Afganistan'da Taliban’ın kontrolü sağlaması ve iç karışıklığın ardından Pakistan, İran ve Türkiye’ye doğru göç dalgası başladı. Göç dalgasının başlamasıyla yanlış bilgi ve çarpıtma haberler de arttı. Onlarca iddia ortaya atıldı. Önlemlerin yetersiz olduğu öne sürüldü. Ancak Yeni Şafak, Van-İran sınırındaki göçmen dalgasının iç yüzünü tüm detaylarıyla ele aldı. Mehmetçik'in sınırda uyguladığı tedbirleri ve çalışmaları yerinde inceledi.
İşte Yeni Şafak editörü Taha Hüseyin Karagöz'ün sıfır noktasındaki gözlemleri...
Özellikle iki bin kilometreyi aşkın bir mesafeyi kat ederek İran üzerinden gelen göçmenler için sınırın Van bölümünde önlemler üst seviyeye çıkarıldı.
Bu önlemlerin en büyüğü ise 2018 yılında çalışmalarına başlanan, Van’ın İran sınırındaki Çaldıran ilçesinden başlatılan, Ağrı’nın Doğubayazıt ile Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi hattına kadar uzanan modüler duvar ve akıllı kule projesi.
NEDEN AFGANİSTAN'DAN GÖÇ DALGASI ALIYORUZ?
Afganistan'dan göç dalgası aslında Taliban'ın ilerleyişinden daha önceye, Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgeden çekileceğini ilan ettiği tarihlere dayanıyor. Bölgedeki Şii nüfus peyderpey İran'a geçmeye başlamıştı. Kendisine sığınan genç Afganların silah altına almak karşılığında ailesine yerleşme imkanı ve eğitim imkanı sağlıyor. Silah altına aldığı Afganların ise Suriye'de ve diğer bölgelerde silahlı güçler olarak kullanıyor. İşte tam da bu noktada silah altına girmek istemeyen Afgan göçmenler, Türkiye'yi transit nokta olarak kullanıp Avrupa'ya gitmek için İran üzerinden Türkiye'ye kadar geliyor.
SINIR GÜVENLİĞİNDEKİ ÇALIŞMALARDA SON DURUM NE?
İran'la olan sınırımız tam 560 kilometre. 242 kilometrenin tamamı duvarla örülmesi planlanıyor. Geri kalan kısımlarda arazinin doğal set oluşturması nedeniyle karakollar ve gözetleme kuleleri, elektro optik kamera sistemleriyle eklenebiliyor. 242 kilometrenin şu an için 156.3 kilometresi tamamlandı. Bölgede şantiyelerde yoğun bir çalışma ve yeni karakollar inşa ediliyor. Sınır güvenliğinin artırılmasına yönelik yeni gözlem noktaları, kuleler, karakollar kuruluyor ve bir anlamda modüler duvar örme çalışmaları devam ediyor.
TERMAL KAMERALAR ASELSAN'DAN
Geçmiş yıllarda terör saldırılarıyla gündeme gelen Hangedik Karakolu’nunda da göçmen tehdidine karşı bütün güvenlik önlemleri alınmış durumda. Zırhlı araçlar, buradaki personeller 7/24 bölgede devriye atıyorlar.
Askerler nöbet tutarken bir yandan da ASELSAN üretimi termal kamerayla beraber bütün alanı gece gündüz taranıyor.
TÜM ÖNLEMLERE RAĞMEN MÜLTECİLER SINIRI NASIL AŞIYOR?
Sınıra ne kadar yüksek duvarlar tel örgüler oluşturursa da o duvarlar bazen yüksek merdivenlerle açılabiliyor. O tellerin üstüne halı tahta parçaları atılarak otellerin üstünden geçilebiliyor. Aynı şekilde menfezler arasından üçer, beşer, onar kişilik mülteci grupları koşar bir şekilde geçmeleri halinde mülteciler giriyor.
SINIRI AŞAN GÖÇMEN GRUPLARI NASIL YAKALANIYOR?
Sosyal medyada 'herhangi bir müdahale olmuyor' gibi bir hava estiriliyor. Ancak burada yapılan temel çalışma şu. Bütün o zaman içerisinde yakalanmayanlar ikişerli üçerli gruplar halinde dağıtıyorlar ve sahaya yayılıyorlar. Bu anlamda da grubun üstüne dar bir çerçevede ilerlemek ve dar bir çerçevede onları yakalamak güç hale geliyor. Bunun için de Jandarma Komutanlığı buradaki emniyet görevlileri yeni bir yöntem geliştirmişler ve geniş çerçevede neredeyse kilometreleri bulan bir çember oluşturarak bütün o dağılmış grubu iç bölgelere daha fazla ihlal edemeden durdurmayı başarıyorlar.
SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILAN GÖRÜNTÜLER NE KADAR DOĞRU?
