Altılı masanın, Gelecek Partisi Genel Merkezi'nde basına kapalı yapılan ikinci tur kapsamındaki 10'uncu toplantısı 9,5 saat sürdü.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun ev sahipliğindeki toplantıya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan katıldı.
Toplantının ardından altı genel başkanın imzasıyla ortak metin yayımlandı.
Bu yılın ilk toplantısı ile altılı masa olarak başlatılan işbirliği sürecinin ilk yılının da tamamlandığı belirtilen açıklamada, toplantıya bir yılın genel değerlendirmesi ile başlandığı aktarıldı.
Açıklamada, "Üstlendiğimiz tarihi sorumluluğumuzun bilincinde olarak işbirliğimizi 12 Şubat 2022'deki ilk zirvemizde kamuoyuna duyurduğumuz ilke ve hedefler doğrultusunda sürdürme kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz." denildi.
Bu işbirliği sürecinin, siyasi tarihte bir ilk niteliği taşıdığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bütün bu tecrübe birikimimizden hareketle temel amacımız, bir taraftan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin devlet ve kamu hayatında yol açtığı tahribatı gidermek diğer taraftan Cumhuriyetimizi gerçek ve kamil bir demokratik düzen ile taçlandıracak bir dönemi başlatmaktır. Bu bağlamda, son bir yıl içinde katettiğimiz mesafeyi, elde ettiğimiz kazanımları ve karşı karşıya olduğumuz meydan okumaları son derece samimi bir ortamda ve yapıcı bir şekilde değerlendirdik. Her şeyden önce memnuniyetle ifade etmek isteriz ki bu işbirliği süreci, ülkemizin siyasi ikliminde psikolojik bir dönüşüme öncülük etmektedir. İktidarın kendisinden farklı düşünen kesimleri düşmanlaştırma ve kutuplaştırma üzerinden tahakkümünü sürdürme çabasına karşı farklı düşünceleri ve yaklaşımları bir masa etrafında bir araya getirerek yeni bir siyasi iklim oluşturduk."
Oluşturulan bu yeni siyasi iklim temelinde, önümüzdeki kritik süreçlerde rehber olacak referans metinler ortaya koyulduğu belirtilen açıklamada, "Uzun mesailer sonucunda üretilen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni, Temel İlkeler ve Hedefler, Seçim Güvenliği, Kurumsal Reform ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi metinleri, siyasi tarihimizde altı siyasi partinin ortak bir zemin inşası için ortaya koyduğu ve demokratik olgunluk seviyemizi gösteren birer başarı örneği olmuşlardır. Otoriter yolsuzluk düzenini sürdürmek isteyen iktidar demokratik özgürlüklerin kısıtlanması, kutuplaştırma, yargının siyasallaşması ve medya tekeli üzerinden siyasi mühendislik peşindeyken bizler uzlaşıya, ortak akla, siyasi nezakete ve kapsayıcı demokrasiye dayalı yeni bir siyaset mimarisi inşa etme çabası içine girdik ve bu alanda önemli bir mesafe katettik." denildi.
Ay sonunda tanıtım toplantısı yapılacak
Bu çerçevede, bugün işbirliği sürecinin somut adımlar bağlamında son derece önemli iki ortak metninin daha tamamlanma aşamasına getirildiği aktarılan açıklamada, bundan sonraki çalışma takviminin de oluşturulduğu bildirildi.
Açıklamada, "Temel İlkeler ve Hedefler metni ile işbirliğimizin dayandığı zemini, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat metni ile işbirliğimizin siyasi iskeletini, Seçim Güvenliği metniyle siyasi sigortasını, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi ile hukuki sütunlarını, Kurumsal Reform metniyle kurumsal altyapısını açıkladıktan sonra şimdi de Yol Haritamız ile süreç yönetim mekanizmalarını, Ortak Politikalar metni ile her alandaki ortak somut adımlarımızı tanımlamış olacağız." ifadeleri kullanıldı.
