Yazı dizimizin bugünkü bölümünde Atık Kâğıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED) Genel Müdürü Osman Kaytan’a kulak vereceğiz. Ambalajın pandemi döneminde, özellikle gıda ve ilaç tedariğinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında ne kadar büyük önem taşıdığının görüldüğünü ifade eden Osman Kaytan, ambalajın stratejik bir sektör olduğunu vurguladı. E-ticarette yaşanan canlanmanın kâğıt ambalaj talebini de en üst seviyelere taşıdığına değinen Kaytan, artık atık kelimesini hayatımızdan çıkarıp atma vaktinin geldiğini belirtti.
5.5 MİLYON TON ÜRETİM KAPASİTESİ
Ülkemizde bulunan toplama tesislerinin kurulmasında çok ciddi destekler verdiklerini dile getiren Kaytan, “Doğrudan ve dolaylı olarak yüz binlerce insana istihdam kapısı olan kâğıt sanayii, bugün itibarıyla 5.5 milyon ton üretim kapasitesini yakalamış bulunuyor. Yeni yatırımların ve kapasite artışlarının devreye girmesiyle üç yıl içerisinde 6.5 milyon tonu geçmiş olacağız. 2011 sonunda kâğıt üretim kapasitesi 2.5 milyon tondu. 10 yılda geldiğimiz nokta yüzde 100’den fazla bir büyüme” dedi.
SIFIR ATIK SON YILLARIN EN BÜYÜK GELİŞMESİ
GERİ DÖNÜŞÜM BİLİNCİNİ KAZANDIRMALIYIZ
Osman Kaytan, sektörün hedeflerini şöyle sıraladı: “Sıfır Atık’a uygun olarak çöp deponi sahalarına dönüşebilen ham maddelerin gitmesine engel olmak, onları geri dönüştürüp mamul haline getirerek ekonomiye kazandırmak hem katma değer hem de daha fazla istihdam oluşturmak.
Bunun için geri dönüşüm bilincinin ülkemizin her ferdine kazandırılması için gece gündüz gayret etmek en önemli vazifemiz. 35 milyon ton evsel atığın oluştuğu ülkemizde, tüketim alışkanlıkları 2030’da bu tonajın 40 milyon tonu aşacağını gösteriyor.
Biz 35 milyon ton çöpü, çöp olarak değil ham madde olarak görüyoruz. Boşa giden üstelik üzerine para verilerek gömülen milli servet.”
8 KAT KATMA DEĞER ÜRETİYORUZ
AVRUPA’DA GERİ KAZANIM
Kaytan, Avrupalı toplama firmalarının faaliyetlerini sürdürmelerini sağlayan en önemli faktörün ‘kirleten öder’ prensibine göre ürünlerini ambalajlayarak satan şirketlerin sisteme ödedikleri desteklerden oluşan fonun sahaya aktarılması olduğunu anlattı. Bu fonun Türkiye’de Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) olduğunu söyleyen Kaytan, şunları kaydetti: “Geri kazanım maksadıyla toplanacak bu tutarın sisteme aktarılması hayati önem taşıyor. Avrupa 2030’a kadar evsel atıklarının yüzde 65’ini dönüştürmeyi hedefliyor. Almanya sadece Avrupa’da değil dünyada en iyi geri dönüşüm oranlarına sahip ülke. Ardından çok uzakta olmayan Avusturya geliyor. Üçüncü sırada Güney Kore var. Bu ülkeler evsel atıkların yaklaşık yüzde 56’sını geri kazanıp dönüştürüyor. Türkiye’de bu oran yüzde 10. Sıfır Atık Projesi’nin hedeflerinden biri bu oranı çok kısa sürede 2023’e kadar yüzde 35’e kadar yükseltmek.
ÖDÜL CEZA SİSTEMİ OLMALI
Osman Kaytan, ödül ceza sistemiyle toplamanın yapılmadığı konutlara odaklanılması gerektiğini söyleyerek, şu önerilerde bulundu: “Çünkü zaten AVM’ler, marketler, OSB ve matbaalardan toplama yapılmaktadır. Toplamanın başarılı olmadığı yer konutlardır. Konutlardan toplamayı artıran bir sistemin kurulmaması hali devam ederse ve ithalat kısıtlaması konusunda rahatlatıcı bir adım atılmazsa, sektör rekabet edemez hale gelecek ve yakında Avrupalı kâğıt firmaları ülkemize kâğıt satmaya başlayacaktır. Toplama sisteminde yer alan şirketler GEKAP’tan destek almalıdır. Belediyelere bağlı olarak faaliyet gösteren söz konusu toplama şirketleri çöp hacminin azaltılmasını sağlayarak çöp toplama maliyetlerinden tasarruf edilmesini sağlayacaktır. Bunun yanında, topladıkları dönüşebilen atıkları satabilecekler. Ülkemizdeki dönüşebilen atık toplama miktarı arttıkça sektör doğal olarak daha az ithalat yapar hale gelecektir. Bunun için, mevcut durumda olduğu gibi kâğıt fiyatlarının artması halinde toplandığı ve düşmesi halinde toplanmadığı bir sistem yerine hammadde değerinden bağımsız bir teşvik sisteminin gelmesi ve toplama sisteminin desteklenmesi gerekmektedir. Eğer çöp depolama sahalarına gönderecek hiçbir şey bulamamak demek olan Sıfır Atık projesini hayata geçirmek istiyorsak, ilgili bakanlıkları, TAT’ları, belediyeleri ve geri dönüşüm tesisleri ile bir bütünlük içerisinde işleyen bir sisteme ihtiyacımız var demektir. Biz kâğıt sektörü olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz."