İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada, savcılık ifadeleri tamamlanan ve Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan şüphelilerden 14'ü daha "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "çocuğun cinsel istismarı", "nitelikli cinsel saldırı", "şantaj", "mal varlığı değerlerini yurt dışına çıkarma", "cebir, şiddet ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından tutuklandı.
Böylece, aralarında Oktar'ın da bulunduğu toplam 157 şüpheli tutuklanmış oldu.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 187 şüpheliden 5'i emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılmış, 182 kişi adliyeye sevk edilmişti.
Bu şüphelilerden, 14'ü, 13'ü adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı, 11 şüphelinin sorgusu ise sürüyor.
SAVCILIKTAN İLGİNÇ TESPİTLER
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklamaya sevk edilen şüpheliler hakkında hazırlanan sevk yazısında ilginç tespitlere yer verildi.
Savcılığın sevk yazısında Adnan Oktar’ın 80’li yıllardan itibaren sözde dini bir cemaat kisvesi altında, aslında İslam dinine ve ahlaka tamamen aykırı kurallar ve yöntemlerle suç amaçlı örgüt yapılanmasını oluşturduğu belirtildi. Oktar’a ‘Mehdilik’ olarak kutsallık kazandırmak amacıyla Kuranı Kerim’den çarpıtma yorumlarla örgüte kazandırılmak istenen şahısların zihinlerinin yıkandığı, koşulsuz itaat etmelerinin empoze edildiği, kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla Piyanist Fazıl Say’a dava açtıkları anlatıldı.
4 TELKİNDEN GEÇİRİLİYORLAR
Savcılığın yazısında, örgütün zengin ve fiziki görünümleri iyi olan erkek mensuplarının örgüte kazandırılması istenen kadınlarla önce duygusal anlamda ilişki yaşadıkları, ardından da örgüt içerisinde öğretilen sözde ‘psikolojik telkin, dini telkin, ileriye dönük ideal telkin ve son olarak cennet vaadi’ yöntemleri ile örgüte kazandırılmaya çalışıldığı belirtildi. Yazıda ayrıca, Oktar’ın birçok kadına da türlü eziyetler uyguladığı öne sürüldü.
KÖLE HALİNE GETİRİLDİLER
Oktar’ın mehdiliğine inandırılan kadınların, öncelikle örgütte yeni eleman kazandırılmasın da görevli erkek şahıslarla grup veya ayrı yarı cinsel ilişkiye zorlandıkları çocuk yaştaki kızların dahi zorlandığı hatta cinselliği artırıcı ilaçların katıldığı içeceklerin kullanıldığı partilerin düzenlendiği ifade edildi. İlişkiye zorlanan kadınların kategorilere ayrılarak örgütte farklı görevler verildiği bir çok kadına da eziyetler uygulanıp sapkın arzusunu kabul eden birer köle haline getirildikleri ilişki görüntülerinin şantaj amaçlı kullanıldığı belirtildi.
FETÖ İLE BENZERLİKLER ANLATILDI
Sevk yazısında Oktar’ın liderliğin yaptığı örgüt ile FETÖ arasındaki benzerliklere dikkat çekildi. Örgütün örgüt mensupları ve sempatizanlarından FETÖ benzeri yöntemle dini duyguların sömürülmesi suretiyle “İnfak” Himmet “Ecir” adı altında örgüte para topladığı anlatıldı. Örgüt yapılanması İmam kardeşler, imam bacılar, adliye imamı, para imamları gibi aynı şekilde şahısları ailelerinden kopararak örgüte kazandırmaya çalıştıkları öne sürüldü.
MASAK RAPORUNA YER VERİLDİ
MASAK raporuna göre ise, örgüt üyelerine ait şirketlerin yetkililerinin, şirketlerin mal satışlarından elde edilen gelirleri şirkete değil örgütle bağlantılı şahıslara aktarıldığı tespit edildi. Bu sayede paranın kaynağından uzaklaştırıldığı hatta banka kredilerinin ödenmeyerek üçüncü kişilere aktarma, para çekme, gayrimenkul edinme ve gayrimenkulün mülkiyet yapısını değiştirme eylemlerinin kara para aklamaya yönelik olduğu belirtildi.
PLANLI VE DİSİPLİNLİ
Yazıda ‘planlı ve disiplinli bir oluşum içeirisinde amaç ve stratejisi, zihin yıkama yöntemleri FETÖ benzeri hiyerarşik yapısı, üye sayısı, sahip olduğu silahlı ve zorlayıcı gücü itibariyle amaç suçları işlemeye elverişli bir suç örgütü olduğu hukuki kanaatine varılmıştır” ifadesi kullanıldı.
1980’DEN BERİ DEVAMLILIK ARZ EDİYOR
Adnan Oktar’ın liderliğini yaptığı öne sürülen örgütün çocukların cinsel istismarı, cinsel saldırı suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ve yayılması, şantaj, dolandırıcılık, rüşvet, eziyet suçlarını işlemek amacıyla ortak bir iradeye dayalı olduğu ve 1980’li yıllardan itibaren devamlılık arz ettiği belirtildi. Belirli bir hiyerarşi dahilinde planlı ve disiplinli bir oluşum içerisinde amaç ve stratejisi, zihin yıkama yöntemleri FETÖ/PDY benzeri hiyerarşik yapısı üye sayısı, sahip olduğu silahlı ve zorlayıcı güçü itibariyle amaç suçları işlemeye elverişli bir suç örgütü olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.
OKTAR MUTLAK LİDER
Şüpheli Adnan Oktar’ın örgütün mutlak lideri olduğu, öne sürülen sevk yazısında, örgütü dini değerlere zarar vermek, toplumun yapısını bozmak ve haksız elde ettikleri kazançları meşrulaştırıp lüks bir hayat sürerek devamlılığını sağlayacak şekilde yapılandırdığı öne sürüldü. Birçok örgüt mensubunun gerçeğe aykırı kuyumculuk faaliyetleri üzerinden alınan ruhsatlarla silahlandırıldığı öne sürülen sevk yazısında, Adnan Oktar’ın ‘Mehdi’ olduğuna örgüt üyelerini inandırdığı, örgüt içerisinde hazırlamış olduğu yemin metni ile dini duygular üzerinden örgütten ayrılmayı engelleme gayreti içerisinde olduğu, yemin metnini ve mehdiye biat kavramını örgüt üyeleri üzerinde mutlak bir hakimiyet sağlamak için kullandığı anlaşılmıştır” denildi.
Örgüt içerisine bulunan, “İmam Bacılar”, “Bacılar” ve “Kız Kardeşler” isminde gruplar olduğu ve bu gruplardaki tüm kadınların Adnan Oktar’ın eşi konumunda olduğu anlatıldı. Oktar’ın örgüt içerisinde her şeye karar verdiği anlatılan sevk yazısında, örgütün üst seviyelerinde bulunan üyelerinin bile Adnan Oktar karşısında itaatkar şekilde durdukları belirtildi.
TÜM SUÇLARDAN SORUMLU TUTULDU
Sevk yazısında Adnan Oktar’ın örgütün kurucusu ve lideri olduğu bu sebeple örgüt içerisinde gerçekleştirilen tüm cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, şantaj ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından, ayrıca küçük yaştaki mağdurlar S.M ve G.Ç’ye yönelik cinsel istismar eylemleri, müştekiler H.U ve E.A’ya yönelik cinsel saldırı ile 22 kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı eylemlerine de bizzat iştirak ettiği, bu şekilde atılı suçları işlediği belirtildi.