30 Ekim'de Seferihisar açıklarında meydana gelen depreme ilişkin AFAD'ın hazırladığı rapor yayımlandı. Depremin en yakın yerleşim birimi olan Seferihisar'a bağlı Doğanbey Payamli köyüne uzaklığının 27,17 kilometre olduğu aktarılan raporda, ana şoktan, 9 Aralık'a kadar geçen zamanda büyüklükleri 0.9 ile 5.1 arasında değişen 5 bin 99 artçı depremin olduğu, depremin belirgin süresinin ise hesaplamalara göre 15.68 saniye olarak saptandığı bildirildi.
'GERİLİM BİRİKİMİ SAPTANDI'
Depreme neden olan fayda gerilim birikiminin geliştiği belirtilerek, "İzmir Seferihisar açıklarındaki depremden hemen sonra yapılan Coulomb Gerilim Analizi sonuçlarıda bize depreme neden olan fayın doğu ve batı olmak üzere her iki ucunda gerilim birikiminin geliştiği saptanmıştır. Depremin ardından geçen 41 günlük süre içindeki artçıların dağılımı elde edilen gerilim dağılım haritasını doğrular nitelikte gelişmiştir" ifadelerine yer verildi.
'BETON KALİTESİ YETERSİZ'
Raporda, İzmir'in Bayraklı ilçesinde yapılan gözlemlere dayanan tespitlere göre bina hasarı genel başlıklar altında değerlendirilerek şu ifadelere yer verildi:
'DEPREME DAYANIKLI OLDUĞU SONUCU ÇIKARILMAMALI'
Raporun sonuç kısmında ise, deprem mühendisliği açısından Sisam depreminde gözlenen bina hasarlarının çoğunun daha önce yaşanmış depremlerde gözlenmiş olan hasarlarla benzer olduğu belirtilerek, "Yapıların deprem performansını olumsuz olarak etkileyen yetersiz dayanım ve detaylandırma, mimari düzensizlikler, zayıf işçilik ve düşük malzeme kalitesi gibi unsurların bir arada bulunduğu binaların ağır hasara uğradığı veya toptan göçtüğü görülmüştür. Hasarın Bayraklı'da ve 7-10 katlı binalarda yoğunlaşmasının sebebi zemin büyütme etkisi nedeniyle bu binalara daha fazla deprem kuvvetlerinin etki etmiş olmasıdır. Ancak, vurgulanması gereken önemli bir husus ölçülen deprem yer kayıtlarına bakıldığında binalara etki eden yatay kuvvetlerin, binaların tasarlandığı yönetmeliklerde öngörülen tasarım kuvvetlerinden daha düşük olduğudur. Diğer önemli bir konu ise bu deprem anında hasar görmeyen veya az hasar gören binaların depreme dayanıklı olduğu sonucunun çıkarılmaması gerektiğidir. Zira, İzmir’de binaların maruz kaldığı deprem etkisi tasarım depreminden daha düşüktür. Sisam depremi, bölge yapı stoku açısından uyarıcı nitelikte olup beklenen tasarım depremi altında hasarın çok daha vahim olacağının habercisidir. Bayraklı özelinde gözlemlenen zemin büyütme etkisi de tasarımda dikkate alınması gereken önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır" denildi.