Alman papazdan, Ayasofya tartışmalarına 'iki yüzlülük' eleştirisi: Biz 1453'te kaybettik

Ayasofya'nın yeniden cami statüsüne getirilmesi dünyanın gündemine oturdu. Müslüman alemini sevince boğan haber, Hristiyan dünyasını rahatsız etti. Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco, Ayasofya'nın müzeden camiye dönüştürülme kararı hakkında "derin acı duyduğunu" söylemişti. Ancak bu ifadelere tokat bir gibi cevap Almanya'nın tanınmış Cizvit papazlarından, İslam dini konusunda araştırmaları bulunan Felix Körner'den geldi. "Atatürk tarafından laiklik nedeniyle sadece bir ziyaret yeri olarak kullanılan ve mabet olarak kullanılmayan bir müzenin şimdi tekrar bir ibadethane haline geldiğini düşündüğünüzde sizi üzen ne olabilir?" diyen Körner, "Dindar birisine bu acı vermez, bu sadece mutlu edebilir. Bence bu iki yüzlülük. Bu beni rahatsız ediyor çünkü biz kutsal bilgelik kilisesini 1453'te kaybettik" ifadelerini kullandı.

Ayasofya'da ilk namaz 24 Temmuz'da kılınacak.

Almanya'nın tanınmış Cizvit papazlarından, İslam dini konusunda araştırmaları bulunan Felix Körner, Ayasofya Camisi'nin yeniden ibadete açılması tartışmalarını "iki yüzlü" olarak nitelendirerek eleştirdi. Körner, Köln'de dini yayın gerçekleştirilen "Domradio" adlı radyoya yaptığı açıklamada, inanan birisinin Ayasofya'nın mabet olarak kullanılmasından rahatsızlık duymaması gerektiğini söyledi.

GÜNDEM
Papa çok üzgün: Ayasofya'nın cami olmasından derin acı duyuyormuş

"Dindar birisine bu acı vermez"

Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesinden dindar bir insanın üzülmesine anlam veremediğini belirten Körner, şöyle devam etti: "Papa Franciscus acı duyduğunu söyledi. Atatürk tarafından laiklik nedeniyle sadece bir ziyaret yeri olarak kullanılan ve artık mabet olarak kullanılmayan bir müzenin şimdi tekrar bir ibadethane haline geldiğini düşündüğünüzde sizi üzen ne olabilir? Dindar birisine bu acı vermez, bu sadece mutlu edebilir. Ama elbette eski bir anı yeniden ortaya çıkıyor. Batı Hıristiyanlığı olarak biz, Osmanlılar yaklaştıkça Doğu Roma'yı umursamadık. 1453'te şehri ve dolayısıyla Hıristiyanlık için Ayasofya'yı kaybettik. Tabii ki bu bize acı verebilir."

GÜNDEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ayasofya Camii'nde

GÜNDEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ayasofya Camii'nde

"Asıl müzeye çevrilmesi dolayısıyla orayı ikinci kez kaybetmiştik"

Körner, Ayasofya’nın cami olması için yargının da karar verdiğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "Hükümet ve mahkemeler, cami olması için karar verdi. Türkler de Erdoğan da bunu söyledi. O zaman herkes aynı Sultan Ahmet Camisi'ndeki gibi oraya bir ücret ödemeden girebilecek. Orada dua da edilebilecek.

GÜNDEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ayasofya açıklaması: Ayasofya, esaret zincirinden kurtulmuştur. Bu zincir sökülüp atılmıştır

"Bence bu, iki yüzlülük"

"Hristiyanlık sonuçta bir kiliseyi kaybetti mi kaybetmedi mi?" şeklindeki soru üzerine Körner, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bence bu, iki yüzlülük. Bu beni rahatsız ediyor çünkü biz, kutsal bilgelik kilisesini 1453'te kaybettik. Bu arada kutsal bilgelik de Hazreti. İsa'nın kendisidir, o zamandan bu yana orası cami. Ondan sonra asıl biz oranın müzeye çevrilmesi dolayısıyla orayı ikinci kez kaybetmiştik.

GÜNDEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ayasofya, kiliseden değil müzeden camiye dönüştürüldü

"Papa'nın neden incindiğini açıkça belirtmesi gerekir"

Körner, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi kararıyla nasıl başa çıkılması gerektiğiyle ilgili "Papa, ona acı verdiğini söylüyorsa ve Ortodokslar ile diğer piskoposlar acı verdiğini söylüyorsa, neden onları incittiğini açıkça belirtmeleri gerekir. Çünkü üzücü bir hatırası var, çünkü siyasallaştırılmasını istemiyorlar." dedi.

" Ayasofya'yı dinler arası bir diyalog yeri haline getirebilir"

Ayasofya'nın, Türk ve Müslümanlarla beraber bunun toprak iddiası ya da Hristiyanlığa karşı acı verme girişimi olmadığını gösterebilecek öneriler üzerine çalışabileceğine işaret eden Körner, şunları kaydetti: "Böyle bir yerin, dinler arası tanıklık için nasıl kullanılabileceğini düşünüyoruz. Örneğin Hristiyanlar olarak bilinçli şekilde orada dua etmeye davet edildiysek, tıpkı Hazreti Muhammed'in Medine'deki Hristiyanları 7. yüzyılda camisine dua etmeye davet ettiği gibi... Bu işaretler, belki Ayasofya'yı dinler arası bir diyalog yeri ve herkes için anlayış ve manevi ışınlanma yeri haline getirir."