Adil Öksüz arandığını gazetelerden öğrenmiş

Darbe Komisyonu'na FETÖ yapılanması hakkında bilgi veren Doktor Hasan Polat, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alındıktan sonra İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nde Adil Öksüz'ün kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım ile karşılaştığını belirterek, "Yıldırım, Adil Öksüz'ün serbest bırakıldıktan sonra 2 gün boyunca kayınpederinin evinde kaldığını ve arandığını gazeteden öğrendiğini söyledi" diye konuştu.

Yeni Şafak

TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu, 16 sene FETÖ'nün içinde yer almış ve 2002 yılında örgütten ayrılmış olan Doktor Hasan Polat'ı dinledi. FETÖ elebaşı Gülen'in vermiş olduğu bütün hüküm ve fetvaları İslami literatürde bir yere dayandırdığını kaydeden Polat, “Cemaat birisini seviyor veya sevmiyor ayrı bir şey, onunla iş yapar veya yapmaz o çok ayrı bir şey. Arka planda Tansu Çiller hakkında çok olumsuz konuşur ama görüştüğü zaman iltifat eder. Mesut Yılmaz hakkında olumsuz konuşur ama görüştüğü zaman bir sürü iltifat eder. Çıktıktan sonra da bunlarda devlet adamı mı diyebilir. İsmail Hakkı Karadayı hakkında cemaat çok ciddi çalışma yaptı ama bu Karadayı'yı sevdiğinden değil, kendine faydalı gördüğü için" diye konuştu.

Adil Öksüz'ün tutuklandıktan sonra serbest bırakılmasını da değerlendiren Polat, konuya ilişkin şunları söyledi:

15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünde Adil Öksüz'ün kayınbiraderi olan Ali Sami Yıldırım ile karşılaştığını belirten Polat, “Yıldırım, Adil Öksüz'ün tutuklandığını ve daha sonra serbest bırakıldığını, rahat rahat elini kolunu sallayarak kayınpederinin evine geldiğini ve hiçbir şey olmamış gibi orada 2 gün kaldığını söyledi. Yıldırım, Adil Öksüz'ün bir gün gazeteyi açıp baktığında arandığını gördüğünü iletti" dedi.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/12/08/06/42/resized_fb893-7e7eb6fb0.jpg

'Askeriyedeki arkadaşlar harp hukuku ile hareket edecekler'

Soru çalmanın, askeriyede içki içmenin, meyhaneye gitmenin, zina yapmanın kendince fetvalarının olduğuna dikkat çeken Polat, “Takiyye normalde düşmana karşı yapılır ve tuzak kuramazsınız. Müslüman tuzak kuramaz. Müslüman güven insanıdır. FETÖ'nün en büyük ihaneti İslam'a, İslami değerlerinin içini boşaltmasına olmuştur. Türkiye'deki çok ciddi bir ana akım ihtiyacını tespit ettiler. İnsanların dinin sempatik yüzünü görmeye ihtiyaçları vardı. Bunu kullanırken ön planda hiçbir problem göstermedi. Arka planda çevirdiği dolapları, yanında 30 yıldır bulunan mollaların çoğu bilmiyor" diye konuştu.

GÜNDEM
Darbecilerin ilk planı bakın neymiş

Gülen'in bir fetvasını da paylaşan Polat, "Askeriyedeki arkadaşlar harp hukuku ile hareket edecekler. Harp hukuku ne demek; sen bir ülkeye casus olarak göndermişsin Kilise'de zangoçluk yapıyorsun. Mesela Yavuz Sultan Selim, Hasan Can'ı gönderdi kilisede zangoçluk yapmaya. İçki içmeyecek miydi? İçki de içti, zangoçta çıkardı' diyor. Bunun adı harp hukuku. Bu yaptığını asla doğru bulmadığım gibi hiçbir kutsal hedef bunun yaptığı ihanete de, yalana da değmez" açıklamasında bulundu.

'Erdoğan düşmanlığı ve nefreti aşılandı'

FETÖ'nün psikolojik soğuk savaş taktiklerinin hepsini son 5 senedir uyguladığını belirten Polat, şöyle devam etti:

GÜNDEM
Darbecilerin ihanet konseyinde kimlerin olduğu ortaya çıktı

FETÖ'nün pragmatist ve omurgasız bir yapı olduğunu vurgulayan Polat, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Cemaat tarafından kullanılmak herkese nasip olmuştur. Bu son 5 senelik eylemlerinin tamamı bilinçli ve eylemli bir şekilde yapılmıştır. Yargı içerisinde haftalık görüşmelerinde MİT tırları meselesini çok detaylı anlatıyorlar. Ben MİT tırları meselesini 2012 yılında eniştemden sabaha kadar dinledim. Eniştem, 'Tayyip Bey kaçacak, başını koyacak yer bulamayacak' gibi şeyler söyledi."