MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. MHP lideri Bahçeli yaşanan son gelişmelerle ilgili yaptığı basın açıklamasında “ABD kaynaklı husumet ablukasıyla karşı karşıya olduğumuzu net olarak görüyoruz. Döviz kurlarının ardına gizlenip, ülkemize kin ve nefret saçan mihrakların karalık senaryolarına şahit oluyoruz. Türkiye döviz üzerinden kundaklanmak isteniyor. Buna sessiz kalamayız” dedi.
Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Ülkemizin çok hedef alındığı, düşmanlıkla eklemlenmiş, siyaset ve ekonomik oyunların vahşileştiği bir dönemden geçiyoruz. ABD kaynaklı husumetle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Döviz kurlarını arkasına gizlenip ülkemize kin saçanların oyunlarına sahne oluyoruz. Yaşadıklarımız her yönden ibretliktir, infial vericidir.
"Döviz üzerinden Türkiye kundaklanmak istenmiştir"
Buna tahammül edemeyiz, tepkisiz duramayız. Ülkemizin maruz kaldığı tehditleri özet halinde değerlendirip, partimizin tutumunu paylaşacağım.
Türkiye bir yanda ekonomik afetin içine çekilmek istenirken, diğer taraftan doğal afetlerle boğuşmaktadır. Sel ve yangın felaketleri hepimizi derinden üzmüştür. Ordu'da yaşanan su baskınları, sel felaketleri, taşkınlar yüzbinlerce vatandaşımızın zarar görmesine yol açmıştır. İnanıyorum ki afet bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın yaraları hızla sarılacaktır. Aşırı yağışlardan heder olan fındık üreticilerine acil desteğin verileceğinden ümit ediyorum. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
"ABD'nin başkanlık koltuğunda skandal bir şahıs oturmakta"
Müttefik olmanın kavrayıcı bir adabı, kuşatıcı bir anlamı vardır ve olmalıdır. Buna bağlı ve sadık kalındığı müddetçe ilişkiler istikrarlı olacaktır. Hiçbir ittifak ilişkisi tek yanlı işlemeyecektir. Türkiye-ABD arasında kurulan stretejik nitelikli ittifakın mazisi eskiye dayanmaktadır. Yürütülen ittifak nice zorlukları aşarak bugünlere gelmiştir.
Trump hiçbir değer ve ölçüyü tanımamaktadır, başına buyruktur, kabadır, kontrolsüzdür. Müttefikliği çiviye asmaktadır. ABD Başkanı ve çevreleri Türkiye'nin ekonomik sistemini düşürmeye odaklanmıştır. Trump müttefiklik hukukunu yok saymıştır.
"Kabul edilemez bir ilkellik"
Yaşananlar utanç vericidir, ayıp ve ahlaksızlıktır. Türkiye olağandışı bir saldırı altındadır. Türk ekonomisinin zaafları varsa da bunlar dövizdeki tırmanışın nedeni değildir. Trump tehlikeli bir alçalmanın tarafı haline gelmiştir. Yaptırım tehditleri, sorunlu beyanatlar kaosa dönüşmüştür. Bu durum kabul edilemez bir ilkelliktir.
"Komplo bozguna uğrayacaktır"
"Papaz niye mühim, nedir gizlenen?"
ABD yönetimi büyük bir yanlış ve yozlaşmanın ortasındadır. Hata üstüne hata yapmaktadır. Bu papaz ki şaibelidir. FETÖ ve PKK ile bağlantıları sabit bir şahıstır. ABD, papaz uğruna müttefiklik müktesebatını hiçe sayacak duruma gelmiştir. Bu papaz niye mühimdir, nedir gizlenen? ABD'yi bir papaz için gemileri yakmaya götüren sebepler, milletimiz ve ABD halkı ne zaman öğrenecek? Tezvirata ve fitneye hiç lüzum yoktur. ABD'deki zat Türkiye'ye iade edilirse papazın iadesi de söz konusu olacaktır.
"ABD ortaklığa hıyanet etmiştir"
Türkiye bir hukuk devletidir ve hukukun önünde herkes eşittir. Bu işin papazı mapazı yoktur. Türk ve Türkiye düşmanlarına elbebek muamelesi yapanlar, karakterinin gereğini yapmaktadır. Yanlarına aldıkları ekonomik tetikçilerle, Türkiye'nin hisarlarında gedik açmak için kollarını sıvamışlardır. ABD, stratejik ortaklığa hıyanet etmiştir, kendi ayağına sıkmıştır. Gelişmelerin başka türlü izahı akla ziyandır.
"Beyaz Saray'a çöreklenen akılsız yönetim"
Ticaret savaşının fitilini tutuşturarak küresel savaşı tetiklemişlerdir. Kanada, Meksika, AB ülkeleriyle anlaşmazlığa düşmüştür. Çin ile rekabet içine girmiştir. Beyaz Saray'a çöreklenen akılsız yönetim zihniyeti Çin'e ek vergi uygulamayı tercih etmiştir. Kuzey Kore devlet başkanı bile daha gerçekçidir. Trump'ı en başta ABD halkı sorgulamalıdır. Bu gidişle ABD okyanusun karşısındaki düşman kampı olarak sivrilecektir.