Sosyal medyada yayınlanan görüntüler bir noktaya kadar gerçek. Ancak bir sonraki karede o dağılmış grubun buradaki güvenlik unsurlarınca durdurulduğunu söylemek mümkün.
İRANLI YAYLACILARIN ARASINA KARIŞIYORLAR
Burası Türkiye İran sınırının en kritik noktalarından bir tanesi. Çünkü 179 nol’lu hudut taşı adı verilen noktada çok fazla geçmişte geçiş oluyordu. Çünkü bu noktadaki düzlük alan İranlı konar göçerler tarafından konaklama alanı olarak kullanılıyordu. Çok sayıda çadır buraya kurulup buradan İranlı konargöçerler çeşitli yaylalara gidiyorlar. O çadırların arasına karışan farklı uyruklu ardan göçmenler, çoğu hat boyunca siz davalardaki buradan geçiş yapıyorlar. O yüzden güvenlik önemleri çokça artırılmış durumda. Çünkü burada yer alan kule, kendi enerjisini üretebilen ve anlık olarak görüntü aktarabilen elektro optik adı verilen çok kabiliyetli bir kule. Üzerindeki kanal alan ısısıyla 10 bin metreden yani 10 kilometre öteden insanı tanıyabiliyor ve 4 kilometre öteden de yüz hatlarına kadar tespit ve teşhis edebiliyor.
GELENLERİN HEPSİ ERKEK Mİ?
Gelenlerin büyük bir bölümünün genç ve erkek olduğu, aslında hayatlarını ülkelerine bir şekilde idame ettirebilecek kadın, yaşlı ve çocukların ise bu göçmenler arasında yer almadığı belirtildi. Ancak bu gerçeği karşılamıyor. Kadınlar, çocuklar hatta hamile kadınlar ve şiddetli hastalığı olan yaşlılar da yer alıyor.
TEMEL İHTİYAÇLARI KARŞILANIYOR
Göçmenler geri gönderme tesislerine gönderiliyorlardı ve burada onların pek çok ihtiyacı karşılanıyor. Öyle ki haftalardır, belki de aylardır üstündeki elbiseyi değiştirmeyen kişiler duş imkanlarından faydalanıp yeniden giyilmesi mümkün olmadığı için üstündeki kıyafete kadar ve çocuklarının bebek bezine manalarına yaşlarına kadar bu geri gönderme tesislerinde bu ihtiyaçlar karşılanıyor. Burada yakalanan göçmenler Afganistan Büyükelçiliği üzerinden yapılan koltukla geri gönderilebiliyor. Ancak şu anda hem Türkiye hem de dünyanın diğer ülkeleri Afganistanlı diplomatik misyonlarını yeniden sağlamaya çalışıyor. O yüzden geri gönderme işlemi şimdilik durmuş durumda.
İRAN'IN ALDIĞI GÜVENLİK ÖNLEMİ YETERLİ Mİ?
Tahran yönetimi tarafından tüm tedbirler alındı şeklinde anlatılsa durum tam olarak öyle değil. Sadece İran Kuvvetleri'ne ait bir karakol mevcut. Başka bir önlem 4 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğindeki bir hendek. Bu duvarın üstüne bir de jiletli tel sistemi getirilmiş olacak. Bunun yanı sıra diğer noktalarda gördüğümüz elektro optik kameralar da sınırı anbean takip ediyor. Ancak İran'ın kulelerine ve gözetleme tesislerine bakıldığında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kurulan noktalara nazaran çok daha küçük olduğu ve personel, askeri teçhizat ve donanım yönünden de çok daha az olduğunu söylemek mümkün.
GÖÇMEN HAREKETLİLİĞİNİN ARTMASININ NEDENLERİ BİRİ ‘KAÇAKÇILAR’
Son dönemde buradaki göçmen hareketliliğinin artmasının nedenlerinden bir tanesi de uyuşturucu ve sigara kaçakçılığına karşı verilen mücadelede başarılı olunması. Sebebi ise şu. Uyuşturucu kaçakçıları yüksek miktarda para ödeyerek aldıkları uyuşturucuları güvenlik güçlerine yakalandıktan sonra maliyeti yani girişim sermayesi çok daha düşük olan insan kaçakçılığına yönlendiler. Sıkı güvenlik önlemlerinin artırılmasının ardından kaçakçılar yeni bir yönteme başvurdu. ‘Çok evleri’ adı verilen apartman daireleri ve müstakil evler tutup burada mültecileri üst üste barındırmaya başladılar.
Emniyet teşkilatı hem istihbaratlar paradan hem de Türk Silahlı Kuvvetleri ile beraber yürüttüğü çalışmalar doğrultusunda bu evleri tespit ederek yıkmaya başladı. Bunun üzerine örgüt toprak seviyesinin altında oluşturduğu menfezleri eve dönüştürerek burada göçmenleri Türkiye'nin içine sokacaklar tarihe kadar barındırmaya çalıştılar. Bunun da tespit edilmesiyle beraber farklı arayışlara girdiler.