğini, hepsinin bağlantılı olması nedeniyle paket halinde çözülmesinin daha iyi olduğunu söyledi.
Daha önce görüşmeler olsa da somut adım olmadığını kaydeden Çavuşoğlu, iki ülkenin de seçim atmosferinde olduğunu, seçimden sonra Kıbrıs konusunda, diğer meselelerde gayri resmi görüşerek sorunların nasıl çözüleceğini dair adımlar atılması gerektiğini belirtti.
Çavuşoğlu, tüm gerginliklere rağmen turizm sezonunda karşılıklı olarak askeri tatbikatların yapılmaması gibi bir girişimin, karşılıklı bir jest olacağını ve uzlaşının da olabileceğini göstereceğini ifade etti.
Daha önce Yunanistan'ın gerginlik ortamında bu girişimleri ihlal ettiğini anımsatan Çavuşoğlu, bu tür jestlerin, karşılıklı anlaşmaların devam etmesi gerektiğini, Yunanistan kabul ettiği takdirde bu konulara Türkiye'nin de müspet yaklaşacağını vurguladı.
Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, bu hafta Ankara'ya gelecek
Çavuşoğlu, Kahire ziyaretinde Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile yaptıkları basın toplantısında Mısır'la karşılıklı büyükelçilerin atanması konusunda çalışmalara başladıklarını söylediklerini anımsatarak, "Cumhurbaşkanlarının bir araya gelmesi seçim sonrasına kalırsa, belki Samih Şukri'nin Ankara ziyaretinde bunu (büyükelçi atamasını) açıklayabiliriz. Bu hafta inşallah kendisini bekliyoruz. Arkadaşlar üzerinde çalışıyorlar, çarşamba günü açıklama yapabiliriz." ifadelerini kullandı.
Şukri'nin deprem sonrasında Adana ve Mersin'e geldiğine, Hatay bölgesinde inceleme yaptığına değinen Çavuşoğlu, kendisinin Kahire ziyaretinin de pozitif ve sonuç odaklı geçtiğini belirterek, somut adım atma zamanının geldiğini dile getirdi.
"Mescid-i Aksa konusundaki hassasiyetlerimiz değişmez"
İsrail'deki istikrarsızlığa ilişkin Çavuşoğlu, "Bu İsrail'in iç işleri, o konuda çok yorum yapmak istemeyiz. Bir ülkede, bölgede yaşanan her türlü gerginliğinin yansıması da oluyor. İsrail'in, İsrail kuvvetlerinin Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve tarihi statüsünü ihlal edecek adımları rahatsız ediyor. Hem de ramazanın tam ortasında. Kendilerini bu konuda uyardık, taahhütte de bulundular." dedi.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önceki görüşmelerde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetlerini ve endişelerini aktardığını söyledi.
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in de depremden sonra Türkiye'ye geldiğini ve destek verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Biz o görüşmelerde teşekkür ettikten sonra ramazan yaklaşıyor ve ramazanda özellikle, Yahudilerin Hamursuzlar Bayramı'na da denk geliyor. Burada gerginlik olabilir, her türlü tedbiri almalarını ve Mescid-i Aksa'ya Müslüman olmayanların girmemesini söylemiştik. Geçen sene de bir gerginlik oldu. Son 10 günde, önceki hükümet, Müslüman olmayanları Mescid-i Aksa'ya almama kararı almıştı." diye konuştu.
Çavuşoğlu, hükümet koalisyonunun içinde aşırı ırkçı ve faşist partiler olduğunu belirterek, gerekli tepkiyi gösterdiklerini, İsrail Dışişleri Bakanı Cohen ile de telefonda konuştuklarını, Türkiye'nin bu konudaki rahatsızlığını, daha önceki uyarı ve endişelerini hatırlattıklarını dile getirdi.
Cohen'in orada provokasyonlar olduğunu ve video göndereceklerini ifade ettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Görüntüler ortada. Cami içinde ibadet eden insanların nesi provokasyon? Hangi hareketi provokasyon? Namaza duran insanları ittirerek, daha sonra çıkmak istemeyenlere nasıl insanlık dışı şiddet uyguladıklarını gördük. Bu tür şeylerin herhangi bir gerekçesi olamayacağını da söyledik. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. İsrail'le başlatılan diyalog, bizim hassasiyetlerimizi hiçbir zaman etkilemez. Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa konusundaki hassasiyetlerimiz değişmez. Bunu, İsrail'in kendisine de söyledik." dedi.