"Biz kurla kurulmadık, dövizle devrilmeyiz"
ABD'nin Türkiye hazımsızlığı ileri boyuttadır. İstiyorlar ki ağızlarına bakalım, karşılarında el pençe divan duralım. ABD, Türk milletini ya tanımıyor, ya tanımak istemiyor. Hiçbir güce tamah edemeyiz, hiçbir tehdide tamam demeyiz. Türk milleti zulme ortak olmaz, zalime gözyummaz.
"Başka Türkiye yok"
Türkiye'de at koşturmayı, ekonomik çakalların serbest dolaşımını arzuluyorlar. Başaramayacaklar, Türk milletini yenemeyecekler, bu savaşı muzaffer yenemeyecekler. 1915'te Çanakkale'yi geçemediler, 2018'de Ankara'yı geçemeyecekler. Biz kuru ekmek, kuru soğanla da yaşamasını biliriz, yeter ki bağımsız yaşayalım. Başka Türkiye yoktur.
Ederi 1 dolar eden hainlerin havaya uçması, düşmanlıktır, düşmana da ne yapılacağı bellidir. Kim ekonomik tribülanstan el ovuşturuyorsa sütünde leke vardır. Doları yükselterek kaldıkları yerden devam için çırpınıyorlar. 15 Temmuz'da atılan bombalarla, pimi çekilen döviz bombası aynı yerde imal edilmiştir.
"Sefil bir çılgınlık"
Türk milleti bu oyunu da bozmaya muktedirdir. Bu bağımlılığı sorgulamanın tam vaktidir. Türkiye yeni bir ekonomik modeli tartışmalıdır. Yabancı sermaye gelsin ancak getirdiğinden fazla götürmesine izin veremeyiz. Biz akıl sağlığı tartışmalı bir siyasetçinin mesajlarına mı, milletin yüksek erdem ve enerjisine mi dikkat edeceğiz?
Siyasetten ekonomiye, üniversitelerden bürokrasiye kadar herkes mesuldür. Sele kapılmış saman çöpü gibi sürüklenemeyiz. Hayranlık duyduğumuz tarihimiz vardır. Biz Türkiyeyiz, hep birlikte Türk milletiyiz. 1944'ten beri hegamonya kurmuş dolardan büyüğüz. Dövizle önümüzün kesilmesini düşünmek sefil bir çılgınlıktır.
Döviz çıktıkça sevinen satılmışlar bellidir. Gün birlik olma günüdür, dayanışma ve yardımlaşma günüdür. Hükümetin, STK'nın, ekonomik aktörlerin dövizdeki ataklara mukavemeti tekdire şayandır. Dövizdeki tırmanışa siyasi ve ekonomik tedbirler devreye alınmaktadır, bundan memnuniyet duyuyoruz. Ek mali yükümlülükleri samimiyetle desteklediğimizi ilan ediyorum.
15 maddelik öneri
Komşu ülkelerin duyarlı yaklaşımlarından bahtiyarlık duyuyoruz. Altını kalın olarak çiziyorum ki, Türkiye bir ekonomik kriz içinde değildir. Türkiye’de yaşananlar, bazı Nobel ödüllü iktisatçıların uyduruk tezlerinin aksine 1998 Asya kriziyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Ortada bir kriz yoktur, sadece saldırı vardır, düşmanlık had safhadadır.
Sabit kur uygulamasına geçilmesini, sermaye kontrolü yapılmasını mantıklı bulmadığımızı dile getirmek isterim. Normal şartlarda dalgalı kur rejimi geçerliyse, spekülatif atak doğası gereği görülmeyecektir. Bu dengeleme otomatik olarak temin edilecektir. Ama şu günlerde Türk lirasına çok yoğun bir operasyon mevcuttur.
Bu itibarla dalgalı kur rejimi keskin iniş ve çıkışlar yaşamaktadır. Buna rağmen alınan tedbirler, kara bulutlar dağıtılacaktır. Türk lirası kazanacak, kumdan kale olan dolar eninde sonunda kaybedecektir. Döviz borcu olan, bu nedenle bilançoları bozulan reel sektör firmalarına can suyu verilmesi geldiğimiz bu süreçte ana beklentimizdir. Bu kapsamda bankaların ve BDDK’nın inisiyatif üstlenmesi milli bir davranıştır.
Kur riskine hiçbir şirketimiz teslim edilmemelidir. Türkiye’nin dış borcu 466 milyar dolar, bir yıldaki finansmanı gereken döviz ihtiyacı da cari açıkla beraber 240 milyar dolar seviyesinde. Sorun yaşayan firmalara sonuna kadar destek vermek, katma değer üreten, Türk markalarının bayraktarlığını üstlenen müteşebbislerimizin yanında olmak devletin temel görevleri arasındadır.
Hükümetin ve devletin cesaretle arkasındayız. Varsın hasımlar üzerimize gelsinler, biz sırt sırta verelim. Bayrak düşmeyecek, Türkiye kaybetmeyecektir.