FETÖ'nün TSK'daki kriptolarını deşifre eden 'ankesörlü telefon' resmen delil sayıldı. Mahrem imamıyla sabit hatlardan haberleştiği tespit edilen bir askere ceza verildi.
FETÖ'yle ilgili açılan soruşturmalarda örgütün TSK'daki mahrem yapılanmasındaki imamların deşifre olmamak için kendisine bağlı örgüt üyesi askerleri ankesörlü-kontörlü telefonlardan aradığı tespit edildi. Yapılan soruşturmalarla ilk etapta bu şekilde irtibat sağlayan 5 bin civarında asker belirlendi. Birçok ilde düzenlenen operasyonlarla deşifre edilen TSK'daki FETÖ'cüler tek tek temizlenirken, davalar da peş peşe açıldı.
9 KRİPTO ARAMA
Kocaeli'nde bulunan 25 ayrı sabit hattan 2012-2017 yılları arasında çok sayıda askerin arandığı tespit edilirken, bunlardan birisinin de Kocaeli Gölcük Donanma Komutanlığında astsubay rütbesiyle görev yapan Raşit K. olduğu anlaşıldı. 5 sabit hat üzerinde yapılan incelemede, K.'nın, ankesörlü telefonlardan 5 Temmuz 2012-28 Aralık 2014 tarihleri arasında 9 kez ardışık olarak arandığı belirlendi.
DEVRE ARKADAŞI İTİRAF ETTİ
K.'nın, yine asker olan Mustafa P. ile ardışık olarak arandığı tespit edildi. Aynı telefonlardan 10 kez arandığı ortaya çıkarılan P., itirafçı olarak Raşit K. ile devre arkadaşı olmaları nedeniyle tanıştığını, sabit hatlardan arayan kişinin ise FETÖ içerisinde kendisiyle ilgilenen 'abi' konumundaki mahrem imam olduğunu söyledi. Bunun üzerine K. hakkında, "silahlı terör örgütüne üye" olma suçundan Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
6 YIL 3 AY CEZA ALDI
Sanık Raşit K. da savunmasında, suçlamaları inkar ederken, FETÖ ile hiçbir irtibatının olmadığını iddia etti. FETÖ toplantılarına katılmadığını savunan K., mahrem imam ile ankesörlü telefonlardan görüşmediğini ileri sürdü. Mahkeme yaptığı yargılama sonucunda, 19 Haziran tarihinde sanığa, "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi. İndirim uygulayan mahkeme cezayı 6 yıl 3 aya indirdi.
İLK KARAR OLDU
Gerekçeli kararda, sanığın, sabit hattan ardışık olarak arandığı ifade edildi. Gerekçeli kararda şu değerlendirme yapıldı: "Sanığın ardışık aramanın örgüt kapsamında iletişim sağlanmak maksadıyla olduğunun anlaşıldığı, bu şekilde sanığın FETÖ'nün kuruluş amaçlarını faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih ettiği, sanığın üzerine atılı bulunan silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinin sabit olduğu sonucuna varılmıştır." Söz konusu mahkumiyet kararının, FETÖ'nün TSK'daki yapılanmasını ortaya çıkaran 'ankesörlü telefon' yargılamaları kapsamında kamuoyuna yansıyan ilk karar olduğu belirtiliyor.