Ermenistan ile sınırın açılması ve karşılıklı büyükelçi atanması konusunda gelişmelere ilişkin Çavuşoğlu, "Yakın bir dönemde olmayabilir önce diğer adımları atmak lazım." dedi.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sürecin de önemli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, burada kalıcı bir barış anlaşmasının imzalanması için Türkiye'nin elinden gelen desteği sağladığını vurguladı.
Çavuşoğlu, Ermenistan ile hava sahasının açıldığına işaret ederek, "Kara sınırında bu deprem (6 Şubat) sebebiyle açılmıştı bir de 99 depreminde açılmıştı. Daha önce de Ermenistan'da yine bir deprem olduğu zaman biz de Ermenistan'a destek olmak için o kapıyı kullanmışız. Öncelikle bu kapının açılabilmesi için siyasi şartlarla beraber, bu kapıya hizmet eden yolların ve köprülerin de sağlamlaştırılması ve tamir edilmesi gerekiyor. Yıllardır kullanılmadığı için. Ayrıca bir tarihi ipek yolu köprüsü var. 900 yıl önce yapılmış. Bir ayağı Ermenistan tarafında bir ayağı Türkiye tarafında. Bu köprünün de yeniden inşa edilmesiyle ilgili bir mutabakata vardık." diye konuştu.
Her aşamada Azerbaycan ile istişare edildiğini ve Ermenistan'a da bunu yadırgamaması gerektiğini söylediklerini aktaran Çavuşoğlu, "Bu kapıların diplomatik pasaport sahiplerine ya da üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik açılabilmesi önce fiziki şartların da oluşturulması gerekiyor. Bu yönde teknik çalışmalar devam ediyor." dedi.
"(Kılıçdaroğlu'nun AB ile vize serbestisi vaadi) Bu yönde AB'nin karar alması lazım"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidara gelirse 3 ay gibi bir sürede Türklerin vizesiz Avrupa Birliği (AB) ülkelerine girebileceği açıklamasını değerlendiren Çavuşoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun kendisi tek taraflı karar mı alacakmış? Bu yönde AB'nin karar alması lazım. AB son iki yıldır bu kalan 6 kriterin müzakereleri için üst düzey toplantıya bile maalesef yanaşmıyor. Dolayısıyla AB bir seçim vaadinde mi bulundu Kılıçdaroğlu'na? Kılıçdaroğlu'nun önce bunları açıklaması lazım." ifadelerini kullandı.
AB ile vize serbestisi için atılması gereken adımlar olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi terörle mücadele. Terörle mücadele yasasında değişiklik istiyorlar. Yani bu PKK'nın, YPG'nin, FETÖ'cülerin istediği bazı değişiklikler mi yapacaklar? Ne yapacaklar bilelim de millete böyle boş vaatlerde bulunuyorlar. Ya da doğruysa da nasıl yapacaklarını söylesinler. Sonuçta bu AB'nin alacağı bir karardır, Kılıçdaroğlu'nun tek taraflı alacağı bir karar değildir. 'Sana Söz' demekle de bu işler olmaz. Bunun nasıl olacağını da içini de doldurması lazım. Boş vaatlerde bulunmaması lazım."
Çavuşoğlu, vize serbestisi konusunda çaba sarf ettiklerini de vurgulayarak, "Ama bunun bir yolu var yöntemi var, yapılacak ortak çalışmalar var ve AB'nin yanaşmaması var. AB, 'Biz şimdi AK Parti iktidarı, Erdoğan varken buna yanaşmıyoruz, siz gelirseniz bunu sizinle yaparız' dediyse bunu da bilmemiz lazım. Çünkü dış politikayla ilgili konuşulan her şeyin devletin arşivlerine kayıtlı olması lazım." dedi.
"(Rusya-Ukrayna Savaşı) Ciddi çatışmalar bizi bekliyor"
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda her iki tarafın da daha büyük taarruzlara hazırlandığını belirten Çavuşoğlu, "Her iki tarafın da çatışma bölgesine, ilave silah ve personel gönderdiğini görüyoruz. Ukrayna'ya tabii birçok ülke başta tanklar olmak üzere ağır silahlar da verdi. Dolayısıyla Ukrayna hazırlanıyor. Ukrayna kendi topraklarını geri almaya çalışıyor. Rusya 'Ben artık referandum yaptım, buralar artık benim' diyor. Dolayısıyla bu bölge için ciddi çatışmalar bizi bekliyor. Hazırlıklardan bunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin bir taraftan Ukrayna'nın sınır ve toprak bütünlüğünü desteklerken diğer taraftan her iki ülkeyle de görüşerek tahıl anlaşması dahil birçok alanda netice alındığına işaret etti.
Çavuşoğlu, "Tabii böyle bir çatışma ya da gerginliğin büyümesinin herkese olumsuz etkisi var. Bugüne kadar savaşın etkisi olduğu gibi bunun etkisini herkes hissedecek, bu kaçınılmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Geçen hafta NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katıldığını ve müttefikleri dinlediğini anımsatan Çavuşoğlu, "Müttefiklerin özellikle de Batı'daki müttefiklerin, kesinlikle savaşın taraflı olmaması yönünde kararlılığını bir kez daha gördük. Ukrayna'nın yan komşuları Baltık ülkeleri, Polonya gibi ülkelerin pozisyonları farklı olabilir ama tabii NATO'da her şey konsensus ile kararlaştırılır." diye konuştu.
Türkiye'nin bölgede gerginliğin tırmanmasını ya da savaşın alevlenmesini istemeyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "İki taraf da şu anda taarruza hazırlanıyor. Belki bunu gördükten sonra iki taraf da kazanamayacağını anlayabilir. Başından beri Cumhurbaşkanı'mız hep söylüyor, 'Savaşın kazananı olmayacak, zaten savaşın kazananı olmaz, barışın da kaybedeni olmaz' diyor. Ve müzakere masasına dönmek gerekiyor. Bazı Batı ülkelerinin de bu savaşın sonunda kazananın olmayacağını anlamaları bakımından da faydalı olabilir diye düşünüyorum. Müzakere yoluyla buradan netice alınmasını biz temenni ederiz." dedi.
Putin ya da Erdoğan'ın planlanmış ziyaret yok
Çavuşoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Moskova'ya bir ziyaretinin planlanmadığına işaret ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefon görüşmeleri yaptığını vurguladı.
Türkiye'nin topyekün diplomasi ile Rusya-Ukrayna Savaşı'nın çözümü için çalıştığını belirten Çavuşoğlu, bu konuda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere birçok kişi ve kuruluş yetkilisiyle temasta olduklarını kaydetti.
Çavuşoğlu'ndan seçim yorumu
Çavuşoğlu, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, tekrar milletvekili adayı olarak gösterildiğini ve güzel bir kampanya süreci yürüteceklerini kaydetti.
Fırsat buldukça Türkiye'nin diğer illerinde de programlar yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayan Çavuşoğlu, yurt dışındaki vatandaşların da seçimleri heyecanla beklediğini belirtti.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Vatandaşlarımızın milletimizin teveccühüyle Sayın Cumhurbaşkanı'mız tekrar seçilecek. Milletimiz şunu görüyor bu dış politikadaki atılan adımlar, istikrar, dış politikada Türkiye'nin önemli, küresel bir aktör haline gelmesi. Maalesef bir deprem yaşadık, şehirlerimizin yeniden inşaası ve ihyası önemli. Ama esas ikinci asrımızın Türkiye Yüzyılı olabilmesi için ve dünyadaki bu güç savaşlarının olduğu bir dönemde ve paylaşımın olduğu bir dönemde Türkiye'nin istikrarının ve gücünün korunması gerekiyor. Milletimiz de bunu biliyor. Bunu Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın yapabileceğini başkasının da yapamayacağını milletimiz gayet iyi biliyor. 14 Mayıs'a kadar bir taraftan dış politika, bir taraftan da sahada kampanya çalışmaları ikisini birlikte götüreceğiz."