Çetin siyasi şartlar altında, bir yıllık yoğun bir çaba ile ortaya konulan bu vizyonun hayata geçirilmesinin, "ortak adayın cumhurbaşkanı seçilmesi" ve "TBMM'de Anayasa reformu için gerekli çoğunluğun elde edilmesi" şeklinde iki gerekli şarta bağlı olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Bir sonraki toplantı 26 Ocak'ta
Açıklamada, bu çalışmaların kısa sürede tamamlanabilmesi amacıyla liderler arası toplantıların daha sık aralıklarla yapılmasına karar verildiği de belirtilerek, bu bağlamda, bir sonraki toplantının İYİ Parti'nin ev sahipliğinde 26 Ocak'ta yapılacağı bildirildi.
Son günlerde gündeme gelen erken seçim tartışmaları bağlamında ortak tutumun da açık olduğu ifade edilen açıklamada, "Geçen sene bir siyasi mühendislik çabası olarak devreye sokulan seçim sistemi ile yapılacak hiçbir erken seçime destek vermeyeceğiz. 2018 seçimlerinde geçerli olan sistemle gerçekleşecek -yani 6 Nisan'dan önce yapılacak- bir erken seçime ise destek vermeye hazırız." değerlendirmesi yapıldı.
"Siyaset mühendisliği çabalarına karşı dayanışmayı sürdüreceğiz"
Altı genel başkanın imzasıyla yayımlanan ortak metinde, gündemdeki siyasi ve ekonomik konuların da ele alındığı aktarıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen ve siyaset yasağını da içeren ceza hükmünün, yargının siyasallaşmasının son çarpıcı örneğini oluşturduğu belirtilen açıklamada, "Yargının siyasallaşması karşısındaki tutumumuzu Saraçhane'de sergilediğimiz dayanışmayla bir kez daha göstermiş olduk. Sayın Erdoğan'ın kendi yaşadığı mağduriyeti başkalarına da yaşatacak adımlar atması, güç yozlaşmasının en hazin örneklerinden birini teşkil etmektedir. Seçim sürecini etkilemek üzere yargıya müdahale niteliği taşıyacak benzer siyaset mühendisliği çabalarına karşı da bu dayanışmayı kararlılıkla sürdüreceğiz." ifadesine yer verildi.
"Başörtüsü konusu, samimi bir istişare ortamı içinde ele alındı"
Son aylarda gündemde yer alan başörtüsü konusunun da son derece samimi bir istişare ortamı içinde ele alındığı bildirilen açıklamada, şöyle devam edildi:
"12 Eylül'ün darbeci ve 28 Şubat'ın vesayetçi zihniyetinin eseri olan ve milyonlarca kadının hayatını karartan bu çağdışı yasağın bir daha gündeme gelmesini engelleyecek hukuki bir teminatın sağlanması konusunda tam bir mutabakata sahibiz. Ancak, insan hakları ve inanç özgürlüğü ile ilgili bir konuyu ve başörtüsü gibi bir sembolü 'gollük pas' olarak gören zihniyete de esastan karşıyız. Başörtüsü yasağı dolayısıyla ağır mağduriyetler yaşayan kadınlar için hakaret niteliği taşıyan bu tanımlama Sayın Erdoğan'ın bu meseleyi bir seçim malzemesi olarak gördüğünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İktidar samimi ise bu düzenlemeler konusunda muhalefetten gelecek önerilere ön yargısız şekilde yaklaşarak metinlerin uzlaşı ile çıkmasını desteklemelidir."
