Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Bakan Akar başkanlığında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları ve bakan yardımcılarının katıldığı video konferans yöntemi ile yıl sonu değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda, Afganistan, Katar, Somali, Bosna Hersek ve Kosova ile Libya Görev Grubu Komutanı, NATO Karargahı'ndaki Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanı, KKTC'deki Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı, Muharip Hava Kuvveti ve Donanma komutanları, devam eden faaliyetler ve sahadaki son duruma ilişkin bilgi verdi, bir yıllık değerlendirme yaptı.
35 subay göreve başlayacak
Akar, 44 günde başarıyla tamamlanan harekatın ardından, 9 Kasım'da ateşkes ilan edildiğini belirterek, sonrasında Rusya Savunma Bakanı ile yaptıkları mutabakatla ortak merkezin çalıştırılmasını kararlaştırdıklarını vurguladı. Akar, "Personelimiz Azerbaycan'a gitti, orada hazır bekliyor. Ortak merkezin inşasının bitmesi ve faaliyete geçmesinin ardından bir general 35 subayımız, derhal göreve başlayacaklar." diye konuştu.
"Can kardeşlerimizin haklı mücadelesinde yanlarında olacağız"
Ayrıca, bölgedeki mayın ve el yapımı patlayıcı ile mücadele kapsamında, TSK unsurlarının faaliyetlerinin devam ettiğini aktaran Akar, "İnsani yardım faaliyetleri çerçevesinde Azerbaycanlı kardeşlerimize elimizden gelen desteği yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Azerbaycanlı can kardeşlerimizin haklı, şerefli mücadelelerinde onların yanında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz." dedi.
"Siyasi çözümü destekliyoruz"
Türkiye ve Libya arasında 500 yıllık ortak tarih ve kültür bağlarının bulunduğunu belirten Akar, herkesin uzak durduğu bir dönemde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla Türkiye'nin Libya ile iş birliği yaptığını anımsattı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Libya'da yapılan anlaşma kapsamında, askeri eğitim, iş birliği, danışmanlık faaliyetini yerine getirdiğini dile getiren Akar, çalışmalar sonucunda yaklaşık 3 bin Libyalının eğitim aldığını söyledi.
"Hiçbir oldubittiye fırsat vermeyeceğiz"
Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta tüm sorunlarına iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, uluslararası hukuka dayalı, siyasi çözümler bulma gayretinde olduğunu ifade eden Akar, şöyle konuştu: "Uluslararası hukuk, ikili anlaşmalar ve teamüller çerçevesinde, Türkiye'ye ait olan haklara karşı çok ciddi tacizler olmaktadır. Bunlara karşı da biz ülkemizin, milletimizin hak alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamak için de gece-gündüz demeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Hiçbir oldubittiye fırsat vermeyeceğimizi, hak ve hukukumuzu asla çiğnetmeyeceğimizi, KKTC'deki Türk varlığının kabulünden başka çare olmadığını, eğer egemen ve eşit haklara sahip Türk halkının varlığı kabul edilmezse hiçbir şekilde çözümün söz konusu olamayacağını söyledik, söylemeye devam ediyoruz."
"Şımarık muhakemeye dayalı, bencil istekler"
Yunanistan'ın Ege'de gayriaskeri statüdeki 16 adayı uluslararası hukuka aykırı şekilde silahlandırdığına dikkati çeken Akar, "Bu nasıl bir mantık? Bu yetmezmiş gibi sürekli bu adaların tahkimi için gelişler-gidişler, ziyaretler... Bu tahrik, taciz değil de nedir?" diye sordu. Türkiye ve Yunanistan arasında istikşafi ve güven artırıcı önlemler çerçevesinde yapılan, ayrıca NATO Karargahı'ndaki ayrıştırma görüşmelerinin olduğunu hatırlatan Akar, şunları kaydetti:
"Türkiye'yi tahrik etmek için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar"
"Bunların hepsine biz 'evet' diyoruz, Yunan tarafı hiçbirine gelmiyor. Neden? Çünkü çekiniyorlar, korkuyorlar. Neden korkuyorlar? Haklı değiller. Biz haklıyız onun için de güçlüyüz. Onun için hiçbir toplantıdan uzak durmamız söz konusu değil. Bu münasebetlerimizi bu şekliyle sürdürüyoruz. Diyoruz ki 'bir an önce oturalım, konuşalım iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, uluslararası hukuka uygun şekilde, diyalog yoluyla bütün sorunlarımıza siyasal çözümler bulalım.' Gerginliği giderelim tırmandırmayalım olayları. Fakat kendileri gece gündüz Türkiye'yi tahrik etmek, gerilimi artırmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Niçin? Çünkü bunlar kendilerine değil dayandıklarına, arkalarında kim varsa onlara güveniyorlar. Fakat o güvendikleri dağlara da kar yağdı. AB Zirvesi'nde bir-iki devlet dışında kimse bunların şımarık muhakemeye dayalı, bencil isteklerine evet demedi."