Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle düzenlenen Din Görevlileri Buluşması’na katıldı. Erdoğan, buradaki konuşmasında önemli mesajlar verdi:
MAZLUMLARIN ELİNDEN TUTUYOR
15 Temmuz gecesi okudukları selalar ve ezanlarla milleti darbeye karşı kıyama çağıran tüm din görevlilerine şükranlarımı sunuyorum. Diyanet camiasının 140 bini aşan meslek personeli sayısıyla yalnızca ülke sınırları içinde irşat çalışmaları yürütmekle kalmıyor, Arakan’dan Somali’ye, Filistin’den Açe’ye, Haiti’den Pakistan’a kadar dünyanın en zor bölgelerinde yürüttüğü irşat ve yardım çalışmalarıyla mazlum ve mağdurların elinden tutuyor.
140 BİN KİŞİLİK ORDU
140 bin kişilik bir ordu, bu asla hafife alınamaz. ‘Acaba biz, inancımızı bu ülkede yaşamak ve yaşatmakta niye başarılı değiliz?’ sorusunu kendimize sormamız lazım diye düşünüyorum. Bu konuda kendimizi çek etmemiz lazım. Bir yerde bir eksiğimiz var. 140 bin kişilik böyle bir ordunun olduğu yerde, acaba neden biz beklediğimiz neticeyi alamıyoruz? Öyleyse daha fazla çalışmamız lazım, daha fazla gayret etmemiz lazım.
BU BAĞLAR NİYE KOPTU
Geçmişte mahallelerde halkın en çok güvendiği kişiler arasında imamlar, muhtarlar yer alırdı. Şimdi bu bağlar niye koptu? Bu bağları yeniden tesis edemez miyiz? Şu 140 bin kişilik ordu, ülkemizin çehresini değiştirmelidir diye düşünüyorum. Cuma hutbelerimizle, günde 5 vakit namazlarımızla bunun üzerinde düşünmemiz lazım; ‘acaba arkamda niye cemaat yok’ veya ‘arkamda niye iki, üç kişi, beş kişi var da bir saf yok?
CAMİLERİMİZİN KAPILARI AÇIK OLMALI
Benzer şekilde imamların, müezzinlerin camileri günde 5 vakit “kapıyı aç-kapa” anlayışıyla hareket etmemesi gerekir. Sadece Sultanahmet’in, Süleymaniye’nin, Kocatepe’nin, Millet Camii’nin kapısının sürekli açık olması bize yetmez; bütün camilerimizin kapılarının açık olması gerekir. Hocalarımızın da imam, müezzin, burada aralarındaki görev dağılımıyla nöbetleşe bu işi götürmeleri lazım. Çünkü bu milletin er veya geç sığınacağı en önemli yer camilerimizdir.
ÖYLE BİR HADİS GÖRMEDİM
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özellikle çocuklar ve kadınların camilere olan ilgisini artırmayı hedefleyen etkinliklerini memnuniyetle takip ediyorum. Kadınlar da camiye gelmelidir, bu noktada önlerinin açılması gerekir. Bugün de Türkiye’deki üst düzey yönetici bir hanımefendi bundan çok mutlu olduğunu ama ‘Maalesef Anadolu’da bir cenaze sebebiyle merasime katıldım, adeta bizi camiye sokmadılar. Fakat ben bayan arkadaşlarla beraber yine de caminin dışında bir yer yerde, birlikte namaza iştirak ettik’ dedi. Çok ilginçtir, hala bu çirkin geleneklerle, bunları İslam diye gösteren zihniyetler, mantıklar var. Bizim bundan kurtulmamız lazım. Hazreti Ayşe validemiz camide hadis dersi yapmıyor muydu? Camilere kadınlar giremez diye bir ayet mi, bir hadis mi var? Ben ne okudum ne gördüm ne duydum ne biliyorum. Bana hocalarım böyle bir şey öğretmediler. Peki kim, hangi kafayla bunu yapıyor? Artık bu yanlış tabuların yıkılması lazım. Bunu başta Diyanet İşleri Başkanımın yürütmesi lazım. Bunları aşacağız, bunları yıkacağız.”
Cevap veremeyip geçiştiriyorlar
Erdoğan, “Eğer bugün huzurlarınızda bir Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı hanım hocamız varsa, işte bu tabuları yıkmaya başladığımızın alametidir” dedi. Saygı duyduğu bazı hocalarla bu konuları zaman zaman tartıştığını belirten Erdoğan, “Sizin bu söylediklerinizin hiçbir İslami kaynağı yok, neye dayanarak bunları söylüyorsunuz? Bunları bir hanımefendi gelip de kimden öğrenecek?” diye sorduğunda, cevap veremediklerini ama bu konularda hazırlıklı olmayan biri karşılarına geldiğinde “Olmaz, böyle” denilerek bu işlerin geçiştirildiğini, böylece camilerin adeta kadınlara kapatıldığını ifade etti.