Ekonomideki son gelişmeler
Açıklamada, toplantıda ekonomideki son gelişmelerin de ele alındığı aktarılarak, şöyle denildi:
"Akıl, bilim ve rasyonalite ile tüm bağlarını koparan, Merkez Bankası bağımsızlığını yok sayan iktidar, ülkemize dünyada 7. Avrupa'da 1. en yüksek enflasyona sahip olma utancını yaşatmıştır. TÜİK'in enflasyon hesaplamalarının, gerçek hayat ve bağımsız hesaplamalarla hiçbir tutarlılığı kalmamıştır. Ücret ve maaş artışlarında TÜİK'in verilerinin esas alınması milletimize karşı ağır bir hak gaspıdır. İktidarın daha işçinin eline geçmeden bu ay sonunda açlık sınırının altında kalacak olan yeni asgari ücreti bir övünç kaynağı olarak görmesi en hafif tabiriyle hazindir. Seçimleri kaybedeceğini anlayan hükümet, panik içinde henüz mürekkebi dahi kurumamış olan 2023 bütçesinde yer vermediği ve 24 saat geçmeden değişen adımlar atarak devlet ve bütçe yönetimindeki ciddiyetsizliğini ve umursamazlığını ortaya koymaktadır.
Öte yandan hükümet, çalışanların zaten hakkı olan EYT düzenlemesini ve alım gücündeki erime karşısında hiçbir anlam ifade etmeyen maaş artışlarını bir müjde gibi sunmaktadır. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ortaya çıkan keyfiliğin, kuralsızlığın ve kamu yönetimindeki çöküşün en somut örneğidir."
Sinan ateş cinayeti
Toplantıda, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin de ele alındığı belirtilerek, şöyle devam edildi:
"Sinan Ateş'in Ankara'da güpegündüz sokak ortasında katledilmesi ile daha da aşikar bir şekilde ortaya çıkan kamu düzenindeki bozulma konusunu da kapsamlı bir şekilde ele aldık. Her şeyden önce Sinan Ateş'in ailesine ve sevenlerine taziyelerimizi sunuyoruz. Bu vahşeti daha da vahim kılan husus ise cinayet sonrasında başta Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve MHP Genel Başkanı olmak üzere ilgili yetkililerin derin bir sessizlik içine girmeleridir. Daha önce siyasilere, akademisyenlere ve gazetecilere yönelik saldırıların faillerinin hiçbir ceza almadan serbest kalmalarının da verdiği cüretle kendileri gibi düşünmeyen herkese saldıran çetelerin elini kolunu sallayarak gezdiği, mafyatik yapıların karşılıklı infazlar gerçekleştirdiği bir ülkede kamu düzeninden ve demokratik hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir.
Bu cürümleri işleyenlerin ve onların arkasındaki güçlerin hak ettikleri cezaları almasının takipçisi olacağız. Kimse ülkemizi, her kesimden gençlerin feda edildiği yetmişli yılların karanlıklarına da seksenli yılların darbeci 12 Eylül şartlarına da doksanlı yılların faili meçhullerine de geri götüremeyecektir. Bizi bir araya getiren en önemli saik olan özgürlükçü kamu düzeni ve hukuk devleti ilkeleri ülkemizde egemen oluncaya kadar ortak bir mücadele vermeye kararlıyız.
Bu bağlamda, otoriter düzeni sürdürmek için seçimlere olağanüstü şartlarda gitme senaryolarına karşı adil ve objektif seçim şartlarının korunması yönündeki çabalarımızı da yoğunlaştıracağız. Bu gelişmeleri kaygı ile izleyen aziz milletimiz asla ümitsizliğe kapılmayınız. Siyaseti bir rant ve güç paylaşımı olarak değil, hak ve adalet temelli bir alan olarak gören bizler bu kara bulutları dağıtmaya kararlıyız. Kimsenin Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını yolsuzluklarla, yasaklarla, baskılarla ve yoksullukla karartmasına izin vermeyeceğiz. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı, toplumsal barışın, insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, demokratik hukuk devletinin, temiz siyasetin ve refah toplumunun gerçekleşmesi yönünde yeni bir başlangıcın yılı olacaktır."