Türkiye’nin Afrin’de terör örgütleri PYD/PKK ile DEAŞ’a karşı yürüttüğü operasyonu durdurma çağrısında bulunarak büyük tepki çeken Avrupa Parlamentosu (AP), özellikle dış politika konularında sadece danışma rolü üstlenmesi ve bu bağlamda aldığı kararların bir bağlayıcılığı bulunmamasıyla dikkati çekiyor.
Siyasi ajandalara hizmet ediyorlar
Avrupa Birliği’nin (AB) doğrudan halk tarafından seçilen üyeleriyle faaliyet gösteren tek organı AP, beş yılda bir yapılan seçimler sonucunda görevlendirilen 750 üyesi ve bir başkanıyla görev yapıyor. Üyeler, ülke çıkarlarına değil, seçimlerde oy topladıkları vatandaşların siyasi görüşlerine hizmet ediyor.
Hepiniz rezilsiniz
Parlamentoda karar tasarıları ve raporlar genelde 30-40 üyenin katıldığı oturumlarda görüşülüyor. Karar tasarısı ve raporların içeriğinden çoğunlukla habersiz olan üyelerine, grup yöneticileri veya tasarıyı kaleme alan parlamenterlerin, el işaretiyle ne yönde oy vereceklerini bildirdiğine sıklıkla rastlanıyor. Öyle ki geçen sene AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in oturuma sadece 30 civarında üyenin katılması sonucu “hepiniz tümüyle rezilsiniz” demişti.
Türkiye saplantısı
AP’nin 2014’de başlayan yasama döneminde şimdiye kadar 831 bağlayıcılığı olmayan karara imza attığı görülüyor. Örneğin, Türkiye’deki darbe girişiminin ardından 2016 yılının ekim ayında aldığı bir kararla darbe girişimiyle bağlantısı olduğu için tutuklanan “gazetecilerin serbest bırakılmasını” isteyen AP, aynı yılın kasım ayında kabul ettiği bir kararda Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmasını talep etti.